6

5.5K 457 819
                                    

Önceki bölümü okumayı unutmayın, 2 bölüm attım

- -

"Beyler, bu maçı kazanamazsak bittiğimizin işaretidir!"

Basketbol takımı giyinme odasında toplanmış, antrenmandan yeni çıktıkları için dinlenip üstlerini değiştiriyorlardı. Zayn ayağa kalkmış halde durumdan yakınıyor, Harry tişörtünü çıkarıp omzuna asmış, dinlenmek için sırtını arkaya yaslayarak ona bakıyordu.

"Kazanacağız oğlum, ne abarttın ya." Liam elindeki tişörtle kendisine hava yaparken, Arthur ve diğer üç kişi bu duruma sırıtmakla, geri kalanları ise telefona bakmakla uğraşıyordu.

"Duydum ki Koç Brown kazanamazsak bizi şınav maratonuna sokacakmış. İyi iş çıkarıyoruz, bozuşuruz sonra."

"Daha hazirana çok var," dedi bir diğer arkadaşı. "O zamana kadar iyi olmamız için bize kök söktürür zaten."

"Beyler, onu bunu bırakın da bana bakın," dedi Arthur telefonuna sırıtarak bakarken. Bazıları kendisine döndüğünde, keyifle arkasına yaslanıp herkese göz gezdirdi. "Okulun en güzel kızıyla çıkıyorum, alırım bir hayırlı olsunu."

Birçoğu merakla başına üşüşüp telefonuna bakmak için üst üste tırmandığında erkeklerin kız hakkındaki ağza alınmayacak lafları Harry'nin midesini bulandırmış, duymamak için omzuna astığı tişörtle göğsündeki terleri silmeye çalışıyordu.

"Kendi türümden bazen utanıyorum."

Louis saçlarını küçük bir havluyla kurutarak ortaya çıktığında, telefona bakan herkes ona dönmüş, Harry ise hevesle yerinde doğrulmuştu. Bir an için bakışları kesişse bile, Louis gözlüğünü düzeltip yeniden diğerlerine döndü.

Dünkü öpücük meselesinin üzerine daha fazla mesajlaşmamışlardı ama Louis de bu meseleyi pek umursuyor gibi durmuyordu ve her zamanki gibi, Harry onu izlemekten kendini alamıyordu.

"Bunda ne var?" dedi içlerinden biri, arkadaşının omzuna yaslanarak. "Kız güzel, biz de bunu överek ödüllendiriyoruz."

Etraftan duyulan kahkahalara yapmacık bir gülümseme verip iç geçirdi. "Sana da yazık oldu Gabe, bir aralar o kızın arkadaşından tekmeyi yemiştin diye hatırlıyorum."

Az önce Gabe'in dediklerine gülen arkadaşları, bu laf üzerine artık onun düşen suratına doğru gülmeye başladıklarında, Gabe "Gidip kendi denginle oyna," diye homurdanıp, arkadaşları arasından sıyrılarak giysi dolabına yöneldi. Louis'nin dudakları zafer edasıyla kıvrılsa da Arthur'un ukala bakışlarını görünce dayanamamıştı.

"Bu arada... Okulun en güzel kızıyla çıkacaksan okulun en züppesi gibi davranmayabilirsin Arthur. Onun da duyguları var." Etraftakiler gülerken Harry'nin de bıyık altından sırıttığını fark edebiliyordu. Arthur da pek takmamış, hafifçe sırıtmıştı ama Louis'ye göre bu umursanması gereken bir şeydi. Neden saygı göstermeyi bilmiyorlardı?

Louis saçlarını kurulamayı bırakıp arkasındaki dolaba yaslandığında, içlerinden birinin "Louis," demesiyle bakışlarını Harry'den -veya kurulamaya çalıştığı terli göğsünden- zorlukla çekerek ona çevirdi.

"Hm?"

"Eğer bizden birini seçseydin, kimi sevgili olarak yanına alırdın?"

Gözlerini devirirken soruyu yanıtlaması için kopan alkışlara istemsizce gülerek karşılık verdi. Harry ise göğsünü silse bile algılarını onlara çevirmişti.

"Üzgünüm beyler ama ilgimi çektiğiniz söylenemez."

"Sana kalbimizi veririiiz!" diyerek, birbirlerinin omuzlarına kollarını atıp tuhaf bir şarkı söylemeye başladıklarında, artık kahkahalarına engel olamıyor, Harry'nin kendi arkadaşlarına nasıl da öfkeyle baktığını görerek iyice neşeleniyordu.

Angry Mascot | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin