79

4.9K 307 2.5K
                                    

SON

"Genç basketbolcu Harry Styles, FIBA'nın alt kadrosunda, kendi takımında şimdiden parlayan bir yıldız!"

"Harry Styles, özel hayatına ilişkin soruları cevapsız bırakıyor."

"İşinde hızla yükselen basketbolcu Harry Styles'ın NBA'de yer alıp almayacağı belli değil. Bu sorulara henüz cevap vermedi."

"FIBA federasyonu üyesi Manny BLACK, genç sporcu hakkında duyduğu gururu şu sözlerle anlattı..."

"Harry Styles: Basketbol bir iş değil, benim için gerçek bir hobi."

"GENÇ KIZLAR ONA HAYRAN!"

"Harry Styles cumartesi günü bir matbaadan çıkarken görüntülendi."

Louis, sıkılgan bir ifadeyle eline aldığı tabletten Harry hakkında ortaya atılan haberleri inceliyordu. Bazılarının canını sıktığını fark ettiğinde derin bir nefes aldı ve tabletini kapatıp bacakları üzerine koydu.

Koskoca üç yıl, üniversiteye geçeli iki yıl...

Louis hayalindeki bölümü kazanmış, iki yılda başarıyla yol kat etmişti. Şehir dışındaki bir üniversiteyi kazanmıştı, yurtta kalıyordu. Eski dostlarından hiç ayrılmamıştı. Ve sonra...

Ve sonra Harry vardı. İlk aşkı. Hayır, ilk gerçek aşkı. Basketbolda üç yılda ilerlemiş, adını hızlı bir yükselişle insanlara duyurmuştu. Harry bu spor için yaratılmış gibiydi. Öyle başarılıydı ki başarılı emektar basketbolcuların bile dikkatini çekiyordu. Yükselişi Louis'nin onun adına gururlu hissetmesine neden oluyor, yine onun adına seviniyordu.

Harry artık bir takım kaptanı değildi. Büyük bir takım içinde oynayan ve yıldızı hızlıca parlamaya başlayan biri olup çıkmıştı. Louis, tıpkı üç sene önce olduğu gibi yine popülariteden çekiniyor ve uzak kalmaya çalışıyordu. Bu nedenle Harry ilişki hayatından basına asla bahsetmez, sosyal medyada başarıları ve işleri dışında bir şey paylaşmazdı. Popülarite Louis'ye göre değildi ama Harry hiç sıkıntı etmeden ona bir şekilde ayak uydurabiliyordu ve bundan şikâyetçi de değildi.

"Bebeğim." Harry, yanında sessizliğe gömülmüş, araba camı yerine dizlerine bakmayı tercih eden Louis'yi fark edince seslendi. Louis kendisine dönünce dudaklarına ufak bir tebessüm yerleştirip elini onun bacağına koydu, gözlerini yoldan ayırmadı. "Aşkım, neden duruldun birdenbire?"

"Hiç," dedi başını arkaya yaslayarak. "Nereye gideceğimizi merak ediyorum sadece."

Harry'nin parmakları usul usul okşadı bacağını. Louis gülmemek için dudaklarını bastırarak, ellerini onun eline sarıp okşamasını durdurunca, Harry'nin dudakları keyifle kıvrıldı. "Nedenini az çok biliyorum."

"Ya..." dedi. "Neymiş bakalım?"

"Ne olacak? Hakkımda yazılmış haberlere bakıp canını sıkıyorsun yine."

"Evet." Oflayarak onun eliyle oynamaya başladı. "Genç kızlar sana hayyyranmış!"

Harry kıkırdayınca Louis de güldü. "Lisede de böyle değil miydi?"

"Ya, ne demezsin..."

"O haberlere itimat etme. Özel hayatımı kurcalamaya bayılıyorlar, ünlü olmanın büyük bir getirisi sanırım. Hayranlarım oluşunca bu tür haberler kaçınılmaz oluyor."

"Biliyorum Harry. Biliyorum."

Harry, onun düşen suratını gördüğünde endişeyle Louis'nin elini sıktı. "Hey, yapma böyle. Lütfen sevgilim, üzülmene dayanamıyorum."

Angry Mascot | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin