64

3.4K 336 988
                                    

Louis, neredeyse bayılacağını hissetti. Dizleri onu taşımakta bir nebze güçlük çekiyordu. Bedeni son zamanlarda uykusuz, yemeksiz ve huzurdan uzak kaldığından enerjisi tamamen tükenmişti.

Kollarındaki kitapları önündeki dolaba sıkıştırmaya çalışırken düzenli olup olmamalarını bile umursayamamıştı. Gözleri acıyordu. Eklem yerleri ise sızlıyordu fakat kendisini, maskot kıyafetlerini giyip amigo takımına karışması gerektiğine dair kodlamaya çalıştı. Sınav haftasında hiç katılamamıştı, onları ekmek istemiyordu.

Dolabını kapatmak üzereyken yanında beliren kız grubuyla bakışlarını onlara çevirdi. Üç kız kendisine gülümserken, ortadaki sarışın kızın heyecanı her yerinden okunuyordu. Bir an için tanıyamadı fakat sonradan bu kızın amigo takımından Gabriel olduğunu fark etti.

"Selam Louis, n'aber?"

Gülümsemeye çalıştı. "İyiyim, sen?"

"Ben de iyiyim, hatta heyecanlı!" Bir an için arkadaşlarına baktı ve hepsi onu destekleyici şekilde gülümsedi. Gabriel hevesle ona döndüğüne bir yandan da kendisine hevesini bu kadar belli etmemesi gerektiğini söylüyordu. "Şey, uhm-" Boğazını temizledi. "Harry ve sen, ayrıldınız mı?"

Louis'nin dudaklarındaki zoraki gülümseme de usulca inişe geçtiğinde, bakışlarını kaçırıp yalnızca başıyla onaylamakla yetindi. Onunla çıkmaya başladığı ilk zamanlarda bu raddeye gelebileceklerini hiç düşünmemişti ve şimdi, sadece on altı yaşında olmanın getirilerini düşünmesi gerekirken Harry'yi düşünmekten, aralarındaki ilişki için üzülmekten başka bir şey yapamıyordu.

Gabriel neredeyse sevinçle zıplamak istedi ama arkadaşlarıyla birlikte sadece gülümsemişti. "Yani- Harry'yi bilirsin. O okuldaki en yakışıklı erkek ve takım kaptanı ve gerçekten çok fazla kişiyle çıktı. Hani çok da takılacak bir durum değil ve ben ondan deli gibi hoşlanıyorum! Sanırım ona açılacağım ve ben sizin ayrıldığınızdan emin olmak istedim."

Louis'nin afallayan suratını fark ettiğinde iç çekip omuzlarından tuttu onu. "Biz arkadaşız. Aynı takımdayız Lou, lütfen ayrıldığınız için üzülme tamam mı?"

Omuzlarını silkeleyip kızı öfkeyke omzundan ittiğinde üçü de şaşkınca ona bakıyordu. "O zaman git ona söyle, aptal! Bana neden gelip bunları anlatıyorsun?!"

Dolabının kapağını sertçe çarptığında Gabriel yerinde sıçradı ama kaşlarını çatmaktan kendini alamadı. "Senden neden ayrıldığı bariz belli, ucube. Kırmamak için çaba göstermeme rağm-"

"Beni sadece sinirlendirdin karga burun, defol git şimdi, hadi!"

Gabriel korkuyla küçük burnuna dokunup arkadaşlarıyla oradan uzaklaşırlen, Louis nefes nefese arkalarından bakıyordu. Öyle ki bir an gözleri karardı ve şakağını tutarak hızla çıkışa ilerledi.

Adımlarını spor salonuna çevirip direkt olarak giyinme odasına girdi. Maskot kıyafetlerini alacakken o kadar çok ani hareket yaptığını, yeni bir baş dönmesi sonucu yine anladı.

Bu halde kesinlikle katılamayacaktı.

Amigo kaptanını ararken kendini yeniden spor salonunda buldu ve onun yanına ilerlerken adımları birbirine karışıyormuş gibi hissediyordu. Yanına geldiğinde kızlarla birlikte esneme hareketi yapan Kristen onu fark ederek durdu.

"Kristen, takımı boşladığımı biliyorum ama senden dinlenmek için bir gün daha rica edecek-"

"Louis, bu imkânsız. Komik ve tatlı bir maskot olman gerekirken gün geçtikçe ölü bir maskota benziyorsun, silkelen ve işinin başına geç artık."

Angry Mascot | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin