1 ay sonraMoskova'da eski düzene dair hiçbir şey kalmamıştı. Meclisin otoritesi sarsıldığından önlemler hat safhaya çekilmiş, kurtlar tarihleri boyunca hiç almadıkları kadar yoğun önlemler almışlardı. Her şeyden habersiz insan grubu dahi tedirgindi artan cinayetlerden dolayı, önceden vampirlerin yerli halktan beslenmesi yasaktı ve az çok bu kurala Park Chanyeol'un kontrolünden dolayı uyuluyordu ama bir gerçek vardı. Jimin, Chanyeol'a olan saygısından onun kurallarına uyuyordu. İstemediği vakit, kardeşi bile onu tamamen engelleyemezdi.
Jeon Jungkook'un hâlâ kayıp olmasından dolayı, Jimin aklını yitirmek üzereydi. Cadılar nöbetleşe meclis binasının etrafındaki büyü bariyerini kontrol ediyorlardı , Oblinskiy köşkünde olanlardan sonra herkes kapıdan girememesinin ona bir engel olmadığını kavramıştı. Ve Jeon Jungkook ona teslim edilene kadar durmayacaktı, her gün bariyerin etrafını dolaşıyordu mesela. Oblinskiy köşküne de cadılar gönderilmişti, alfa Alexey canı en tehlikede olan kişiydi çünkü dışarı adımını attığı an Jimin onu öldürecekti. Önce Jungkook'un yerini söyletecek, türlü türlü işkenceler yapacak ve sonra öldürecekti.
Aynı zamanda Valeria'dan da haber yoktu, kurtlar öldüğünü düşünmüşlerdi başta. Ama Jimin'in de onu arıyor oluşundan bir başkasının ona el koyduğunu anlamışlardı. Ya meclis alttan alttan bir şeyler karıştırıyordu, ya da sahada yeni birileri vardı.
Ve bu sırada, üç klandan da olmayan birisi vardı. Kim Yerim, görünmez köyden firari bir periydi hâlâ. İçten içe , derin bir çatışma içerisindeydi. Herkesin peşinde olduğu şeyi biliyordu, öğrenmişti. Efendisinin ona verdiği görevi başarmıştı aslında, genç melezin gücünün nerede saklandığını bulmuştu. Ama bu bilgiyle ne yapacağını bilmiyordu ; Jungkook onun arkadaşıydı ve o çocuğun kurtulmasını istiyordu bu yüzden o güce ihtiyacı vardı , öbür yandan efendisine bunu söylemezse kaybedeceği çok fazla şey vardı. Uğruna savaştığı her şeyi yakıp yıkardı gözleri önünde.
"Yeri."
"Evet efendim."
Dalgalı saçları önüne düşen, beyaz tenli büyücü pelerininin kapüşonunu çıkarıp koltuğa oturdu.
"Jeon Jungkook'un gücünün saklandığı yeri hâlâ öğrenemediğini söyleme bana."
"Elimden geleni yapıyorum efendim ama kendi aralarında dahi bu konudan bahsetmiyorlar."
"Dinlendiklerinin farkında olduklarını mı düşünüyorsun?"
"Park Jimin tarafından dinlendiklerini düşünüyorlar, Lord Park sürekli iki köşkün de etrafını dolanıyor. Onları duyabilir sonuçta."
Sarı saçlı peri renk vermemeye özen gösteriyordu, hizmet ettiği büyücü her an anlayabilirdi bir şey sakladığını."Büyü kullanabilirler bunun için?"
"Sanırım.." , "Meclis , Parkların yanında bir cadı olabileceğinden şüphelenmeye başladılar."
Büyücü pek şaşırmışa benzemiyordu, omuz silkerek arkasına yaslandı ve gözlerini hafifçe kapatarak belli belirsiz gülümsedi.
"Geç bile kaldılar."
Moskova'daki herkesin onu en az üç adım geriden takip ediyor oluşu müthiş bir güven sağlıyordu ona. Ayaklarının yere sağlam basmasını hep seven birisi olmuştu zaten ve her şeyin kontrol altında oluşu , düşmanlarının ondan habersiz oluşu , her şeyin tıkırında işleyişi onu rahatlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fireonwater°jikook
Fanfictionvampires¡werewolves¡witches 1830/Moskova Gözlerimi açtığımda ellerimde senin soğuk kanın vardı; biraz da kendi sıcak kanımdan damladı üstüne. Kırmızıyla mavi avuç içimde karışmışlardı birbirlerine. Ve şimdi, bu ellerle tüm şehri yakacağım. Kırmızıyl...