"Girişe büyük şamdanlar mı istersiniz yoksa çiçekler mi efendim?"
"Fark etmez.." Jungkook başını ovalayarak derin bir nefes aldı. Başı çok ağrıyordu , şu an tek istediği olabildiğince sessiz bir yerde uyumaktı ama bu isteğine en zıt yerdeydi. Düğün hazırlıklarının merkezi, yanında müstakbel eşiyle gereksiz ayrıntılar üstüne sabahtan beri konuşup çok önemliymiş gibi bu abartılı düğünü planlıyorlardı.
"..Merdivenlerin başına kurt büstleri koydurtmalıyız, kurtları temsilen." Dedi Valeria hevesle, Jungkook'un ne kadar sıkıldığını ya gerçekten görmüyor ya da çok iyi numara yapıyordu.
"Birkaç tasarımımız var." Organizasyonla birebir görevli olan kadın önlerine hemen birkaç kağıt çıkarıp gösterdi. Muhtemelen bunu tahmin etmişlerdi çünkü kurtlar ve cadılar arasında yapılacak bu düğün bile bir üstünlük kurma mücadelesiydi, düğün salonuna kurtları temsilen büstler ve semboller olacak ; sanki düğün sadece bir Oblinskiy düğünüymüş imajı yaratılacaktı. Tabii cadılarla yine de düşman durumuna düşmemek için küçük jestler yapılırdı, ama göze batmayacak şekilde.
"Gümüş olanlar çok güzel değiller mi Jungkook?"
Jungkook dalıp gitmişti, Valeria sorunu yineleyince ayılıp hızlıca kafasını iki yana salladı başından savmak ister gibi. "Hepsi güzel Valeria."
"Ama en güzeli olmalı, her şeyin en güzeli."
Jungkook bu gün neden Valeria'yı asla sevemeyeceğini birkez daha anlamıştı. O kadar abartı seviyor ve öyle narsistti ki, tamamen gösteriş üzerine kuruluydu kafasındaki sistem. Jungkook onun kocası olacaktı, Valeria alfanın gelini olacaktı. Büyük bir rütbe almış olacaktı sürüde, özellikle kadın kurtların rütbe almaları erkeklerden daha zordu. Ve bu kadar üst bir mertebede olmak kim bilir nasıl tatmin edecekti onu.. Haliyle bu büyük olay için ona yakışır bir kutlama gerekliydi, her şeyin en pahalısından oluşan bir lüks havuzu.
Kusursuz olan şeyler, hepsi birbirlerine benziyorlardı ve Valeria'nın basitliğinden ötürü, o asla Jungkook'un eşi olmayacaktı. Valeria güzeldi. Ama bu kadar, sığdı aynı zamanda.
Jeon Jungkook uçsuz bucaksız, derin bir okyanus görmüştü, Valeria ise ufacık bir su birikintisinden ibaretti."Kumaş seçiminizi hâlâ bitirmediniz efendim." Adını dahi hatırlamadığı kadının sesiyle düşüncelerinden istemeye istemeye sıyrıldı Jungkook. Tüm bu düğün karmaşasıyla beraber işin ciddiyetini daha da anlamıştı sanki, gözünde hiç olmadığı kadar büyüyordu bu olay.
"Ne kumaşı?"
"Düğün elbisele..."
"Bu gece dolunay var." Diyerek kesti sözünü. "Dinlenmem gerekiyor, gerisini Valeria ile halledin."
Valeria somurtarak kalkmaya çalışan Jungkook'u kolundan yakaladı. "Ama Kook, gelinliğim için kumaşları beraber seçmemiz gerekiyor."
"Kumaşların hepsi güzel Valeria."
"Ben senin beğendiğini giymek istiyorum." Dedi sarı saçlarından bir tutamı cilveli bir şekilde parmağına dolayarak.
Jungkook başka bir bahane öne atmak için ağzını açmıştı ki babasının içeri girmesiyle sözü yarıda kesildi. Alfa Alexey'i görünce Valeria ve görevli kadın hemen ayaklanıp hemen kısa bir reverans yaptılar. Jungkook ise boş boş babasına bakıyordu, tam kaçacakken yoluna çıkmıştı.
"Hoş geldiniz." Diye öne atıldı Valeria. "Biz de Jungkook ile düğün hazırlıklarını tamamlıyorduk."
"Öyle mi?" Alexey gülümseyerek ellerini arkasında bağladı, Jungkook'un yüzündeki memnuniyetsiz ifade sinirlerini bozuyordu. Bu yüzden bilerek ona baka baka sahte bir şekilde öksürdü. "Jungkook, annen konuk listesi yaptı mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fireonwater°jikook
Hayran Kurguvampires¡werewolves¡witches 1830/Moskova Gözlerimi açtığımda ellerimde senin soğuk kanın vardı; biraz da kendi sıcak kanımdan damladı üstüne. Kırmızıyla mavi avuç içimde karışmışlardı birbirlerine. Ve şimdi, bu ellerle tüm şehri yakacağım. Kırmızıyl...