°Hassas

3.7K 286 166
                                    

*Y.N: Karmaşa, panik atak içeren anlar barındırır. Kötü etkilenebilecek kişiler direkt Harry'nin kısmına ilerlesin.*

DRACO

Olduğum yere çöküp ellerimi başıma sardım. Sanki kulaklarımı kapatmak bir işe yarayacakmış gibi. Tenim, saç diplerim bile hissettiğim yoğun titreşimlerden, birbiri üstüne binen duygulardan neredeyse yanacak gibiydi. Kolumda bir zamanlar koyu siyahlığıyla öfkeyi, gücü, boyunduruğu hissettiren dövmenin o güce tekrar kavuşmuş gibi tüm bedenimi ele geçirmesine benziyordu ve benim karanlıkta, tek bir tutunacak dalım bile yoktu.

Elimi başımdan çekip koluma sardım, geçmişimden zihnime dolan bir anıyla bedenimden aslında gerçek olmadığını bildiğim, ama yine de; etrafımdaki tüm duygusal salınımlar, ele-ktirik akımları, muggle ulaşım araçlarının sesleri, yabancı kokular yüzünden, beni esir almasına engel olamadığım acı geçiyordu.

Sonunda kendimi bırakırken sert zemin yerine korumacı bir çift kolla sarmalandım.

***

HARRY

"Malfoy.. Malfoy? Hey tamam. Tamam, iyisin."

Cisimlendiğimiz anda çöküp, cenin pozisyonunda titremeye başlamıştı. Arada bir şeyler söylemeye çalıştıysa da başaramamış, beni kelimelere dökemediğim hatta seslendirmekten bile çekindiğim korkuyu yaşatmıştı bana. Kendime geldiğimde etrafımıza bir algı dağıtma büyüsü yapıp yanına çöktüm. Beni duymuyordu. Onu tutup sarstığımı bile fark ettiğini sanmıyordum. Son çare olarak kasabaya tekrar buharlaşıp, etrafımızdaki algı dağıtma büyüsünü bozmadan kucağıma aldım. Hafifliği başka bir endişenin kapısını gıcırdatırken kendime lanetler okuyordum.

Kucağımda öyle savunmasız, öyle çaresiz bir hali vardı ki, tek yapmak istediğim gerekirse kendimden vermek, öyle ya da böyle iyi olmasını sağlamaktı. Evime getirip yatağıma yatırdığımda hala devam eden ama belirgin şekilde azalmış ataklarının ardından, biraz ateşi vardı. Arada gözlerini açıyor, odaksızca bakıp tekrar kapatıyordu, lanet olsun ki tek yapabildiğim boncuk boncuk terleyen alnına yapışan saçlarını çekmek ve rahatlatmak için yüzünü okşamaktı.

Sonrasında asamı kemerimdeki tokasından kurtarıp yatakta havalanmasını sağladım. Ceketinden, ayakkabılarından kurtardıktan sonra, en üste kadar iliklediği gömlek düğmelerinden iki tanesini açıp örtünün altına yatırdım ve tekrar yere çöküp bu sefer elini kavradım. Şimdiden daha iyi görünüyordu. Nefesi düzelirken atakları tamamen son bulduğunda titreyerek rahat bir nefes aldım, "İyisin, iyisin. Özür dilerim. İyisin. Of.. İyisin."

Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum, ama olduğundan daha uzun hissettirdiği kesindi. Sonunda yerde bağdaş kurmuş, bir elimde ne olabileceğini bile bilmediğim olası bir durum için asam, diğer elimde de Malfoy'un eli vardı. Gözlerimi bir an bile üstünden çekmedim ve hiç şikayetim yoktu.

"Küstahlık sınırlarını zorluyorsun Potter."

"Malfoy! İyi misin? Bir yerin acıyor mu?"

Yatakta doğrulurken elini elimden çekti, "Yatağındayım. Gerçekten iyi miyim sence?"

"N-ne oldu sana?" diye sorduğumda kendini geri çekerek sırtını başlığa yasladı, hemen kalkıp yastığı arkasına daha rahat etmesi için düzgünce yerleştirdim. İç çekip ellerini gevşekçe kollarına sardı.

"Fazla yüklendim. Birden bire o kadar merkezi bir yere girmek.. Dikkatsizceydi."

"Ben-benim yüzümden. Oh Malfoy, özür dilerim."

"Kes şu mızmızlığı lütfen. Kulaklarımı kanatacaksın. Kendim unuttum, sana söylemem gerekirdi. Ama yine de susacaksan eğer özrünü kabul ediyorum Potter."

Yüzünde tam bir bıkkınlık ifadesi vardı, ama son anda kafasını çevirdiğinde, saçları kulaklarını örtmeden hemen önce, kıpkırmızı olan kulaklarını gördüm,"Oo."

"Ne? Ne var?"

Kaldığı durumdan utanmıştı ve bir Malfoy'u daha çok sıkıştırmamam gerektiğini biliyordum. Uyuşmuş bacaklarıma bir iyileştirme büyüsü fısıldayıp ayağa kalktım, "Hala bir şey yememiz gerekiyor. Aç olduğunu ilan edişini çok net hatırlıyorum. Hızlıca birşeyler hazırlamama izin ver."

"Her ne kadar evinde bu vaziyette olmaktan hicap duysam da, itiraf etmeliyim ki fazla rahatım."

***

DRACO

"Lütfen rahatına bak Malfoy." dedikten sonra odasını terk etti.

İyi ki. Tamamen Potter'ın kokusuna bulanmıştım. Başım ne kadar ağır, bedenim ne kadar bitkin hissetse de, bazı bölgelerim buna katılmıyordu. Hem de hiç.

Eli elimde uyanmıştım. Gözlerimi açtığımda bunu görebilmeyi gerçekten istedim. Gerçekten. Kalpten istedim ama nafileydi. Tedirgin enerjisi varla yok arası sarıyordu tenimi ama artık bana; hissetmeme izin vermediğini biliyordum. Gerçekten uzaklaştığına emin olduktan sonra kaldığı şekil yüzünden canımı yakan penisimi düzeltmek için sakince elimi örtünün altından kemerime ilerlettim. Çamaşırın üzerinden bir iki hareketle düzelttiğim aletime dokunuşumla hafif bir inleme kaçmıştı ağzımdan, alelacele elimi örtünün altından çıkarıp diğer elime kavuşturdum.

Utancımdan ölecektim. Önünde bu kadar savunmasız kalmış olmaktan ayrı, yatağında halsiz uzanırken kendime dokunmamak için verdiğim çabadan dolayı ayrı. Bana ne oluyordu, nasıl bu kadar sapık bir adam olabilmiştim bir koku, bir dokunuşla titreyen dizlerime teslim olmayı dileyecek kadar?

"Malfoy, biraz daha dik otur istersen."

"Hayır. Hayır yatakta, yatağında yemeyeceğim, o kadar da değil. Sadece bana masaya kadar eşlik etmen yeter." dedim yataktan kalkmaya yeltenirken. Ama omzuma koyduğu eliyle beni durdurdu.

"Yemek hazır değil. Aperatif getirdim, şey salata aslında. Bir saniye, kıpırdama."

Bacaklarımın üzerine yerleşen bir yastığı, üzerinde tabağa sürten çatalın ya da kaşığın sesiyle bir tepsi takip etti. İki yanımda duran ellerim, yatağın kenarına oturan Potter tarafından kavrandığında başımı eğdim,"Bunu neden yapıyorsun ki?"

Cevap vermeden tepsiyi, tabağı yoklamama yardım etti, "Devrilmeyecek, üzerine ve ya yatağıma da dökülmeyecek şekilde büyüledim. Merak etme."

"Potter."

"Gidip asıl yemeğe bakmam gerek. Ye."

"Potter!"

***
Günde iki üç bölüm attığım için kısa demezsiniz di mi artık?☕

Bi'de yorumlarınıza bayyyılyöörüm, luv yu💕

Bb✌️

Gözün Laneti (Drarry) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin