°Armut

3.6K 276 136
                                    

HARRY

Yemeği yedikten ve Malfoy benim dudaklarımı tatlı niyetine sömürdükten sonra hantal hareketlerle bulaşıkları lavaboya gönderip koltuğa geçtik. Koltuğun dokusu üzerinde parmaklarını gezdirip gözlerini yummadan önce bana bakıp gülümsedi.

Bense koltuğun üzerine yan bir şekilde tüneyerek dizlerimi kendime çekmiştim. Sırtımı koltuğun koluna verdiğim için, her hareketini, etrafı izleyişini, tepkilerini gönlümce izleyebiliyordum.

"Beni.. İlk burada öptün." dedi gülümsemesinin ardından, gözlerini aralayıp bana sanki galaksinin merkeziymişim gibi baktığında yutkunarak kafamı salladım. Zarif bir hareketle kalkıp, fotoğrafları astığım duvara yöneldi. Onları birbirine bağlayan sicime varla yok arası parmak uçlarını değdirdiğinde, "Güzel bir büyü."

"Ah, Luna.. O öğretti."

Hafif bir hmm sesiyle dikdörtgenden biraz daha küçük koridorumdaki tabloya döndü, "Buradan mı çıktık araziye?"

Kafamı salladım. Bir kapıyı gösterip "Yatak odan?" dedikten sonra, "Burası da banyon?"diyerek tekrar onay bekledi. Ardından biraz önce kalktığımız masanın etrafından dolaşıp mutfak dolaplarındaki desenleri inceledi. Tek saksı kalmış, canlı renkleriyle evimin tamamlayıcı unsuru olan unutma beniye yöneldi,"Evime efsunladığınla, aynı mı?"

"Aynı."

Parıl parıl gözleri, yüzünde masum gülümsemesiyle evimi aydınlatıyordu. Her hareketi beni ipe götürmeye meyilliydi. Tavandan yere kadar olan pencerenin tül perdesi arkasından akşama teslim olmuş tenha kasaba sokağına ardından da, muggle banliyösüne göz gezdirdi. Sırıtıp hemen arkasından derin bir nefes çekti içine. Kollarını kaldırıp uzanabildiği kadar yukarı doğru gerdirirken aynı zamanda parmak uçlarında yükselip gerindi. Taşlaşma laneti yemiş gibi öylece, gömleğinin altından göz kırpan karnına ve ortasında hafifçe parlayan sarı tüylerine kitlenmiştim.

"..ry..Harry?" gözümü kapatıp açtığımda armut koltuklarıma düşünceyle bakıyordu bu sefer.

"Ne?"

"Bunlar ne diye sordum?"

"Ah.. Ha. Koltuk. Yani sanırım."

"Bunlar çok yanlış transfigüre edilmiş armutlara benziyor. Koltuk olduklarını sanmıyorum." dedi, hem de büyük bir ciddiyetle, "Ve bu? Bir ayna için oldukça kalitesiz değil mi, neden salonun ortasında? Kendini bu kadar beğendiğini bilmiyordum."

Kahkaha beni hazırlıksız yakalamıştı. Üstelik ellerini cebine sokup bana alıngan bir ifadeyle bakması da durumumu düzeltmiyordu. Baş ve işaret parmağımla gözlüklerimin altından yaşlarımı sildim,"Hayır, çok özür dilerim. O bir televizyon Draco."

"Tele-ne?" dedikten sonra gözleri büyüdü, "Şu muggle icadı, uzun ve sesli resimler gösteren kutudan mı?" gözleri garip bir heyecanla büyümüştü.

"Ondan fazlasını yapıyor aslında. Gel." derken koltuktan kalkıp armutları televizyonun karşısına çektim. Takılmaması için gelişi güzel iteklediğim elcikleri çıkarıp, mutfağa doğru salladım asamı. Kendimi armut koltuğa atıp hala daha nadir bir doğa olayı izler gibi bakan adama kıkırdadım,"Gelsene Draco."

***

DRACO

Elimdeki bol düğmeli gereci sinirle fırlattığımda Potter çoktan koltuk dediği şekilsiz yastıktan yuvarlanmıştı bile, "Bundan daha saçma birşey görmedim! Çok basit bir oyun demiştin Harry!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elimdeki bol düğmeli gereci sinirle fırlattığımda Potter çoktan koltuk dediği şekilsiz yastıktan yuvarlanmıştı bile, "Bundan daha saçma birşey görmedim! Çok basit bir oyun demiştin Harry!"

"Aha-alt ta-haharafı Doktor Mario! İlkokul çocukları bile rekor kırar inan bana." dedi kendini tekrar "armut" a yerleştirirken. "Sadece alışman gerek." parmağıyla gözlüğünün kenarından akmak üzere olan yaşı sildi.

"Bu menfur icada alışmak için vakit harcayamam." dedim. Patlamış mısır tabağını alıp tekrar rahatlığına doyamadığım koltuğa çıkıp yerleştim. Sakin hareketlerle yanıma oturup, çekingen hareketlerle biraz daha yaklaşınca sırıttım. Ona doğru kayarak kaseyi ortamıza aldım, kolumu omuzlarına attığım zaman göğsünün yükselip alçalmasını izledim. Çok güzeldi. Hızla kaseye elini sokup ağzına patlamış mısırları tıktığında kıkırdadım bu sefer. Yan profilinden bana attığı kaçamak bakışları kalbime hiç iyi gelmiyordu.

"O geceye kadar beni çağıracak kadar güçlü bir acizlik duymadım, dediğinde Perrot ne demek istedi?"

"Yakaladın demek?" bunu sormamasını umuyordum, çünkü fazlasıyla trajikomik bir hatıraydı. Hafifçe boğazımı temizledim, "Hakkında çocuk kitapları yazıldığından haberin vardır sanıyorum. Neyse, okula başlamadan önce Dobby'ye bana bulup getirmesini söylemiştim. Seni idol haline getirdiğimi saklamayacağım. Yıllar sonra, tüm yaşadıklarımdan, savaştan sonra, o gece, o kitaplardan biri geçmişti elime. Zaten kendimi kabullenmekle alakalı içimde kaybettiğim bir savaş vardı." kolumun altına iyice çekip, dirseğimi omzuna yasladım. Parmaklarımı saçlarına geçirip kayıtsız bir hava vererek oynarken devam ettim,"Benden geriye pek bir şey kalmamıştı. Aklımda, ruhumda o zamana kadar yaşadığım en büyük çatışmayı yaşadım. Sana olan duygularım, kurtarılmaya olan ihtiyacım bir yanda, Malfoy gururum bir yanda. Ki zaten karabüyülerin etkisi de azımsanacak gibi değildi. İntiharın eşiğine kadar geldiğimi hatırlıyorum hayalmeyal."

Yarısı dolu kase yere yuvarlandığında kolumun altından kurtulup elleriyle, yüzüme ulaştı. Beni öpmeden önce gözlerinde gerçekten gereksiz olan kaybetme korkusunu capcanlı görebiliyordum. Hırsla, burada olduğumdan emin olmak istercesine güç uygulayarak öpüyordu ve kapılmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Nasıl göstereceğimi bilmediğim tüm o duygular gözeneklerimdsn bile taşarken, aynı hırsla belinden kavrayıp kucağıma çektim. Kendime asla asla asla engel olamıyordum. Gömleğinin etekleri altından kayan parmaklarım çıplak tenine değdiği anda istekle ağzımın içine inledi. Gözümün önünde kirpikleri titreşiyor, arada sırada çok ince bir çizgi halinde açılan göz kapakları arasında, beni divane eden yeşillerinden hediye ediyordu. Hırs yerini tatlı öpücük ve okşamalara bıraktığında dudaklarımızı ayırıp alınlarımızı birleştirdim, "Çok cüretkar olacak ama, seni çok istiyorum Harry."

"Oh. O. Oh? P-pe-peki."

***
Av şit! 🤭

Lov miiiğ💕

Bb✌️

Gözün Laneti (Drarry) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin