°Kule

3.2K 281 111
                                    

*Y.N: Bir önceki bölüm geçiş şeysiydi. Laneti tekrar hatırlayalım. Bu bölümün sonuna koyuyorum. 😘*

HARRY

Astronomi Kulesi'nin merdivenlerini çıkarken bu sefer kolunu koluma sardım. Diğer eliyle trabzandan destek alıyordu. Vücudunun gitgide kasıldığını anlamak zor değildi. Gözü seğirmeye başlayınca daha da yavaşladı, sonunda durup onu da durdurdum. "Malfoy, iyi misin?"

Cevap vermek yerine kafasını sağa sola salladı. Sanki bir süredir tutuyormuşçasına nefesini yavaş yavaş salarken dudaklarının aldığı şekli izledim, "Oturalım istersen?" basamakta dönüp oturmasına yardım ettim, "Konuşmak ister misin?"

"Bu yaptıkların sonuç vermezse ne olacak Potter? Ne hallere girdiğimi görüp eğleniyorsun belki ama benim açımdan düşündün mü hiç?" dediğinde uzanıp elini tuttum.

"Lütfen at üzerinden şu şüpheyi artık olur mu? İşe yaramazsa başka bir yol buluruz. Sana bunu yapan cadalozu gerekirse kendim bulurum ama bu kadar negatif olma."

"Neden bu kadar uğraştığını anlamıyorum. Sorsam da söylemiyorsun o yüzden tekrar sormayacağım. Ama Potter, başaramazsan sonucu kabul etmek senin için kolay olacak. Umut etmeme izin vermiş sonra da bunu benden almış olacaksın sakın unutma. Seni bana yardım etmeye ben zorlamadım velakin edeceksen de görüşümü geri almadan beni ortada bırakamazsın."

"Bırakmayacağım Malfoy. Yalnız kalmayacaksın. Kimse kalmazsa bile ben kalacağım, söz."dedim. Varlığına bu kadar alışmışken, kokusunu ezberlemiş, istemeden de olsa uyuyan yüzünü görmüşken benden kurtulabileceğini mi sanıyordu? Geri dönülmez bir şekilde bağımlıydım artık. Söylediklerim ifadesinin yumuşamasını sağlamamıştı ama elini elimden çekmemişti de. Bugün daha fazla ilerleyebileceğimizi sanmıyordum ama yine de, "Devam edelim mi?" dedim.

Trabzanı yoklayıp kendini çekerek ayağa kalktı, "Kuleye çıktıktan sonra beni yalnız bırakır mısın?"

"T-tabi!" dedim, kararlılığından etkilenmemem mümkün değildi, oturup sızlanan, başkaları onun sorununa çözüm bulsun isteyen şımarık çocuk neredeydi?

Sessiz tırmanıştan sonra, makus günün acı hatırasıyla kalbimi burkan manzaraya bakmamaya çalışarak Malfoy'u, o gece durduğu yere getirdim. "Gitmemi istediğine emin misin?"

"Git hadi Potter."

"Altı adım ilerisi trabzan, lütfen çok hareket etme. Olur mu?" dedikten sonra merdivenlerden indim. Müdahale mesafesini çok açmadan tekrar bir basamağa bu sefer yanlamasına oturup sırtımı duvara yasladım. Gözlerim istemsizce yukarıya doğru dönen taraftaydı. Kapatıp bir süre bu şekilde hayatımın nasıl olacağını düşündüm. Görmeden, hissederek yaşamayı başarabilir miydim? Malfoy kadar mağrur, eksikliğime rağmen dominant olabilir miydim? Gözlerimi açmadan ayağa kalktım. Etrafımı yoklayarak duvardan ayrılıp, trabzanları bulmak için ellerimi ileri uzattım, ezbere bir kaç adım atmam bile midemin korku ve kaygıdan kasılmasına yetmişti. Sonunda soğuk demir parmaklarıma değdiğinde titrek bir nefes saldım. Bir kaç basamak çıkarken iki kere takılıp düşme tehlikesi atlatınca sonunda gözlerimi açıp yukarıya baktım.

Gözlerim dolmuştu, Godric'in zırhı! Yaşamak zorunda olduğu binlerce zorluğun ağırlığı tek bir merdiven faciasıyla sırtıma, göğsüme binmişti. Ne kadar süredir dikildiğimi bilmiyordum, bir an sonra tüylerimi diken diken eden tok bir bağırış kulaklarıma dolduğunda düşekalka aceleyle kuleye tırmandım.

Dumbledore'un düştüğü yerde, elleri sıkıca trabzanları kavramış vaziyette çökmüştü. Omuzları çektiği nefesle yükseldikten sonra tekrar bağırdığında neredeyse yıkılarak ona koştum. Hemen arkasına çöküp kollarımı gövdesine sardım, başımı sırtına yaslayıp kendime çekerken bana karşı koymadı. Sessiz bir hıçkırık boğazından çıkarken daha çok çektim ve sonunda trabzanları bırakıp bana doğru yığıldı, "Üzgünüm, çok üzgünüm. Kimse ölsün istemedim. Benim yüzümden kimseye bir şey olsun istemedim. Zayıftım, hala zayıfım. Onun, onun gözlerine baktığımda ruhumu okudu sanki. Yapamayacağımı, yapmak istemediğimi biliyordu ve ben o an her şeyden vazgeçmiştim." iç çekti, sırtı gövdeme yaslı, başı çenemin hemen altında, elleri de gövdesine sardığım kollarımdaydı,"Malfoy'lar bizimle son bulsun. Bu kirli dövmeyi bizim kanımızdan başka biri taşımak zorunda kalmasın dedim. Ölelim ve bitsin."

"Ve asanı indirmek istedin. Biliyorum seni gördüm. Yapmayacaktın biliyorum. Kötü biri değilsin Malfoy, şımarık ve ilgi delisi bir ergendin, bir çoğu gibi. Hepimiz kadar sen de erken büyümek zorunda kaldın. Seni zorladılar, biliyorum."

"Ama yine de ölmesine sebep oldum. Benim yüzümdendi." dedi hafifçe burnunu çekip.

"Hayır. Zaten ölüyordu. Öleceğini biliyordu."

"Nasıl? Ölüyordu da ne demek?" dedi, kafasını yan çevirip bana doğru kaşını kaldırdığında savunmasızlığı kalbimi titretti. Yanakları ve burnu kızarmış, görmemenin soldurduğu gözleri biraz şişmiş ama yaşlarla parıldıyorken düşünmeden hareket ettim. Bir kaç santim uzağımdaki şakağına eğilip dudaklarımı bastırdım, elleri kollarımı biraz daha fazla sıktı ama kendini çekmedi, dudaklarımı çekmeden baskıyı azalttım.

"Po-potter?"

Ne yaptığımı fark ettiğimde toparlanıp kollarımı ondan ayırdım ve hemen önüne geçip boşluğa düşmüş kollarının altından kavrayıp onu ayağa diktim, "Bugünlük bu kadar yeter bence, gidelim mi?" dedim.

"Anlatacak mısın? Ölüyordu da ne demek?" dedi ısrarla.

"Tamam anlatacağım. Ama önce eve gidelim."

"Potter!" dedi ellerini uzatıp omuzlarımı bulunca sıkıca kavradı, "Şimdi anlat, lütfen!"

"Peki, ama burada, kulede değil, gel."

***

Günün ikinci bölümü de geldiiii.

Feeeeeels!❤️

Bb✌️

Savaşır gözlerimle gönlüm öldüresiye
Senin güzelliğinin ganimeti yüzünden:
Gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye,
Gönlüm ister gözüme pay vermemek yüzünden.
Gönlüm bildirir senin orada yattığını
Öyle bir hücredeki giremez billur gözler;
Gözüm inkara kalkar gönlün anlattığını,
Güzel yüzünün ona sığındığını söyler.
Gönlü dinleyip karar vermek için toplanır
Düşünceler kurulu:soruşturur hakçası
Kurulun yargısıyla bir karara bağlanır
Seven gözün payıyla duyan gönlün parçası:
Senin dış güzelliğin olur gözümün payı,
Gönlüm kazanır aşkın gönlündeki dünyayı.

-W.Shakespeare Sone 46 – Çeviri: Talat Sait Halman

Gözün Laneti (Drarry) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin