°Pamuk Prens

3.7K 325 110
                                    

HARRY

"İstediğiniz bilgilere sahip diğer kitaplar, Bay Potter."

"..şekkürler." hali hazırda okuduğumdan kafamı kaldırmadan cevap verdim. Evimden Hogwarts arazisine açılan tüneli ilk defa, Malfoy için kullandığıma inanamıyordum. Başına açtığı belayı bile isteye çağırmış olması bile, muggle masallarına bile konu olan yaşlı, buruşuk bir cadalozun insafına kalmış olmasına acımama engel değildi.

Ayrıca, her ne kadar dik duruşundan ödün vermese de, hali ve tavırlarındaki savunmasızlığı saklayamıyordu. Onu böyle yaralanabilir, alt edilebilir ve kendine yetse bile yardıma muhtaç görmek sinirlerimi hoplatıyordu. Gözlerimin içine bakıp soyuma sopuma söven ya da teşekkür ederken sıcaklık yayan grileri görmeden içim rahat etmeyecekti sanki. Görmeyen bir Malfoy'un, içinde hiç ışık barındırmayan düz grileri gözlerimin önündeyken bile var olması imkansızdı.

Evinde, yere oturup anlattıklarını; mahkemeden sonra nasıl eve kapandığını, çok daha geçinilmez bir hale nasıl geldiğini ve en sonunda da o makus günü, dinlerken bile göremediğine inanmayı reddediyordu bir yanım.

"Kapanacak." dedim ama ne olduğunu öğrenmeden bu sözün arkasında durmam mümkün değildi. Düzeltmeye çalıştığı halde çenesine kadar düşen saçlarını bir kaç kez kulağının arkasına yerleştirmeye çalıştı. Üstteki bacağını yavaşça alta alıp diğer bacağını üste atarken yüzünde düşünmenin izlerini taşıyordu. Hafifçe hareketlenen dudaklarında doğmayı reddeden bir sırıtışı görebiliyordum.

Tamamen siyah giyinmişti. Gömleğinin kolları dirseklerine kadar sıvanmış solmuş dövmenin vasıfsızlığınk ortaya sererken, düğmelerinden üst iki tanesi açık bırakılmıştı. Kürek kemiğine uzanan kesikten arta kalan izin minik bir parçasına bakmamaya çalıştım.

"..... Mahkemeden sonra uzunca bir süre baştan kaybettiğim bir savaş içine girdim anlayacağın Potter. Duvarlardan sızan hatıralar ve Voldemort'un karabüyüleri inanır mısın bilmem beni olduğumdan daha kötü hale getirdi."

Karanlık Lord ya da Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen demeyip direkt o ismi anmasından etkilenmiştim. Mimiklerinde tek bir tik bile oluşmamıştı.

"..... Kötü bir yağmur yağmıştı. Hatırlar mısın bilmiyorum. Şehrin birçok mahallesine şimşek düşmüştü. O gece koruma büyülerini alarma geçirmeden nasıl araziye girdiğini, o an, anlamadığım bir Cadaloz kapımı çaldı. Sığınak istedi. O kadar pisti ki Potter, gördüğüm an tüm temizleme büyülerini üzerinde kullanmak istedim. Onu ağırlamaları için bir kaç evcinine emir verip ayrıldım yanından. Hassas bir midem var, anlarsın ya. Ki geçimsizlikte gökkubeyi delmek üzereydim. Onu ağırlamayı kabul etmem bile bir mucizeyken... "

Kendimi kaptırdığım bu sırada dişlerini sıkıp sustu, gözleri olduğumu tahmin ettiği yerde gezdi," Eğleniyor musun Potter? "

" Buna eğlenmek demezdim. Hayır."

"Bu halim seni eğlendirmeliydi."

"Eğlenceli tek bir nokta bulamıyorum. Devam et." çünkü hortkuluğu taşıdığım sürece ne hale geldiğimi hatırlamıştım. Ron'un ne hale geldiğini. O yüzden o koca malikanede yapayalnız nasıl hissettiğini bilmek benim için hiç zor değildi.

"Hmm. Peki. Cadaloz beni evde buldu ve ev sahibi olarak yükümlülüklerimi bilmediğimi söyleyip hakaret etmeye başladı. Soyum ve atalarımı en azından bu konuda örnek almalıymışım. Böyle giderse hep yalnız olacağım bu hayatta, kendimi, gerçekliklerimi kabul etmeden yaşayıp heba edeceksem de görmeye ihtiyacım olmadığını ekledi. Neler olduğunu anlayıp asamı çekene kadar olan olmuştu. Etraf kararıyor sanarken, aslında kör olmuştum." işaret parmağıyle gözlerini işaret edip acı acı güldü.

Tuttuğum nefesimi salarken dikkatle Malfoy'un yüzünü inceledim. Yüz hatlarının eski sivriliği hala oralardaydı ama olgunlaştığı ortadaydı. Yaşadığı zorluklar dilinin keskinliğine etki etmemişti belki ama, hırçın sularda törpülenip parıldayan değerli bir taşa döndürmüştü onu sanki. Sert, soğuk ama bir yandan da pırıltılı, nazenindi. Hareketlerindeki akıcı letafet, koltukta bir sağ bir sol bacağını belirli aralıklarla değiştirmesine, saçından geçen eline, nadiren kırptığı gözlerine yansıyordu. Aklıma gelen sorunun cevabı aslında karşımda dursa da, sordum, "Mungo's? "

"Bu bir cadaloz laneti Potter ama bunun hakkında bilgin olmaması beni şaşırtmadı."

"Çözümü ne? Lanetlerin bir karşılığı, antisi muhakkak vardır."

"Potter, Potter.. Çözümüm olsa yıllardır böyle yaşamazdım, değil mi akıl kıtı kahraman? Cadalozları cadılarla karıştırma. Onların laneti ya kendileri tarafından ya da lanetlenen, lanetin gereğini yerine getirdiği zaman kalkar."
(:Y.N: İlk bölümdeki sone 46 lanetin referansıdır. Uzun olduğu için eklemedim tekrar:)

Şimdi, öğrenciyken bile kendi isteğimle gelişimin sayılı olduğu kütüphanede önümde yığın yığın kitapla cebelleşiyordum. Buraya gelmeden önce Hermione'yi şömine aracılığıyla aramayı düşündüm ama ailesinin evindeki şömine tamamen muggledı. Luna'ya bir mektup yazıp kendimi araziye attığımda geç bir saat olması iyiydi. Bir kaç öğrenci dışında boş olan kütüphaneye girdiğimde yükselen seslere aldırmamıştım bile.

"Harry? Bu ziyaretini neye borçluyuz?"

Kafamı minik ve ecüşbücüş yazılardan kaldırdığımda yılların etki etmediği profesörün bariz gülümsemesiyle karşılaştım. "Ah profesör, sanırım önce izninizi almalıydım? Özür dilerim."

"Hogwarts sana karşı fazla misafirperver Harry. Her taşında imzan var. Hissediyorum ki, benim iznimin hükmü geçersiz kalıyor. Ama en azından bir çay için uğramanı isterdim." yüzündeki samimi ifade silinmezken, ben de ona gülümsemekten kendimi alamadım. "Kütüphaneye bu ani ilgine sevinsem de, gün ağarmak üzere. Koridorlar öğrencilerle dolmadan önce gitmek istersin diye düşündüm."

Kafamı kaldırıp etrafıma baktım. Tek başımaydım, masasının ardındaki Madam Pince bile uyukluyordu. "Godric'in kılıcı."

Ayağa kalkıp McGonagall'a suçlulukla baktım, "Madam Pince bana bu kitapları ödünç verme konusunda anlayış gösterir mi sizce?"

"Kaydınızı yaptırın Bay Potter, okulu kendime küstürecek değilim." Madam Pince oturduğu yerden bana seslendiğinde McGonagall asasını çıkarıp kitaplara salladı, havalanıp beni dürtükleyen kitaplar eşliğinde Madam'ın önüne geçip kaydımı yaptırırken sırıtıyordum.

***

Ayayayay.. Ay ay.. Oy.. İçim eridi.

Bb✌️

Gözün Laneti (Drarry) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin