Gözlerini gözlerimden ayırmadan bakmaya devam ediyordu. Nefret ediyordum, seni her gördüğüm anda eskisi gibi acımasından. Kalbimin sana karşı bu kadar güçsüz olmasından. Söküp atmak istiyorum. Senin bedenimde, zihnimde ve kalbim de bulunduğun her noktayı söküp atmak istiyorum.
Gözlerimdeki şaşkın bakışı silip gözlerimi o umursamaz bakışlarından kurtardım. Beni umursamadığını her an bakışlarında görmek zorunda değildim. Yanından hızla geçerken omzuna hafifçe çarpmış odama girmiştim. Sanki kapımı kilitlemek seni aklımdan uzaklaştıracakmış gibi denedim. Avuç içimi delmek ister gibi tırnaklarımı geçiriyordum. Vücudum kasılmıştı. Bilmiyordum, geri döneceğini beklemiyordum. Geri dönüşü neden bu kadar erkendi? Hayatımı mahvetmeye mi geldi? Yeniden elimdekileri çalmaya mı geldi? O kadar gerilmiştim ki nefes alışım zorlaşmıştı.
Yüzümü ellerimin arasına alıp derin nefesler almaya başladım. Onunla geçirdiğim on saniye bile bütün vücudumu germişti. Kabul etmek istemesem de korkuyordum. Onu istemiyorum burada, zorla kurduğum mükemmel hayatımı kirletsin istemiyorum. Son kez derin bir nefes alıp odamdaki banyoma ilerledim. Vücudum gerilmiş ve titremeye başlamıştım. Kendimi nasıl duşun altına attığımı bilmiyordum.
Chanyeol annemin şu anki kocasının oğluydu. Ailemizin yaramaz ama bulunmaz hint kumaşıydı. Kendi annem bile Chanyeol'un hatalarını kabullenir ve affederdi. Ta ki uyuşturucu bağımlılığı herkes tarafından görülene kadar. O kimseyi umursamazdı. Gözleri sürekli size ne kadar görünmez ve değersiz olduğunuzu hatırlatırdı. Kontrolüm sarsılmıştı, iki yıldır uğraştığım bütün elimdekilerin ellerimden alınma riskini hissediyordum. O bunu yapardı. O ne kadar acı çekeceğinizi umursamadan elinizdekini alır ve parçalara ayırırdı.
Duştan çıkıp aynanın karşısına geçtim. Gözlerim titriyordu. Bu titremenin varlığının tehdidinden mi yoksa güçsüzlüğümden mi kaynaklandığını bilemiyordum. Ama güçsüz olamazdım. Ona karşı yeniden aynı duruma düşemezdim. Derin bir nefes alıp yüzümün daha canlı gözükmesi için makyaj yapmaya başladım. Bu gece çocuklarla dışarı çıkacaktık ve aşağı yemeğe bu suratla inmek istemiyordum. Güçsüz değilim, ya da bunu senin bilmene izin veremem Chanyeol.
Yemeğe kadar odamdan çıkmamış ve annemin taktir etmediği sürtükvari makyajımı yapmıştım. Yemek saatinde aşağı indiğimde gördüğüm annemin yine davete katılacakmış gibi giydiği elbise ve takılar gözlerimi devirmeme neden olmuştu. Masadaki yerimi alırken annemin makyajıma ve giyinişime olan yorumlarını kısa cevaplarla geçiştiriyordum. Annem benimle dalga geçer gibi yanıma değil önüme oturmuştu. Gerçi bütün yemek yüzünü görmek mi yoksa nefesini yanımda hissetmek mi daha kötüydü karar veremiyorum.
Bay Park ve Chanyeol'un odaya girmesiyle anında sessizleştim. Bay Park'ın oğlunun yeniden onunla olmasından ne kadar memnun olduğu gülümsemesinden belli oluyordu. Yani benim babamın suratında göremeyeceğiniz bir gülüş diyebiliriz, en azından birinci oğlu olan benim yanımda.
Herkes yerine oturmuş Chanyeol ile eksik iki yıllarını konuşarak dolduruyorlardı. Bense bir kere bile göz göze gelmemiştim. Bay Park Chanyeol'un uyuşturucuyu bıraktığını ve düzeldiğini düşünüyordu. Bense bu sözlere karşı göz devirmemek için zor dayanıyordum. Kimse değişmezdi. Chanyeol bıraktıysa da en küçük sorunun da yeniden ona koşacaktır. Chanyeol sorunları ile yüzleşip sorumluluk alabilecek biri değil.
"Bakkie Chanyeol'a okulunda yardım eder" demesiyle annemin bakışlarımı zorla yediğim yemeğimden kaldırmış anneme rahatsızca bakıyordum.
Bay Park ve annem aralarında çocuklarının ne kadar iyi anlaştıklarını bizi inandırmaya çalışır bir konuşmaya girmişlerdi. Telefonuma gelen mesajlar ile yemeğin gerisini telefonumla geçirdim. Zaten iştahımda var sayılmazdı. Chanyeol bir kez olsun bana taraf bakmamıştı. Hangimiz daha umursamaz yarışına girmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Overdose(Chanbaek)
Fanfiction"20 dakika yeter mi bende kaybolmana?" dedi nefeslerinin arasında. "Dakikalar bunun için fazla uzun Chanyeol."