Baekhyun
Tek kelimeyle berbat haldeydim. Takside ağlama noktalarına geldiğim birçok an olmuştu. Ama taksicinin garip bakışlarına maruz kalmak istemediğim için eve kadar dayandım. İnsanların karşısında ağlamakla bir sorunum yoktu ama ağlamamayı tercih ederdim. Sürekli neyin var sorularıyla meraklarını dindirmek için ilgilenirlerdi. Şuan kimsenin ilgisini istemiyordum.
Eve sessizce girip kimse sesimi duymadan odama çıktım. Odama girip ışığı açar açmaz yatağımda öylece oturan Chanyeol'u beklemiyordum. Bir an şaşırsam da kendimi topladım. Gözlerimiz bir süre bakıştıktan sonra bakışmamızı kesip dolabıma yöneldim. Şuan Chanyeol ile konuşacak durumda değildim. Böyle hissetmemin baş nedeni kendisiydi.
"Çok yorgunum Chanyeol" yüzüne bakmadan konuştum ve dolabımdan eşortmanlarımı aramaya başladım. Aramam Chanyeol'un arkadan sırtıma yaslanan bedeniyle durdu. Bir süre uzaklaşmasını bekledim ama o bedenimi kollarıyla sararak enseme küçük öpücükler bırakmaya başladı. Bok gibiydim ve Chanyoel beyin azmış bedenini tatmin etmek istemiyordum.
"Dur" bedenimi saran kollarını ellerimle çözmeye çalıştım.
"İstemiyorum" kulağıma küçük bir fısıltı şeklinde konuştu. Bu hareketi önceden içimi titretirdi şuansa kendimden daha da çok iğrenmeme neden oluyordu. Chanyeol'u görmek istememe nedenim ondan nefret etmem değildi. Ondan nefret etmiyordum. Ona olan zayıflığımdan kendimden nefret ediyordum.
"Chanyeol kes şunu" daha da sertleşip dirseklerimle Chanyeol'u geriye itemeye çalıştım. Chanyeol en sonunda kollarını çözüp benden uzaklaştı.
"Ne o Jongin seni çok mu yordu?" dedikleriyle anında çatık kaşlarımla ona doğru döndüm. Yüzündeki sarsak sırıtma ve yoğun alkol kokusu içmeye evde devam ettiğini anlamamı sağlamıştı. Şuan aklı yerinde olmadığını düşünüp alttan alabilirdim ama almayacaktım. Benim de sınırlarım var Chanyeol.
"Ne saçmalıyorsun sen?" ses tonum patlamaya hazır bir volkan gibi olduğumu açıkça belli ediyordu.
"Seni yeterince doyuramadığımı düşünüyordum. Ama sağ olsun Jongin seni tatmin etmiş ha?"
"İğrençleşiyorsun" Chanyeol ile aramızdaki mesafeyi iki adımla azalttım.
"Yalan mı? Aynı gecede benim kucağımdan kalkıp onun kucağına atladın" yüzündeki sırıtış benim gibi sinirli bir hale büründü. Şuan ikimizde birbirimize sövmek için hazırlanıyor gibiydik. Daha da dayanamayıp sert bir tokat geçirdim suratına. Vurduğum yer hafifçe kızarmaya başlarken Chanyoel yana düşen kafasını anında geri kaldırıp bileklerimden sertçe tutmaya başladı.
"Bana masumu oynama, clubda sevgilinin değil benim kucağımda hopluyordun. Ben yokken de onun kucağına koşuyorsun hemen. Şimdi namuslu ayakları yapma, buranın en büyük orospusu sensin Baekhyun" yüzü sinirden kızarmış ve bileklerimi daha da sıkmaya başlamıştı.
"Ben orospuysam sen de orospu çocuğusun Chanyeol" içimden gelen ani deli gücüyle bileklerimi Chanyeol'dan kurtarıp onu odanın dışına ittirdim. Son kez gözlerine sinirle bakıp kapıyı üstüne kilitledim.
Kapıyı kilitlememle sanki bu ani bekleyen göz yaşlarım düşmeye başladı. Kendimi yatağıma atıp sessizce düşmelerine izin verdim. Chanyeol halen kapının arkasındaydı.
"Baek!" sesi güçsüz ve kısık çıkmıştı ama duymama yetmişti. Kapıya küçük bir yumruk indirdi. "Ben..." cümlesini tamamlamaktan vazgeçip gitti. Odasının kapı sesini duyunca hıçkırık seslerimi tutmayı bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Overdose(Chanbaek)
Fiksi Penggemar"20 dakika yeter mi bende kaybolmana?" dedi nefeslerinin arasında. "Dakikalar bunun için fazla uzun Chanyeol."