CHANYEOL
Kris mutlu olduğum sürece ne yaptığımın önemli olmadığını söylerdi. İçki mutlu ediyorsa içmemi, kafamı güzel yapıyorsa çekmemi ve bunlardan pişman olmamamı söylerdi. Bazen acaba o gece de böyle der miydi diye merak etmekten kendimi alamıyordum. O gittikten sonra bile sözlerine göre yaşamaktan kendimi alamıyordum. Kris ile tanıştığımda sanırım ergenliğimin en diplerini yaşıyordum. Mutsuz ve eksiktim. Kimselere neyin eksik olduğunu söylemiyor ya da belli edemiyordum.
Mutsuzluğumdan kimseyi sorumlu tutmuyor ama çözemiyordum da. Şimdi düşündüğümde sanırım çözmek istemiyordum. Sadece bütün gün kafayı bulup umursamamak istiyordum. Günlerimi böyle geçirirken bir taraftan arkadaşlarımı diğer taraftan Kris'i kaybetmiştim. İlk kez olduğum kişiden nefret etmiş ve pişmanlık duymuştum. Kris bana mutlu olduğum sürece sorun olmadığını söylemişti. Ama mutsuz olduğumda ne yapmam gerektiğini hiç söylememişti. İlk kez kendimi yalnız hissetmiştim.
O gittikten sonra yaptığım korkaklığın sorumluluğunu alamamış ve kaçmıştım. Ondan ve bana yalnız hissettiren herkesten. Baekhyun'sa yaptığım diğer hataydı. O gece bana bakışı ve ilgisi farklı hissettirmişti. Eroin kullandığınızda o an onun ihtiyacınız olan tek şey olduğunu düşünürdünüz. Baekhyun da bana o gün öyle hissettirmişti. Onun eroini olduğumu ve onu mutlu hissettirdiğimi. Bencilce bir histi ama hoşuma gitmişti.
Sonra kaçtığım yerden de kaçmıştım. Annem rahatsız edici biri değildi, ne yaparsam yapayım beni kabul etmişti. Ama benim aradığım bu değildi. Kabul edilmek değil cezalandırılmak istiyordum. Cezamınsa kaçtığım yer olduğunu düşünmüştüm. Buraya geri gelip her şeyi düzeltecek ve herkesin hep olmamı istediği kişi olacaktım. Sonuç koca bir eksiydi. Her şeyi düzeltmeyi geç hatalarımın yanına yenilerini eklemiştim.
En büyük hatamsa Baekhyun olmuştu. Halen o gece havuzda neden onu dokunduğumu bilmiyordum. Belki de uzun zaman sonra yeniden Kris'i dinlemiş ve beni mutlu ettiği sürece sorun olmadığını düşündüğüm bir şey yapmıştım. Burası bıraktığım gibi değildi ve bensiz daha iyiydi. Dönüşüm mutlu hissettirmesi gerekirken daha da kötü hissettirmişti. Eksiklik geri dönmüştü. Baekhyun ise oradaydı. Hep bana fark etmese de gözlerindeki o muhtaç bakışla benim için oradaydı. Ona dokunmamı ve mutlu hissettirmemi istiyor, muhtaç duyuyordu. Hoşuma gidiyordu, özellikle bu kişinin Baekhyun oluşu.
Kendimi onda kaybettiğimi ise Jongin'i kendime bir engel olarak görmeye başladığımda anlamıştım. Baekhyun'un ona ihtiyacı olmasından nefret etmiş ve kıskanmıştım. Ait hissettiğim tek yerin yokluğumda başkası tarafından alındığını hissetmiştim. Durdurmak istedim, ama kendimi değil. Baekhyun'un kalbindeki yerini yıkıp dökmek sadece bana ait kılmak istedim. Bu onun kalbini yıkıp dökmemi zorunlu kılsa da yaptım.
Şimdi ise ilk kez herkesin olmamı istediği ama olamadığım kişi olduğumu hissetmeye başlamıştım. Baekhyun beni hep olmak istediğim ama başaramadığım kişi yapmıştı. İlk kez korkmuyor ve bütün sonuçlara ne olursa olsun katlanmak istiyordum. Kafam güzel gezip her şeyden vazgeçmek istemiyordum. Ondan vazgeçmek istemiyordum.
"Böyle düşüncelere daldığında çok çirkin gözüküyorsun dostum" Jongin sırıtarak yanıma oturmuştu.
"Bunu bütün gün müzik dinleyip düşüncelere dalan kişi mi söylüyor"
"En azından ben kliplere konu olacak bir duruş sergiliyorum"
Okullar dün başlamış ama Baekhyun ile bir günlük kaçamak yapmış ve okula bir gün geç başlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Overdose(Chanbaek)
Fanfikce"20 dakika yeter mi bende kaybolmana?" dedi nefeslerinin arasında. "Dakikalar bunun için fazla uzun Chanyeol."