Filmlerde, dizilerde ve hikayelerde umudun ne kadar güçlü olduğunu anlatırlardı. Chanyeol ile gittiğimiz filmde de sonunda göstermişti kendini. Filmin tamamını izlememiştik ama sonundaki baş rolün zorluklara gösterdiği umut fazlasıyla baneldi. Umut güzel bir şey değildi. Evet seni hırslandırıp bir süre daha ayakta durmanı sağlayabilirdi. Sonunda kaybettiğinde ise seni öldürürdü. Umut etmek sadece seni bir hayale inandırır. Gerçekler her zaman karşımızdadır sadece görmek istersek.
Şimdiye kadar umutsuz yaşadığımı söyleyemem ama canımı ne kadar acıttığını söyleyebilirim. Chanyeol'a ilk aşık olduğum zamanki gibi. Ona olan aşkıma inanmış ve her aşık gibi umut etmiştim. Hayal dünyamın gerçek olacağına inanmıştım. Benimle konuşmadığı zamanlarda bile düzeleceğini umut ettim. Ta ki o sabah arabaya binip benim umudumu da kırana kadar. Kris'in başına gelenlerle hayata olan umudunu kaybetmiş, benimkini de kendisi kırmıştı. Chanyeol iyi biri değildi. Her insan gibi kusurluydu, ama kusurları ona aşık olmamı engellememişti.
Ona kusurlarıyla aşık olmuştum. O bir korkaktı. Güvenilmez bir oyuncuydu. En sevdiği oyuncaksa vücudumdu sanırım. Vücudumla oynamasını seviyordum. Kalbimle oynamaya başlasa ona dur diyemezdim sanırım. Artık dur demem için çok geçti. Ona güvenmeye başlamıştım.
Sonsuza kadar karanlık odalar da gizlice öpüşemezdik. Gizlice birbirimize tutku dolu sözler söyleyip yaşayamazdık. Nasıl biteceğimizi bilmiyordum ama bir tarafım nedeninin Chanyeol olacağını söylemeden durmuyordu. Elbet birileri öğrenecekti. Herkesi, her durumu kontrol edemezdik. Jimin gibi tek tek öğrenmeye başlayacaklardı. Peki ya Chanyeol o an ne yapacaktı? Ben bile nasıl başa çıkacağımı bilmezken o ne yapacaktı? Kris'i bıraktığı gibi beni de bırakabilirdi. Chanyeol endişe anında kaçabilirdi. Ama ona güvenmemi söylemişti. Beni bırakmayacağını ve bir hata olmayacağımızı. Kendime gülmeden edemiyorum. Daha demin umudun ne kadar acı verici bir şey olduğunu söylerken şimdi Chanyeol'un gerçekten dediği gibi benimle olacağını umut ediyordum. Kaçmayacağını ve benimle olacağını.
Chanyeol'a inanmaya başlamıştım. Sözlerine bir kör gibi inanmak istiyordum. Elimi tutuşunu seviyordum. Araba sürerken bile elimi tutması ve şarkı seçimlerini benim yapmama izin vermesini seviyordum. Filmden sonra milkshake alıp evin yolunu tutmuştuk. Chanyeol filmi izlemiş gibi yorum yapıyordu ama o da aldığı zevkten filme odaklanamamıştı. Ona dokunmamdan sonra arayı tuvalette geçirmiştik. Hatta bir ara filmi boşverip eve gitmeyi bile düşünmüştük. Tabi evde yapmanın riskli olduğu gerçeğiyle vazgeçmiştik.
Chanyeol arabayı park eder etmez arabadan inmeye yeltenmiştim.
"Bekle" Chanyeol kolumdan tutup beni kendine çevirmişti.
"Ne oldu?"
"Son bir öpücük vermeyecek misin?" yüzünde çapkın bir sırıtış belirmişti. Bir saniye bile düşünmeden ona istediğini verdim. Küçük ama tutkulu bir öpücüktü. Chanyeol'a son kez gülümsedikten sonra arabadan ilk ben indim.
İndiğimde hiç inmemeyi ve sonsuza kadar o arabada kalmayı diledim. Hatalar hep olurdu. Kontrol edemediğimiz durumlar ve sonuçlar. Annem karşımda elinde spor çantası ile bana bakıyordu. Direk olarak gözlerime yüzündeki düşen sırıtış ve şok olmuş gözlerle bakıyordu. Bakışmamız belki bir iki saniye sürdü ama benim boğazıma bir yumru oturmuş ve nefes almamı engellemeye başlamıştı. Dizlerimse titremeye başlamıştı.
Korkuyordum. Birazdan olacaklardan, en çok da Chanyeol'un yüzüne bakmaktan. Görmek istemediğim bir şey görecektim. Benim bile dizlerim böyle titrerken o nasıl korkmazdı ki? Korkacaktı ve kaçacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Overdose(Chanbaek)
Fanfiction"20 dakika yeter mi bende kaybolmana?" dedi nefeslerinin arasında. "Dakikalar bunun için fazla uzun Chanyeol."