Bölüm 9

440 32 11
                                    


               Dün geceden sonra aklımdaki karmaşa biraz olsun durmuştu. Bir yandan güzel bir yandan kötü bir durumdu. İyi yanı artık aklımı meşgul eden aynı zamanda durmadan vicdanımı sızlatan anılar gözlerimin önüne gelmiyordu. Kötü tarafıysa bu kabullenişin bana getirdiği ağırlıktı. Kalbimin tam üstüne oturmuş kalkmaya da niyeti yoktu. Kabullenmiştim, Chanyeol'a olan hislerimi yeniden kabullenmiştim. Neden sevmek bu kadar hızlı ve kolay olurken birinden kopmak bu kadar zordu? Neden aklımdaki kişi karşımda değilken halen ona olan aşkım duruyordu?

Gidişiyle ondan vazgeçmeye karar vermiştim. Gidişi her şeyi kolaylaştırmış yaralarımı sarmam için zaman vermişti. Bir kere aramamış bir kere merak edip başkalarına sormamıştı. Jongin ve diğerleri ile olan irtibatı hiç kesmemişti. Bense hiç var olmamış gibi yok olmuştum. Belki de hiç var olmamıştım. Var olmayan bir şey de yok olmazdı.

Yatağımda öylece oturup telefonuma bakıyordum. Yüzünü oldukça az görmek istesem de onunla geçirmem gereken bir okul yolculuğu vardı. Bugün onu atlatıp okula taksiyle veya Jonginle gidebilirdim. Yarın da bunu yapabilirdim. Peki ya sonra? Sonsuza kadar ondan kaçacak mıydım? Kaçmak bir çözüm değildi. Kaçmayı iki sene önce denemiş başaramamıştım. Ondan ve ona olan duygularımdan kaçamazdım. Bununla yaşayıp hayatta kalmayı öğrenmem gerekiyordu. Öldürmeyen şey güçlendirir derler. Hayır sizi sonsuza kadar mutsuz etmeye devam ederler. Chanyeol her zaman hayatımın mutsuzluk ihtiyacını karşılayan kişi olarak kalacak. Sadece hep yaptığım gibi bununla yaşamayı öğreneceğim.

Saat sekiz buçuğa yaklaştığında çantamı sırtıma takıp aşağıya indim. Chanyeol Bay Park'ın yanındaki yerini almış bir şeyler atıştırıyordu. Annemse yeni başladığı diyeti uygulamaya çalışırken ağlamak üzereydi. Yanlarına gitmemle Chanyeol anında kafasını kaldırmış beni izlemeye başlamıştı. Herkese günaydın dedikten sonra masadan bir muz alıp garaja doğru yöneldim.

"Arabada bekleyeceğim" Chanyeol'un yanından geçerken konuştum.

Garaja indiğimde hemen ardımdan inmiş arabanın kilidini açmıştı. İkimizde birbirimize taraf bakmıyorduk. Ön koltuğa oturup cebimden kulaklıklarımı çıkardım. Chanyeol da arabayı çalıştırmış garajdan çıkarmaya başlamıştı.

Yanında rahatsız hissediyor muydum? Hayır. Yanında mutlu muydum? Hayır. Sadece kabullendiğim bazı şeyler var. Chanyeol asla benim beyaz atlı prensim olmayacak ya da ben hiç o hikayelerin farklı ana karakteri olmayacağım. Oldukça basit ve sinir bozucu biriydim. Olayların istemediğim şekilde gitmesi sinirlerimi bozardı. Bozulan sinirlerimde başkalarını bozardı. Chanyeol'un hayatımı bozmasına alışmıştım. Düzeltmeye de çalışamıyordum. Ne yapabilirdim ki, Jongin'i çoktan aldatmış, hayatımı da çoktan mahvetmiştim. Yolun yarısına kadar kulaklığımı takmış kabullendiğim kaderime ağlıyordum. Bu durum Chanyeol aniden arabayı köşeye çekene kadar sürdü. Ani frene basışı yerimde sarsılmama neden oldu. Sertçe kablolarından çektiği kulaklığımla da ona doğru şaşkınlık ve sinirle döndüm.

"Derdin ne senin!" diye suratına kükredim. Sabahtan beri ilk kez göz göze geliyorduk.

"Cidden böyle mi yapacaksın?"

"Ne yapıyormuşum?"

"Böyle işte! Sabahtan beri yokmuşum gibi davranıyorsun" Chanyeol'u tanımasam buna kırıldığını düşünürdüm.

"Sende benim için aynısını yaparsan sevinirim" yüzümü cama geri döndüm. Hareketim onu daha çok sinirlendirmiş direksiyona sertçe vurmasına neden olmuştu.

"Yapmak istemiyorum. Üzgünüm" beklemediğim özrüyle yüzüne geri dönmüş onu incelemeye başlamıştım. Samimi olduğuna inanmalı mıyım? Yeniden seni aksini kanıtlayana kadar?

"Artık önemi yok."

"Böyle yapma, küsme bana. Aramız böyle olmasın"

"Nasıl olmasını beklerdin?"

"Eskisi gibi" sesi oldukça kısık ve güçsüz çıkmıştı. Sanırım dediğine kendi bile inanmamıştı.

"Eskisi gibi mi?" kulaklarıma inanamıyorum, sinir bozucu bir kahkaha sundum. "Bu olanlardan sonra eskisi gibi mi olmayı bekliyorsun? İstersen yarın da Jongin sen ben üçlü randevuya çıkalım? Sonra da biraz kokain çeker sevişiriz ne dersin!" diye kükredim sonlara doğru yüzüne.

"Onu kastetmedim. Geçmişte hatalar yaptığımı biliyorum ama düzeltmem için izin vermiyorsun" sesi daha sert ve kalın çıkmaya başlamıştı.

"Düzeltmek mi? Düzelteyim derken beni düzmeye karar verdin sanırım"

"Bir anda oldu ve ikimizde o an anı yaşadık. İkimizde birbirimizi istedik. Ben seni nasıl istediysem sende beni o kadar istedin. Yalan söylemeyi seviyorsun Baek ama bana karşı söyleyemezsin"

"Şimdi bunları söyleyip vicdanımızı mı rahatlatacağız? Sen hiçbir şeyi düzeltmedin Chanyeol. Tam aksine gelip içine sıçtın. Fark ettin mi bilmiyorum ama benim Jonginle bir ilişkim var ve onu seninle aldattım. Kendi üvey kardeşimle!" sinirle hızlı ve bağırarak konuşmaya başladım. Gözlerim sinirden dolmuş ve gerçekleri böyle dile getirmek kalbimin tam üstüne bir ağırlık bırakmıştı. "Hadi bunu da düzelt Chanyeol. Git Jongin'e düzelteceğim de, sevgilini becermeyi bırakamıyorum, anı yaşıyorum de!" sonlara doğru gözlerimden yaşlar yavaşça akmaya başlamıştı. Chanyeol'un gözyaşlarıma düşen bakışlarıyla daha da sinirlerim bozuldu ve çantamı alıp arabadan indim. Chanyeol'un karşısında böyle güçsüz durmaktan nefret ediyordum. İki sene önceki gibi.

Chanyeol da ardım dan inmiş yanıma yetişip kolumdan beni ona dönmeye zorlamıştı. Yüzümü görmemesi için kafamı kaldırmadım.

"Gitme, ağlama Baek. Lütfen, ağlamanı istemiyorum." sesi daha deminkine göre daha yumuşaktı. Cevap vermedim. Eli kolumdan ellerime indi. Sanki beni incitmekten korkar gibi hafifçe sıkmadan tutmaya başladı.

"Eğer gerçekten böyle hissediyorsan senden uzak duracağım. Ama onunla benimle hissettiğin gibi hissetmediğini biliyorum"

"Senin hissettirdiğin gibi hissetmek istemiyorum Chanyeol. Onunla seninle hiç hissetmediğim kadar güvende hissediyorum" kafamı kaldırıp Chanyeol'un gözlerine baktım. Ne hissettiğini bilmek istiyorum Chanyeol. Gerçekten benim üzüldüğüm kadar üzülüyor musun? Ellerindeki ellerimi yavaşça çektim.

Chanyeol sessiz kalmaya devam edince arkamı dönüp ondan uzaklaşmaya başladım. Kaçmaya çalıştım hissettirdiklerinden ve hissettiklerimden.

Overdose(Chanbaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin