3.BÖLÜM:"SAFSATA SORULU SERÇE"

1K 128 355
                                    


🌾Çeyizime Bir Kefen🌾
-
Grup Yürüyüş

●●●

"Aişa?!"

Ben şok halinden çıkamıyorum. Lakin sesi duymasıyla genç kolunu duvardan çekiyor.

"Yani... Aişa bacım, biz de konuşmaya başlamak için sizi bekliyorduk."

Duymamış olmalı. Eğer duysa, karşımdaki gencin yüzünün şekli değişmiş olurdu. Yalnızca bulunduğumuz pozisyonu görmüştü galiba.

"Sen içeri gir. Biz geliyoruz."

Bu genç cesaretini nereden alıyor anlamıyorum.

"Öyle bir şey olmuyor beyefendi."

Hemen yürümeye başlıyorum. Gencin yanından teyet geçerek kapıdan giriyorum. Abdurrâfi de arkamdan giriyor, yüzünde muzip bir gülümseme var. İçeride kimsenin beni görmeyeceği bir kenara oturmak istiyorum.

Geniş ve lüks bir oda. Altın sarısı sandelyelerin, krem perdelerin ve gösterişli bir avizenin bulunduğu odada masanın en sonundaki sandalyeye oturuyorum.

"Oradan beni duyacak mısın, Aişa?"

Abimin sorusuna baş sallayarak cevap veriyorum. Masada 13 erkek var. Daha önceki konuşmalarda beş ya da altı kişiydik. Bir kişi fazlasıyla kadronun tamamı burada. Birazdan o bir kişinin sadece bize hapishaneyi tarif etmek için geldiğini öğreniyorum.

Benimle beraber gelen gencin adı Macid'miş. Abisi gibi bir asker. Fazlasıyla şaşırıyorum. Zaten bizimle birlikte, bu odada olması bile şaşırmam için yeterli. Lakin Teğmen rütbeli olmasına şaşırmıyorum. Burada ailenin nusayri olması teğmen rütbesine yükselmek için yeterli. Ailesi nusayri bir askerin, isyancı gördükleri bir sünniyi hapisten çıkartmaya yardım etmesi beni şaşırtıyor. İçimde bu durumun normal olmadığı ve altından bir bit yeniği çıkacak olması hissi var.

"Aişa askerleri iç koridorun merdivenlerinde oyalarken siz de yangın merdivenlerinden esirleri kaçıracaksınız. Kimse vicdanına yenik düşüp tüm esirleri çıkarmaya çalışmasın. Siz esirlerin hepsini çıkarmaya çalışırken Aişa'nın hayatını tehlikeye atabilirsiniz."

Konuşurken sürekli bana bakması ve sürekli ismimi zikretmesi bir yana, son cümlesinden sonra Mahmud abim iyice sinirlenmişti.

"Kardeşimi benden daha iyi düşünecek değilsin. Onun can güvenliğini senden daha çok önemsiyorum, merak etme. Sen bu konulara karışma, işine bak."

Ben utanıp başımı eğiyorum. Birkaç genç de gülerek başını eğiyor. Daha sonra abim beni yanına çağırıyor. Bu şekilde çocuğun gerisinde kalıyorum, bana bakarak anlatamıyor.

Düşünceli bir şekilde hapishanenin ortaya açılmış haritasına bakıyorum. Nereden girip nerede duracağımı iyi anlamaya çalışıyorum. İzlendiğim hissine kapılarak başımı kaldırıyorum. Abdurrafi ile göz göze geliyoruz. Hemen başını eğiyor. Ondan hızlı davranmadığım için kendime kızıyorum.

"Plânınızda çok önemli bir eksik var." diyor Macid. Abim alnını kaşıyarak derin bir nefes veriyor ve neyin eksik olduğunu soruyor.

"Siz esirlerle beraber yangın merdivenlerinden çıktıktan sonra ara holün merdivenlerinde askerleri oyalayan Aişa nasıl çıkacak?"

İZMİHLÂL (Suriye Devrimi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin