25.BÖLÜM:"GÖĞSÜNDEN VURULAN SERÇE"

1.1K 68 258
                                    

Multimedya Abdurrafi:

(Minik hatırlatma; Erkeklerin diz kapağı ile göbek deliği arasına bakmak haram. Yine de takva ölçüsüyle bakmak istemeyenler multimedyaya girmesin.😊)

🌾Bağlanmaz ki Yüreğim🌾
-
Grup İslami Direniş

●●●

"Besime! Bu sen misin?"

Titreyen parmaklarımı peçemin üzerinden ağzıma bastırıyorum. Yaz günlerinde parlayan güneşin vurduğu deniz gibi bakan gözleri şimdi ferini yitirmiş. Uzun süren vuslatımızın bitmesi dahi gözlerindeki ışığın parlaması için yeterli olmuyor.

"Asıl sen... Aişa? Buraya nasıl geldin?"

Sorusunu es geçerek birkaç adım ilerliyorum. Çocukluğum yazılı olduğu günlükteki en nadide satırlara bakıyorum. Kollarımı hızla etrafına sarıyorum, kokusunu içime çekiyorum. Sarı çiçek, kokun nereye gitti?

"Besime! Bu sensin, yaşıyorsun. Allah'ım sana hamdolsun."

Derin bir nefesi içime çekiyorum. Kokun yok. Sen çiçek kokardın, Besime. Kokun nerede?

"Aişa... Bu gerçekten sen misin? Yoksa hapishanedeki gördüklerim gibi bir hayalin mi içindeyim?"

Kollarını etrafıma sarmıyor. Dimdik ayakta dikiliyor. Göğüs kafesime sokacak kadar sıkı sarıldıktan sonra karşılık vermeyeceğini farkederek geriye çekiliyorum.

"Benim Besime, hayal değil." Sırtım Abdurrafi'ye dönük iken peçemi arkaya atıyorum. "Bak buradayım, gerçeğim. Sen de gerçeksin! Hamd olsun, buradasın."

Gözleri acıyla kısılıyor. Yutkunuyor.

"Gerçek değilsin.. Ben yine halüsinasyon görmeye başladım. Allah'ım ne olur kurtar beni.."

"Gerçeğim, Besime. Şam'dan geldim. Abdurrafi şehid oldu, dediler. İnanmadım, gözlerimle görmeye geldim!" diyorum hararetlenerek. Yağlanmamış tahta kapının gıcırdamasıyla peçemi öne atıyorum. İçeriye giren tanıdık simayla gülüşüm genişliyor.

"Amine."

Kısa süren duraksamasının ardından o da yüzüne bir tebessüm pay ediyor.

"Aişa sen cidden burada mısın?"

Birbirimize sımsıkı sarılıyoruz. Bayada'da kaldığım günlerde pek samimi olmasak da, aktif görüştüğüm bir arkadaşımdı. Onu uzun süre sonra görmüş olmak, yorucu yoldan, uykusuzluktan uzaklaştırmıştı. Şam'daki ruhsuz kalabalığa inatla benden olan sünni bir dost.

"Bu olamaz, olamaz." diyor Besime.

Süratle başımı ona çeviriyorum. Gözlerinden hızlı hızlı süzülen yaşlarla bana bakıyor. Parmaklarını birbirine kenetlemiş, göğsüne bastırıyor. Gözyaşları sicim gibi iniyor. Buz gibi betonda ona doğru bir adım atıyorum. İrkilerek geriye kaçıyor. Alt dudağım titrerken onu görmüş olmanın şaşkınlığını hissederek ağlamaya başlıyorum.

"Burada olamazsın, Aişa. Sen Şam'daydın."

Sarılmak için hareketlendiğim sırada yeniden irkiliyor. Korkuyor. Bulanık görüşümü gidermek adına gözlerimi kırpıyorum. Ellerimi yavaşça ileriye uzatarak korkusunu canlandırmadan göğsünde kilitlenen parmaklarına dokunuyorum. Tepki vermemesini fırsat bilerek hızla sarılıyorum. Birbirine çarpan göğüslerimiz ağlamanın şiddetiyle ocaktaki tencere gibi fokurduyor.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 20, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İZMİHLÂL (Suriye Devrimi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin