6.BÖLÜM:"TÜYLERİ DÖKÜLESİCE SERÇE"

699 103 66
                                    


🌾Yürüsem Yürüsem🌾
-

Adnan Doldur

●●●

"Bacağını şimdi açmaz isen bizimle beraber askeriyeye gelirsin. Orada arkadaşlarımla beraber bakarız. Bacağını gerçekten demir mi çizmiş, yoksa bir kurşun yarası mı?"

Mantomun eteklerini kavrıyorum. En aşağıdaki düğmesini açıyorum. Blöf yapıyorum. Bana inanmalarını ve gitmelerini bekliyorum. Lakin kimse başını çevirmeyerek devamını bekliyor. Hatta arka taraftaki birkaç asker bıyık altından gülüyor. Hepsi iğrenç.

"Neamr'ların evinde çıkardığınız bu rezillik de ne? Derhal burayı terk edin, yoksa sadece askerlik hayatınızın son bulduğuna şükür edersiniz."

Fatıma bağırıyor. Askerler bir şeyler söylemeye çalışıyorlar. Fazla diretemeden gidiyorlar. Fatıma'ya minnettar bir şekilde bakıyorum. Evin hanımı olan yaşlı kadın Fatıma'nın kolunu çekiştiriyor. Kulağına eğilerek bir şeyler söylüyor.

Fatıma'nın yüzü düşüyor. Garip bir hâl olduğunu fark ediyorum. Anlam verme ihtiyacı hissetmiyorum. Hâlâ biraz önce yaşadığımız olayın etkisindeyim. Macid yanıma geliyor.

"Silahdan bahsetmediler."

Sahabeleri düşlüyorum. Korkusuz, atılgan kahramanlarımı. Macid'in beş para etmez adamlığı ile karşılaştırılamaz gerçekliklerini. Askerler hiçbir şey söylemeden, her şeyi anlatacakmış gibi bir hali vardı. Korkudan titriyordu.

"Adi herifin tekisin. Sırf seni hapse atsınlar diye her şeyi anlatmamak için kendimi zor tuttum. İnan zor tuttum."

Gözlerim alev alıyor. Yanından geçerek merdivenlere ilerliyorum. Yürürken çok zorlansam da yalpalamamaya özen gösteriyorum. Ben odaya geçtikten sonra Fatıma geliyor. Bana yemek ve ilk yardım çantası getiriyor.

"Bacağını sarmana yardım edebilirim. Yani istersen."

Çekiniyor. Garip bir kız. Yanıma oturuyor. Getirdiği yemeklerden bahsediyor. Dinliyormuş gibi davranıyorum. O kadar açım ki, yemeklere saldırmamak için kendimi zor tutuyorum. Peçemin iğnesini açarak çıkartıyorum. Bacağımın acısını unutarak yemeye başlıyorum.

"Babam öfkeden deliye döndü. Çabuk eşyalarını toparlayıp gitsin diyor. Ama merak etme. Macid böyle bir şey olmasına izin vermez."

Şaşırmıyorum. Beklediğim kimselerden beklediğim performanslar görüyorum. İçimdeki bir his keşke diyor. Keşke def olup gidebilsem.

Yemek yerken izleniyormuş hissine kapılıyorum. Tabağımı bitirdiğimde başımı kaldırıyorum. Fatıma yüzüme bakıyor. Belki bakmak kelimesi eksik kalır. Yüzümü detaylıca inceliyor. Rahatsızca hareketleniyorum.

"Gerçekten çok güzel bir kızsın. Yüzünü örterek kendine yazık ediyorsun. Hem sözlünle konuşsan, belki müsade eder yüzünü açmana."

Ona gece yaptığım konuşmayı hatırlatıyorum. Sözlümün değil, Rabbimin istediğini. Beni dinlemiyor. Dinlese bile inanmıyor belki.

"Sözlünün fotoğrafı varsa göstersene. Senin kadar güzel bir kızın yanına yakışıklı bir adam yakışır. Eminim o da çok güzeldir."

Geriye doğru yaslanıyorum. Konuşmak için bile fazlasıyla yorgunum.

"Telefonum yok. Telefonum olsaydı da fotoğrafı olmazdı zaten."

Şaşırıyor. Başımı yana yatırıyorum. Çıkmasını bekliyorum. Bacağımın sargısını değiştirmek ve uyumak istiyorum. Ne kadar uyusam da üzerimdeki halsizlik geçmeyecek gibi geliyor.

İZMİHLÂL (Suriye Devrimi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin