Oğluma yemek yedirip gıdıklayan bir adam. Tanrım haneul ajumma bile bu kadar ilgilenmedi. Şaşkınlıkla oğlum ve bay Namjoon'a bakıyordum.
-Hyejin aslında bir kahveye hayır demezdim. Imm bu arada Hyejin dememde sorun yoktur umarım.
Tebessüm edince çıkan gamzeleri dikkatimi daha da dağıtırken benden cevap bekleyen bakışlarıyka kendimi toparlayıp konuştum.
-Ah tabi ki yaparım aklımdan çıkmış üzgünüm. Nasıl içersin? Namjoon.
Samimiyetimi göstermem gerekiyor gibi hissettim o an. Daha içten bir gülüşle konuştu. Gözleri kısılmış daha da sevimli ve karizmatik olmuştu. Yanlış anlamayın her hangi bir şey hissetmiyorum yakışıklıya yakışıklı deriz sonuçta.
-Sade olursa sevinirim Hyejin.
Kafamı sallayıp mutfağa geçtim. Kahveleri yaparken eve ne ara girdi Daehyung'u ne ara doyurmaya başladı? Ahh her şey çok ani olmuştu.
Eve geldiğimizde kolumu kullanamadığım için oğlumu da alıp içeri geçmişti sanki evi biliyor gibi. Daha sonra onu yönlendirip eve girdim. Daehyung'u yerine koyarken üzerindekileri çıkarıp oğluma örttü. Kombinin evi ısıtmasını beklerken ben de mamayı yapmıştım. Onun yanında emziremezdim ayrıca sütüm de oldukça azalmıştı. Mamayı getirdiğimde elimden alıp aç olan oğluma yedirmeye başlamıştı.
Daldığımda arkamdan gelen sesle irkildim.
-Ah korkuttum mu? Su alacaktım üzgünüm.
-Sorun değil dalmışım.
Sürahideki suyu koyup ona uzattım. O içerken kahveler de olmuştu. Kavanozdan kurabiye çıkarıp kahvenin yanında koydum.
-Ha Daehyung uyudu. Çok yorulmuş sanırım.
-Öyle olmuş olmalı. Teşekkür ederim bugün yaptığınız şeyi nasıl öderim bilmiyorum.
-Kim olsa aynısını yapardı Hyejin. Gerçi oradaki insanların kaçtığını görmüş olmalısın. Yine de önemli değil. Yapmam gerekeni yaptım ben.
Kahveyi masaya koyup karşısına oturdum.
-Daehyung kolay kolay başkasının elinden yemek yemez daha doğrusu birine alışması hiç kolay olmaz. Sizi sevmiş görünüyor.
-Oh öyle mi? Ben çok cana yakın bir bebek diye düşünmüştüm. Buna sevindim. Bebeklerle aramın iyi olduğunu düşünmezdim.
Güldüğünde ben de gülmüştüm. Havadan sudan konuştuğumuz dakikaların sonunda kahvelerimiz bitmişti. Uzun zamandır biriyle bu kadar içten bir şekilde sohbet etmediğim için kalksın istememiştim.
-Sanırım gitsem iyi olacak. Teşekkürler kahve için. Senin için de sorun olmazsa eğer arada Daehyung'u ziyaret etmek isterim. Kısa sürede beni kendine bağladı da.
-Rica ederim. Ancak bu saatlerde evde oluyoruz ona göre gelirsin.
-Hmm numaranı verirsen müsait olduğun zamanlarda gelmeye çalışırım olur mu?
Gülümseyip uzattığı telefona numaramı yazıp çaldırdım. Ayaklandığımızda salona geçip onun oğlumla vedalaşmasını izledim.
-Ah çok tatlı bağımlılık yaptı hahha.
Kapıya gelirken arkasını dönüp dönüp bakıyordu. Ev küçük olduğundan görünüyordu haliyle oğlum. Evden çıktığında elimi uzattım
-Görüşmek üzere Namjoon.
-Görüşmek üzere Hyejin.
Elimi sıkıp gülümsemiş ardından merdivenlerden inip gitmişti. İçeri geçip gülümseyerek uyuyan oğluma bakım. Çok mu sevdin Namjoon'u?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Baby | Rm & Hwasa |✓
Short Story"Kimse yüzüme bile bakmak istemezken sen neden bu kadar korumacısın?" "Ben... Daehyung için, yani onu korumam gerekiyor gibi hissediyorum. Onu korumak için de seni koruyorum." "İyi de neden Namjoon? Herkes çıkarları doğrultusunda yaşar. Senin bizden...