-7-

954 81 39
                                    

Oğluma giderken kolunu tutup bana bakmasını sağladım.

-Ne babası? Yaşını bile doldurmamış bir çocuğun bilinçli bir şekilde sana baba dediğini nereden çıkarıyorsun? Ayrıca babasına ne olduğunu nereden biliyorsun ki sahipleniyorsun?

Gözlerimden ateş fışkırıyordu. Benim ne hissettiğimi ya da düşündüğümü önemsemiyordu. Daehyung ile birbirlerini sevdikleri için hayatıma bu denli müdahil olamazdı. İzin vermezdim.

-Hyejin öncelikle sakin ol. Ben sana kötü bir şey demedim. Anlıyorum seni düşündüğünün aksine. Kendi ayaklarının üzerinde durmak istiyorsun biliyorum ama kendine fazla zorluk çıkarıyorsun. Sana yardım etmem seni düşkün yapmaz. İnsanların ne dediğini önemsemiyorsun bunu anlıyorum. Eğer bugün önemsediysen gururunu kırdıkları içindir. Ben bu yüzden yardımcı olmak istedim. Onun dışında daehyung'un babasını sordum söylemedin. Beni bununla yargılayamazsın. Ben onu sahiplendim sen iste ya da isteme. Bir şekilde aramızda bir bağ var bunun farkındasın adını aniden koydum belki haklısın ama istemsizce böyle hissediyorum. Sanki onun babaya benim de bir evlada ihtiyacım varmış gibi hissediyorum.

Çok yoğun konuşuyordu. Bakışları kötülük barındırmıyor aksine biraz kırgınlık bile görüyorum.

-Tüm düzenimi alt üst ettin. Ben bu günlere acısıyla tatlısıyla katlandım, dayandım, göğüs gerdim. Alıştım savaşmaya. Kaybetsem de savaştım. Ama sen bir anda gelip buna gerek yok ben varım diyorsun. Kolay değil anlamıyorsun.

Gözlerimden yaşlar teker teker düşüyordu. Sanırım ilk defa birinin yanında ağlıyordum. Ailem bile çok nadir görmüştür ağladığımı.

Namjoon beni kendine çekip sarıldı kafamı göğsüne gömmüş orayı ıslatıyordum. Saçımı okşadığını hissettim. Şefkate ihtiyacım olduğunu hiç düşünmemiştim bu güne kadar ama en az oğlum kadar ben de ilgiye açmışım meğersem.

-Biliyorum güzelim. Ben de savaştım güzel bir hayat kurmak için ama olmadı. Sonra tanrı karşıma sizi çıkardı. O günden sonra hep mutluyum. Enerjim oldunuz. Ben bıraktım savaşmayı sen de bırak rahatlatacaksın emin ol.

Bir süre öyle kaldık sakinleşince ayrıldım. Yüzüm gözüm birine girmişti kesin.

-Ahh olmamış ama bu çirkinleşmişsin ne de güzel kadındın oysa ki. Ağlama bir daha bu çirkinliği görmek istemiyorum.

Gülüyordu. Yanağımdaki yaşları silip alınlarımızı birleştirip gözlerimin en derinine baktı.

-Oğlun için artık savaşma olur mu?

Kafa salladım. Pozisyonun verdiği gerginlik dolayısıyla geri çekilip banyoya gittim. Yüzümü yıkayıp sakinleşmeye çalıştım. Gardımı indirmiştim ama tetikte beklediği de açık bir gerçekti.

İçeriye geçtim Namjoon oğlumla oynuyordu. Çok güzel duruyordu. Baba hasreti olduğunu hiç düşünmemiştim Daehyung'un. Hayatın şaşırtıcı anlarından birindeydim.

-Açsın değil mi? Yemek hazırlayacağım.

-Evet güzel olur. Hyejin ilk şu aslanı doyur elimi ısırıp duruyor çok aç.

-Dişi çıkıyor sanırım o yüzden bir şeyleri ısırıyor sürekli.

-Ne? Daehyung aslanı şimdi koca adam mı olacaksın sen?

Yine sevemeye başladığında gülerek mutfağa geçtim. Annemden öğrendiğim bir kaç yemeği yapıp oğlumun mamasını hazırladım.

-Namjoon mama hazır.

İşini biliyordu. Sonuçta o yedirmek istediğini söyledi. Namjoon geldiğinde mamayı alıp yedirmeye başladı.

-Sen bunu nasıl doyuruyorsun ya? Nasıl da yiyor baksana sanki yıllarca aç kaldı. Çok şeker.

Our Baby | Rm & Hwasa |✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin