-Hani sen ağladın ya o an ölmek istedim. Ben sana o kadar çok aşık oldum ki canının yanmasına dayanamaz oldum hele de bunun sebebi ben olduğumdan yaşamak istemez hale geldim. Hyejin kızacaksın biliyorum ama oğlumu çok özledim. Senden bile onun kokusu gelirdi cennet gibi kokuyordu eşsiz ve mükemmel. Ne dediğini anlamadan saatlerce onu dinlemeyi özledim en çok da baba demesini özledim. Ama lanet olsun ki bunları kaybettim. Ben.. ben ne sevmeyi ne de değer vermeyi beceremedim. Lanet olsun ölmeyi bile beceremedim.
-Ne!!
Şokla ayağa kalkıp hızlıca önüne gelip vücuduna baktım sonra saklamaya çalıştığı bileğini görünce kolunu tutup dikkatlice baktım.
-Çıldırdın mı sen? Bu ne? Hayatına nasıl kıymaya çalışırsın kafayı mı yedin?
Sinirle ona bağırmaya başladım gözlerimden ise bir bir yaşlar dökülüyordu.
-Çıldırdım. Yaşamak istemedim o cehennemde ama Hoseok geldi sonra da evine götürdü.
-Aptalsın sen. Koca bir aptal.
-Biliyorum.
-Senden nefret ediyorum.
-Biliyorum.
-Sana çok kızgınım.
-Biliyorum.
-Seni çok seviyorum.
-Biliyor-NE?
-Ne ne?
-Her şeye rağmen beni seviyor musun?
-Ne yazık ki evet. İnsan gönlüne söz geçirmiyormuş meğer. Yine de bu seni affetttiğimi göstermiyor dediğim gibi sana çok kızgınım.
Gülen yüzü yavaşça solmuştu oysa ki hep gülsün isterdim.
-Beni affetmeni istiyorum. Nasıl yapmam gerekiyorsa söyle buna daha fazla dayanamayacağım yoksa.
-Bilmiyorum. Açıkçası kalbim sensizliğe biraz olsun alışmış olsaydı affettmeyi asla düşünmezdim ama ne yazık ki yokluğun acı veriyor.
Ellerimi tutup ayağa kalktı gözlerime bakarak ellerimi öpüp kalbine koydu, deli gibi atıyordu kalbi. Bilmiyorum benimki bu kadar hızlı atıyor muydu ya da atmış mıydı?
-Seni bekleyeceğim. Aramızda bir tek bile sır kalmadı bundan sonra da olmayacak. Sen nasıl istersen öyle olacak her şey.
~
Namjoon ile konuştuğumuz o günün üzerinden tam iki koca ay geçmişti bu süre içerisinde zor da olsa kırıklarımızı tamir ettik ve yeniden birlikte olduk. Jakson ile ilk biraz sürtüşmelerine rağmen şuan baya yakın arkadaş olmuş maç izliyor, balık tutmaya falan gidiyorlardı. Oğlumsa yürümeye başlamış bir de küçük küçük cümleler kuruyordu. Eh biz de evlilik hazırlığı yapıyorduk.
-Bebeğim bu evde kalmak istediğinden emin misin? Sanki biraz küçük.
-Namjoon şuan yaşıyoruz sorun yok, evlenince ne gibi bir sorun olacak?
-Bilmem yani bizimki büyüyor sonuçta bir kardeşi olsa fena olmazdı.
-Ah yok sağol Daehyung yeterince çocuk merakımı aldı başka biri için on sene beklememiz lazım.
-Ne? Yok artık. Tamam bir kaç yıl bekleriz de on yıl ne?
-Ayy Namjoon bunu mu konuşacağız daha bir sürü işimiz var. Tüm derdimiz bu mu sence?
-Aslında bu konu önemli ama sonra konuşuruz. Ah unutmadan balayına gidiyoruz değil mi? Bir yerle görüşeceğim ona göre.
-Yani güzel olur da Daehyung'u bir yere bırakamayız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Baby | Rm & Hwasa |✓
Short Story"Kimse yüzüme bile bakmak istemezken sen neden bu kadar korumacısın?" "Ben... Daehyung için, yani onu korumam gerekiyor gibi hissediyorum. Onu korumak için de seni koruyorum." "İyi de neden Namjoon? Herkes çıkarları doğrultusunda yaşar. Senin bizden...