Artık Erdi de görsün kızı değil mi?
*****
Aybars kuzenlerini ve kız kardeşini karşısına oturtmuş onlara gözlerini kısarak bakıyordu.
“Siktir git mi dedi sana?” dedi Alara inanamayarak.
“Evet Alara, kaç kere söyleyeceğim, siktir git dedi.” Sinirle ayağa kalkıp sağa sola gitmeye başladı, “Bana ya bana! Aybars Acar’a dedi.”Dilara başını aşağı yukarı salladı, “Vallahi durum vahim. Sadece ‘git’ dese tamam da, o başındaki ‘siktir’ olayı sertleştiriyor.”
Hayat gülmemek için kendini zor tutuyordu, “Çok haklısın sevgili kuzenim. Siktir git olmamış. Hani yine ‘siktir’ deseydi de olurdu da hem ‘Siktir’ hem ‘git’ olmamış yani.”Aybars dehşetle karşısındaki üçlüye baktı, “Ya siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Kız siktiri çekip, kıçını dönüp gitti diyorum! Gelmiş burada sözcüklerin analizini yapıyorsunuz bana!”
Hayat sinirle kalkıp abisinin karşısında durdu, “Asıl sen bizimle dalga mı geçiyorsun anlamadım? Kız seni reddetmişse reddetmiş, neden bunu bu kadar taktın bizde onu anlamadık abicim. Egon mu zedelendi? O havadaki burnun yere mi çakıldı?”Aybars kaşlarını çattı, “Ben ona göstereceğim. O döndüğü kıçını bulduğum yerde-”
“Hoop!” diyerek hep bir ağızdan bağıran kızlara “Siz de defolup gidin başımdan. Sizden akıl isteyen de suç!” diye çıkışıp, evden dışarı attı kendini.***
Erdi üstü açık, son model arabası ile kırmızı ışıkta durup radyoda çalan şarkının ritmi ile direksiyona vuruyordu ki, yanında büyük bir gürültü ile duran motora çevirdi bakışlarını. Motoru süren kişi de ona çevirmişti başını. Kasktan sadece masmavi gözleri gözüküyordu. Ona dikkatle bakan gözlerle Erdi kaşlarını çattı. Yeşil ışık yandığında kız gaza bastı ve tozu dumana katarak kalkış yaptığında, Erdi de aynı şekilde peşinden gitti. Kızın yaptığı manevraları gördükçe Erdi’nin yüzünde şaşkınlıkla oluşan bir tebessüm oluşuyordu.
“Manyak mısın kızım?” diye bağırdı ardından, duymayacağını bile bile ve daha da hızlandı. Harbiden çatlaktı bu kız. Son anda yaptığı bir iki sollama ve dönüşten sonra kızın izini kaybetmişti.
Birden sağa çekip, sinirle direksiyona vurdu. “Siktir! Kimsin kızım sen ya?” derken etrafına bakınıyordu. O kadar dikkatli bakmıştı ki ona...
Başını sağa sola sallayıp, sinyal verdi ve yoluna devam etti.***
Melisa asistan odasına geçtiğinde diğer arkadaşlarından biri ona bir kutu uzattı, “Melisa, bu sana gelmiş.”
“Bu ne?”
“Bilmem. Gönderen Aybars Acar’mış.”
Melisa bir an şaşırsa da sonradan gözlerini devirdi. Bu adam ne yapıyordu öyle Allah aşkına? “Gerizekalı,” diye kendi kendine söylendi.“Aybars Acar mı? Bu şu ünlü playboy değil mi? Sürekli otel açan.”
“Ha o Oya’cım,” dedi kıza sevimsiz bir şekilde gülümserken. Bu kızdan gıcık alıyordu.
“Bu adamla ilgin ne? Onu anlayamadım.”
“Uzun bir hikayemiz var, oldu mu?” dedi bıkkın bir sesle, sonra koca kutuyu kucağına alıp açtı. İçinden bir yapboz çıkmıştı. Ama yapılmamıştı. Sonra notu alıp okudu.“Bir yapbozdur hayat. Her anında biri girer ve hayatının bir parçası olur. Her anını küçük küçük parçalarla tamamlarsın. Benim hayatım bu yapboz gibi, darmadağın. Birlikte birleştirelim mi?
A.ACAR :)
Telefon: 05...”“Ben bu oyunlara gelecek küçük saf kız değilim Aybars Acar. Ama madem oyun oynamak istiyorsun, seninle yapboz oynamayacağım. Senin oyununu, benim kurallarımla oynayacağız!”
Kutuyu kapatıp, pencereden dışarı baktı. Bilirdi yapacağını. Bu çapkın, pervasız adama hayatının dersini verecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL ARISI * B.A.S. IV - FİNAL
RomanceBirbirinden çapkın, uslanmaz, şımarık ve seksi iki erkek... Birbirinden romantik, söz dinlemez, inatçı ve sıra dışı iki kız... Efsane, kusursuz, eşsiz ve büyük aşkların bal arısı erkekleri ile birbirinden güzel kızları ve tabiki olmazsa olmazımız kı...