Yemekler geldiğinde konuşmadıkları gibi bittiğinde de konuşmadılar. İkisi de ne diyeceğini bilmiyormuş gibiydi. Zaten Aslı da Levent bakıyor diye doğru düzgün yiyemedi. Yemekten sonra kendilerinden bahsetmeye devam ettiler. İkisi de fazla detaya girmeden yaşantılarından bahsediyorlardı. Sonra Aslı evde kalmaya hemen başlamayacağını söyledi. 'Biliyorsundur üniversite sınavı yaklaştı. Sınava kadar yurtta kalmaya devam edeceğim. Zaten şunun şurasında sınava az kaldı. Sınavdan sonra da yatak, dolap almam gerek. Bir ara da mutfak eşyası alsak iyi olur ve masa da lazım.' diyince Levent 'Tabii benim için bir sorun yok haftaya temizlik için buluşunca temizlik malzemesi alırken mutfak eşyası da alabiliriz. Ama bana sorarsan mutfak eşyasına gerek yok. Ben kendi kaldığım evden getireceğim. Bulaşık makinesi de getiririm. Mert sadece çamaşır makinesini alacak ama süpürge ve çamaşır makinesi lazım eve.' dedi. Aslı da 'Tamam haftaya olmazsa bile sonra alırız. Sen bulaşık makinesini ve mutfak eşyasını getireceksen çamaşır makinesi ve fırını ben alırım. Süpürgeyi de ortak alırız. Haziranın ortasında sınavım olduğundan dolayı diğer işleri de daha sonra hallederiz.' dedi.
Öyle böyle derken vakit geçmişti. Ev sahibi olur da evi vermezse diye Hasan Bey Aslı ve Levent'in nişanlı olduklarını söylemişti. Bunu da Levent'e mesaj atarak haber vermişti. Aslı bunu duyunca panikledi. Yüzükleri bile yoktu. Onu geçti adam bir soru sorsa ne cevap vereceklerini bile bilmiyordu. Hemen Levent'e dönüp 'Okulda tanıştık, daha nişanımız olmadı, nişanımız haftaya bir kafede olacak ve 1 yıl önce tanıştık. Çok mutluyuz, tamam mı?' dedi. Bunu öyle bir panik ve hızla söylemişti ki Levent kendini tutamayıp seslice güldü. 'Tamam sakin ol. Tutabilir miyim? Yani inandırıcı olsun diye.' derken elini işaret ediyordu başıyla. Aslında şart değildi tutması, yine de inandırabilirlerdi ama elini tutmak gelmişti içinden. Yemekte de eline bakmıştı birkaç kez, bazen eli heyecandan titriyordu. Ayrıca çok da yumuşak görünüyordu. Levent o an kendine şaşmıştı, neler düşünüyordu böyle... Aslı da biraz düşünüp ziyanı olmadığına karar verince başını salladı. Levent kızın elini avcuna aldı, emlakçıya doğru yürüyüp içeri girdiler. Levent, kızın elinin gerçekten yumuşak olduğuna karar verdi. Aslı da tuhaf hissetmişti. Babasından sonra ilk kez bir erkeğin elini tutuyordu.
Emlakçıda işleri bittiğinde Levent kontratı imzalamış, evin anahtarını almıştı. İçerideyken ev sahibinin kendilerine sorduğu sorulara ikisi aynı anda cevap veriyordu. Ev sahibi de çok yakıştıklarını düşündü ve hiç şüphe duymadı nişanlı olup olmadıklarından. Emlakçıdan çıkınca haftaya cumartesi saat 1'de evin önünde buluşmaya karar verip ayrıldılar. Levent, Mert'le beraber kaldığı eve doğru giderken hava çoktan kararmıştı. Levent hala bugün olanları düşünüyordu. Nasıl olmuştu da böyle bir karar vermişti? Hiç gülmeyen yüzü bugün birden fazla kez gülmüştü. Şaşıyordu kendisine. Bugün gerçekten de hiç olmadığı biri gibi davranıyordu.
Aslı da eve giderken benzer şeyleri düşünüyordu. Hiç böyle bir kız değildi. Bugün ne olmuştu da öyle davranmıştı, bilmiyordu. Çocukken hiç içine kapanık bir çocuk değildi. Hatta çok neşeli, cıvıl cıvıldı. Zamanla olgunlaşsa da güleryüzlü bir yapısı vardı. Ancak annesinin olay yerinde öldüğünü öğrendiği, babasının içeride ameliyat olduğu ameliyathanenin kapısında bir anda olgunlaşıvermişti. İçi kan ağlıyordu annesi için ama babası için ayakta durdu. Ameliyathaneden sağ çıksın diye dua etti ama onu da kaybedince koyverdi kendini. Günlerce kendine gelemedi. Öğrendiği ilk an da sakinleştirici iğne yapılmıştı. Kötü bir kabus olsun bu diye geçirdi içinden ama gerçekti. İkisini de kaybetmişti. Daha iki gün önce beraber yemek yiyip televizyon izliyorlardı. Ailesi onun yol gösteren ışığıydı. Ama artık her şey kararmıştı. Hayat ona gülmeyi yasaklamıştı sanki. Derdi kederi o zamandan beri hep geceleri aklına gelirdi. O günden bu yana içine kapanmıştı. Hiç gülmez değildi ama artık gözlerinde o ışıktan eser yoktu. Hele bugün yaptığı saçmalık da neydi öyle? Bu kız delirmiş demeyecek miydi arkadaşları. Hemen arayıp vazgeçsem olmaz mı diye düşündü ama telefon numaralarını almayı ikisi de akıl edememişti.
Yurda gelince önce odaya çıkıp eşyalarını bıraktı, sonra elini yüzünü yıkayıp yemekhaneye indi. Yemeğini alıp kızların yanına oturdu. Hepsi bir ağızdan 'Nereye gittin haber vermeden?' diye sordular. Aslı bir çırpıda 'Birisiyle beraber ev tuttum.' dedi. Gamze'nin lokması boğazında kalırken Güler, Aslı'nın dalga geçtiğini varsayıyor olmalıydı ki kahkaha attı. Leyla tabağından başını kaldırmış öylece Aslı'nın suratına bakıyordu. Zehra'yı öksürük tutmuştu. Allah'tan Emine başka arkadaşlarının yanındaydı. Kızcağız duysa şok olurdu. 'Nasıl yani? Kızın adı ne?' diye sordu Güler. Aslı ürkekçe başını kaldırıp 'Levent.' diyince Zehra 'Hangi insan kızına Levent adını koyar?' dedi ve dediği anda da kafası karıştı. Leyla hemen 'Bizden gizli sevgilin mi vardı yoksa Aslı, ne diyorsun sen?'
'Ya hayır, şöyle ki ben her şeyi anlatacağım size. Ben siz uyanmadan önce ev bakmak için çıktım. Dün de söylemiştim size. Emlakçıda birisi daha vardı, o da aynı yerden ev bakıyormuş. İşte gezdik falan evler hep kötüydü. Sadece bir ev güzeldi. Onun da acilen ev tutması gerekiyordu benim de. Bir de zaten karşı daire birkaç ay içinde boşalacakmış. Ben zaten en erken 1 ay sonra taşınırım, e o zaman da karşısı hemen boşalır. Kilit de yaptıracağım. Emlakçı da kefil oldu çocuğa, iyi bir insanmış. Bilmiyorum, hata ettim galiba.' Aslı bunca sözü ardı ardına sıralamış, adeta nefes almadan konuşmuştu. Leyla 'Deli misin?' der gibi bakıyordu. Güler onun yerine 'Ne dediğini sanıyorsun Aslı, bir erkekle nasıl aynı evde kalacaksın?' diye sordu. Zehra da Güler'e hak vererek 'Üstelik hiç tanımadığın bir erkekle.' dedi. Gamze ise bunca zaman konuşmamış elini çenesine dayayıp Aslı'ya bakıyordu. Bir anda 'Kızlar düşünsenize birbirlerine aşık olup evleniyorlarmış. Aslı, çocuk yakışıklı mı?' diye sordu. Tüm kızlar 'Yok artık!' dercesine Gamze'ye bakıyorlardı. Aslı'nın cevabı 'Belki, biraz olabilir.' olunca hepsi kahkahayı koyverdi. Aslı da arkadaşları da bu tehlikeli girişimden gece boyu bahsettiler. Kaderin Aslı üzerinde uygulayacağı daha çok sürpriz vardı.
890 kelimelik yeni bölümümüz yayında, oy vermeyi unutmayın. Destek olursanız çok sevinirim. Keyifli okumalar dilerim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen Fictionİki insan arasında hangi şartta olursa olsun kaderden daha uzak bir mesafe olamaz. Çünkü kader, insanın yürümek zorunda olduğu en uzun yoldur. Hayata gelen her insan iyi ve kötüyü öğrenir. Yaşadığımız hayatlar karakterimizi biçimlendirirken en büyük...