Aslı'nın baloda giydiği elbise, ayakkabı ve çantasının fotoğrafını aşağıya bıraktım. İyi okumalar!
Balodan bir önceki gece Levent eve çok geç geldi. Aslı'yla yedikleri o akşam yemeğinden sonra beraber oldukları her an içini öfke kaplıyordu. Öfkesinin ne Aslı'ya, ne Elif'e, ne de Ali'ye olmadığını biliyordu. Öfkesi kendineydi. Elif'le ayrılmak istese de bir türlü başaramamıştı, ne zaman konuyu açacak olsa bir şekilde Elif sayesinde konu bambaşka yerlere gidiyordu. Levent aslında artık ayrılacaktı ama bu sefer de Elif'i kıramamıştı. Yarınki balo biter bitmez bir yolunu bulup onu kırmadan onunla ayrılacaktı.
Aslı da iki hafta boyunca elbise, ayakkabı, makyaj malzemesi sorunlarıyla uğraşmış, Levent'le yemek vakitleri haricinde konuşma fırsatı bulamamıştı. O akşam aralarında adı konulamayan bir yakınlaşma olacak gibi olmuş, kalbini tekrar hızlandırmıştı ama Aslı o akşamı düşünmemeye kendisine söz vermişti, elinden geldiğince kafasını başka yerlere odaklıyordu. Ali'nin sık sık mesaj atması ve kızlarla konuşması da kafasını uzaklaştırmasına yardımcı oluyordu. Ali sık sık mesaj atarak Aslı'yla konuşmaya, sohbet etmeye çalışıyordu. Aslı da onu geri çevirmek istemese de çoğunlukla konuşmaları hep kısa kesiyordu. Gece Bade'yle kısaca telefonda görüşüp kendini uykuya teslim etti. Yarın hiç istemese de yoğun geçecekti.
Sabah erkenden Bade hem zili çalarak, hem de kapıya tıklayarak uyandırma servisi görevini gördü. Levent sinirle yatağından doğrulup tişört ve şortla kapıyı sertçe çekerek açtı. Bade'yi beklemediği yüzünden belli olsa da yine de sordu.
'Ne oldu Bade sabahın bu saatinde?' Genç adamın gözleri kısık, bir eli saçındaydı.
'Bu saat mi? Öğlen olacak öğlen Levent'ciğim.'
'Saat daha 10.30 Bade. Öğlene çok var. Hem niye geldin bir şey mi oldu?'
'Senin haberin yok muydu, biz Aslı'yla beraber hazırlanacağız.'
Levent'in yüzü Aslı'yla Ali'nin beraber gideceğini hatırladığı an düştü. Az önceki yeni uyanmanın verdiği mahmurluk, huysuzluk kalmamış, yerini saf kıskançlık almıştı. Kıskandığının kendisi de farkında değildi, hissettiği duygulardan haberi yoktu henüz, reddetmeyi seçiyordu.
'Tamam şey ben kahvaltı yapıp çıkayım, rahat rahat hazırlanın. Akşam dönerim.'
Bade de onaylayınca kahvaltı yapıp çıktı genç adam. Aslı'yı hiç görme fırsatı olmadan apar topar çıktı. Akşam 7'deki balo için Elif'i almaya 18.30 da gidecekti. O yüzden eve o saatin yarım saat öncesinden daha erken gelmesine gerek yoktu.
Bade içeri yavaşça girip genç kızın yatağına yaklaştı. Bu gürültüye bile uyanmamış diye geçirdi içinden Bade. Aslı'nın kulağına yaklaşıp birden 'Uyan Aslııı!' diye bağırdı. Kızcağızın yüreği ağzına gelmiş, birden şaşkınlıkla uyanmıştı. Kızlar içeride sohbet ederken Levent kahvaltısını yapıp çıkmıştı çoktan.
Kızlar neşeyle kahvaltılarını yaptıktan sonra tüm eşyalarını ortaya serip balo hakkında konuşmaya ve çıkarımlar yapmaya başladılar. Saatler onlar farkında olmadan bir hayli ilerlemiş, sohbet koyulaşmıştı. Artık tam anlamıyla birbirlerinin hayatları hakkında bilmedikleri kalmamıştı. Levent'in adının her geçişinde Aslı'nın heyecanlanması ve gözlerini kaçırmasından Bade, genç kızın Levent'ten hoşlandığı çıkarımını yapmış olsa da Aslı'ya tek kelime etmedi. Genç kızı bir süre daha gözlemlemek istiyordu.
Öğle yemeği için birkaç şey atıştırdıktan sonra Bade kendi makyajını yapmaya başladı. O sırada Aslı da duş alıp saçını kuruttu. İçeri geri döndüğünde Bade, siyah gölgeli göz makyajını, ten makyajını bitirmiş, son adım olarak dudaklarına gül kurusu mat rujunu sürüyordu. Aslı da gelip Bade'nin saçını yapmaya başladı, ensede dağınık ve kibar bir topuz yapmışlardı. Halter yaka, mor, uzun bir şifon elbise giymişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen Fictionİki insan arasında hangi şartta olursa olsun kaderden daha uzak bir mesafe olamaz. Çünkü kader, insanın yürümek zorunda olduğu en uzun yoldur. Hayata gelen her insan iyi ve kötüyü öğrenir. Yaşadığımız hayatlar karakterimizi biçimlendirirken en büyük...