Aslı evden tek çıkınca Levent huzursuz oldu. Akşam vakti başına bir şey gelmez umarım diye düşündü. Evlerinde daha televizyon yoktu ve etraf boş geliyordu Levent'e. Mutfaktan kendi odasına geçerken Aslı'nın odasının ışığının açık kaldığını görüp durdu, ışığı kapatıp çıkacaktı sadece ama girince bir duraksadı, gündüz olanları düşündü. Sonra aklına temizlik yaptıkları gün geldi. Aslı'nın banyodaki hali gözünün önüne gelince bunu düşündüğü için utandı ve silkelendi. Odadan çıkacakken ambalajı açılmış ama nevresimi serilmemiş yatağa baktı, yastığın üstünde bir telefon vardı. Büyük ihtimalle Aslı'nındı çünkü Levent'in telefonu mutfaktaydı. Acaba telefonunu unuttuğunu fark etti mi diye geçirdi içinden. Telefonu ona götürse mi bilemedi, çoktan otobüs gelmiş ve gitmiş olabilirdi. En azından yürüyüş yapmış olurum diyerek telefonu güzel sahibine götürmek üzere çıktı evden.
Nihayet durağa yaklaştığının belirtisi olan uzun ara sokağa giriş yaptığında kendisine doğru koşan bir kız vardı. Karanlık olduğundan kızın kim olduğunu anlamadı, neden koştuğunu da. Zaten çevrede de kimseyi tanıdığı yoktu. Levent ne oluyor acaba dedi kendi kendine ama kıza doğru yürümeye devam etti. Kız, Levent'i görmemişti, hatta üstüne koşuyordu. Levent kenara çekilecekken kızın yüzünü gördü: Aslı'ydı. Ne oldu da koşuyordu bu kız böyle deli gibi. Çarpmanın etkisiyle Aslı yere düştü. Levent elini uzatırken Aslı nefes nefeseydi, elini tutmakta tereddüt ettiği adamın sokak lambasının aydınlattığı yüzünü görünce derin bir nefes aldı. Hemen Levent'in elini tutup ayağa kalktı. Bir yandan da arkasına bakıyordu. Adam yoktu.
Levent 'Sakin ol Aslı ne oluyor? Kimden kaçıyorsun?' diye sordu hararetle. Aslı heyecanla anlatmaya başladı, nefes nefese kalmıştı: 'Ben durakta otobüs bekliyordum sonra kızlara mesaj atacaktım. Telefonumu bulamayınca eve gelip alayım dedim unuttuğumu fark edip ama duraktaki adam laf attı. Ben kalkıp yürürken peşimden geldi, arkamdan koştu ben de korktum.' Levent kızı bu kadar korkutan herifin ağzını burnunu kırmak istedi. İçi öfkeyle doldu. Hiddetle 'Nerede o p*ç? Ben ona gösteririm gününü.' dedi. Aslı az önce çok korkmuştu ve koştuğu için nefesi hala düzensizdi. 'Bi-bilmiyorum.' dedi. Levent kızın korkmuş yüzünü görünce dayanamadı, belli ki gözlerinden de birkaç damla yaş süzülmüştü. Mantığını hiç dinlemedi. Aslı'yı kollarından çektiği gibi kendi kolları arasına aldı. Kendi uzun boyunun yanında Aslı, Levent'in omzuna geliyordu. Şimdiyse Levent, Aslı'nın korkmuş bedenini göğsüne bastırmıştı. Burnuna Aslı'nın saçlarının ferah ve mest edici kokuları geliyorken onu kollarının arasından bırakmak istemedi. Aslı da Levent de sakinleşmişti. Aslı adeta şok olmuştu, önce bir adam tarafından kovalanmış şimdi de hiç tanımadan ev arkadaşı olduğu adamın kollarında sakinleşmeye çalışıyordu. Levent kendine gelip kollarını gevşetti. Aslı, Levent'in mengene gibi sıktığı kollarından kurtulmuştu. Sarılınca da daha iyi anlamıştı ki Levent gerçekten fit ve yapılı bir vücuda sahipti. Aslı utançla başını eğdiğinde Levent de biraz çekinmişti, kızı bir anda öyle kollarına nasıl alabilmişti öyle?
'Teşekkür ederim... Yani şey sakinleştim seni görünce, tanıdıksın ya yani ondan.' Aslı kurduğu saçma cümlelerden daha da utanıp avcunun içiyle alnına vurdu. Levent gülüyordu. 'Önemli değil, ben de telefonunu getiriyordum.' dedi. Hala gülmeye devam ediyordu. Aslı da kendini tutamayıp güldü. Levent, Aslı'nın telefonunu uzatırken 'İyi misin?' diye sormayı da ihmal etmedi. Gerçekten çok yorgun görünüyordu. 'Bugün istersen evde kal. Geç oldu bir hayli. Ya da istiyorsan seni yurda bırakayım.' dedi elini ensesine götürürken. Kabul edip etmeyeceğini düşünmeden sormuştu. 'Yurda dönmem gerekiyor. Dönmediğim fark edilirse müdüreden büyük bir azar yerim.' dedi ve minik bir gülümseme oluştu dudaklarının kenarında. Levent 'O zaman ben bırakayım seni. Hadi gidelim.' dedi. Aslı reddetmeyi düşünmedi bile çünkü az önce gerçekten korkmuştu. Bundan sonra geç kalmamalıyım diye düşündü ama neredeyse temmuz olmuştu. Yakında o da evlerine taşınacaktı. Yani artık yurda geç kalıp kalmadığını düşünmeyecekti. Arkadaşlarından da ayrılacağı aklına gelince üzüldü bir yanı. Her zaman görüşebilirlerdi ama yine de her an beraber olamayacaklardı.
Otobüsteyken hiç konuşmamışlardı ama otobüsten inip yurda yürümeye başladıklarında Aslı olayı detaylarıyla birlikte anlattı. Levent adamın lakayt tavrını duyunca yine sinirlenmişti. Keşke görseydi de bir güzel pataklasaydı. Sonra iyi ki telefonu götürmek için evden çıkmışım dedi. Yurdun önüne geldiklerinde kızlar da Aslı'yı bahçede bekliyorlardı. Aslı otobüsteyken kızlara Levent'in onu bırakacağını, gelince her şeyi anlatacağını söyleyen bir mesaj göndermişti. Kızlar da bu fırsatı kaçırmak istemediler. Hem merakları giderdi, hem de çocuğun az da olsa güvenilir olup olmadığını anlarız diye düşünmüşlerdi, o yüzden hepsi bahçeye çıkıp beklemeye başladı. Levent ve Aslı'nın yan yana geldiklerini ilk gören Emine oldu. Kızlara fısıltıyla haber verdi. Yurttan birinin dışarıdan bir erkekle konuşmasının hoş karşılanmayacağını tahmin eden Levent, Aslı'ya dönüp 'Ben daha fazla gelmeyim. Sen girince giderim.' dedi. Aslı da onu başıyla onayladı ve tekrardan ona teşekkür etti. Onu yurda kadar getirmesi ne ince davranıştı.
Aslı, Levent'e arkasını dönüp arkadaşlarına ilerlediğinde kızlar da merakla Levent'i süzüyorlardı. Aslı kızların yanına varır varmaz hepsi konuşmaya başladı: 'Vay be çocuk fotoğraftan daha yakışıklı!' dedi Gamze. Kızlar Gamze'yi haklı bulan cümleler kurarken Leyla 'Ne oldu da o bıraktı seni? O kadar samimi değilsiniz ki!' dedi ama Zehra da 'Aynı evde yaşayacaklar yakında, yurda bırakması onun yanında ne ki?' diye karşılık verdi. Haklıydı. Aslı bazı insanların cesurca, bazılarının aptalca bulacağı bir hareket yapmıştı Levent'le aynı evde kalmayı kabul ederek. Kızlar Aslı'yı odaya sürükleyip bugünkü her şeyi anlattırmışlardı. Tesadüf müdür bilinmez ama kızların içinde bir his aynı anda Aslı'nın bu çocuğa kendini kaptırabileceğini söyledi. Aslı, dışarıya karşı hislerini öyle kapatmıştı ki aşk ne unutmuş bile olabilirdi. Zaten Aslı gerçekçi bir kızdı. Boş hayallerle işi yoktu. Sohbet konusu değişirken Aslı'nın aklında bugün geçirdiği eğlenceli anlar ve o korkutucu olay vardı.
Levent de eve dönerken bugün olanları düşünüyordu. Aslı'ya sarılarak haddini aştığının farkındaydı ama içinden öyle yapmak gelmişti. Bu akşam o sokak lambasının altında ona bakarken Aslı'nın gerçekten güzel olduğunun farkına vardı. Bir değişikti bu kız. Bakışları, gülüşü, tavırları yaşından daha büyük gibiydi. Bakışlarında ve gülüşünde acı var gibi gelmişti Levent'e. Kendisi gülüyordu ama gözlerinin içi gülmüyordu. Gülüşü sadece dudaklarında kalıyordu. Tavırları da çok olgundu. Kendini bilen bir kızdı Aslı. Zaten öyle olmasa Levent onunla asla anlaşamazdı. Çocuksu davranan, olgun olmayan insanlarla anlaşamıyordu. Levent onunla aynı evde yaşamanın nasıl olacağını şimdi daha çok merak ediyordu.
Tekrardan merhabalar, 8. bölüm 970 kelimeyle karşınızda. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Hepinize iyi okumalar! Hikayemi okuduğunuz için de teşekkürler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Підліткова літератураİki insan arasında hangi şartta olursa olsun kaderden daha uzak bir mesafe olamaz. Çünkü kader, insanın yürümek zorunda olduğu en uzun yoldur. Hayata gelen her insan iyi ve kötüyü öğrenir. Yaşadığımız hayatlar karakterimizi biçimlendirirken en büyük...