'bir adam var, anlamıyorlar.
uykusuz,
umutsuz,
hissiz,
kırgın ve kırılgan.. düşleri var adamın,
düşüşleri,
gerçekleşmeyecek hayalleri,
yaşanmayacak günleri.
yorgun bu adam,
tanrının adaletsizliğine kızgın,
insanlara kırgın,
umudunu alıp gidenlere haykırıyor,
kimse duymuyor.. Adam dinlenmek istiyor,
tükenmeye yön tutmuş bedeni,
yavaş yavaş çürüyor.. tanrım diyorum;
yorma bu adamı,
artık eksik et yüreğinden acıyı, sızıyı
geceleyin baş koymasın dudaklarına,
pencere önünde ki
Ah umudum,
Ah gözlerine bir ömür heba ettiğim,
Ah gülüşüne öldüğüm adam.
Güçsüzlüğüme güç katanım,
seni gördüğümden beri bildiğim tüm yollar sana çıkıyor.
Avuç içlerindeki her bir çizgiye ömrümü bağladığım,
Seni sevmekten başka bilip bileceğim bir şeyim yok benim.
Sabahları uyanır uyanmaz aklıma gelenim,
Olur olmadık zamanlarda içimde birikiyorsun.
Sesinin her tınısına bin ömür olsa harcayacağım, hayatımı kokusuna emanet ettiğim ,ömrümün gökyüzü.
Ah sakallarına çiçekler ekeceğim adam
Ah gülüşüne bittiğim.
Hiç bir sözlükte kelime anlamının karşılığı yoktu gülüşünün.
Bende çok düşünmedim zaten
kısaca hayatıma verilen en güzel hediyesin .. Ömrümün hediyesi,
Hayat katığım,
bir yudum su gibi muhtaç olduğum.
Göğüs kafesinin serçesiyim,
kalp atışınla hayata tutunuyorum.
Ben senden bir adım öteye gidemem.
Ne olur ,nefesinden,kokundan uzağına atma beni...
'Şimdi seninle biraz dertleşmek istiyorum adam.
Aslında biraz değil çok sürmeyecek diyemeyeceğim ,çünkü çok sürecek lütfen kusuruma bak.
Otur şöyle karşıma.Gözlerine bakamasam da anlatmaya başlayayım.
Nerden başlayayım ki ? Kafamın içinde binlerce hüzün varken.
Bu sabah kalkıp aynaya baktığımda saçlarımda oluşan bir kaç tel beyazı gördüm , içim titredi kendime.
Göz altlarımdaki torbalar uykusuzluğun ve bir adam için yıllardır ağladığımın kanıtıydı.
Detone olmuş bir aşkın kalıntılarıydı yüzümdeki bir kaç çizgi.
Sonra saçlarıma baktım;
bi süre önce belimdeydi ama şuan omuzlarıma dökülüyor.
Bu da senin yüzünden.
