6.Bölüm

12 1 0
                                    

‘Birini sevmemeye çalışmaktır aşk. 
İlk elini tuttuğunda, heyecandan ne yapacağını bilememektir. Heyecanlanmaktır, heyecanını durduramamaktır. Gece yatakta tavana bakarak saatlerce düşünebilmektir. Öpüşmek için utanmak, bir zaman sonra ise dudaklarına alışabilmektir. Dudaklarının tadına alışabilmek. 
Biraz daha aşık olmak için, biraz daha müzik dinlemektir.
Biraz daha öpmektir,biraz daha sarılmak, “hadi biraz daha” demektir. 
Onun gittiği yerlere koşa koşa giderken, bir zaman sonra gitmemektir.
Ama gizliden gizliye takip etmektir; aşk.
Bazı şeyleri sürekli düşünüp, kendine yedirememektir.
Yalan söylemektir aşk, kaybetmemek için büyük büyük yalanlar söylemektir.
"Tabii ki de çoktan unuttum" cümlesinin ta kendisidir; aşk.
Sırf hayatında biraz daha kalmasını istediğin için arkadaşça davranmaya çalışmaktır.
Arkadaş olamamaktır, aşk.
Kıskandırmaya çalışmaktır, kıskanmaya çalışmaktır, kıskanmamaya çalışmaktır.
Gülerek dinlediğin şarkıların gerçek anlamlarını, yalnızken anlayabilmektir.
Onunla gittiğin yerleri hatırlamaktır aşk.
Hatırlamak istememektir ama hatırlamaktır. İnatla hatırlamaktır aşk.
Ama şayet o hatırladığın mekanda olursan, hatırladığın şeylerin lafını bile etmemektir. 
Bilerek hata yapmaktır, bilerek yanlış yapmak. 
Konuşmamaktır aşk, susmaktır.
Aşk böyle bi’ şeydir işte. 
Kendini kandırmaktır, kendine yalan söylemektir, yalan söylemek istememek ama zorunda kalmaktır. Herkesin ortasında öpüştüğün birine hissettiklerini bir zaman sonra saklamaktır. Kendinden saklanmaktır.
Artık sadece kendinle konuşmaktır aşk, kendi kendine anlatmaktır.
Buraya yazmaktır aşk.
Etrafında az kişinin kalmasıdır.
Artık üzülmemektir, ağlayamamaktır. Artık ü-zü-le-me-mektir, aşk.
Gözlerinin dolamamasıdır. "Ağlamak isterdim ama ağlayamıyorum nedense" cümlesidir. İçinden geçen cümlelerin başka, yazmaya çalıştıklarının başka, konuştuklarının başka olmasıdır. Bunu bana yazdıran kişidir belki de aşk, belki de bunu okuduğunda aklına gelen ilk kişidir.

‘Bazen düşünüyorumda neleri geri teptik acaba istemeden? Mesela otobüse binmek yerine yürüyerek gitseydik gitmek istediğimiz yere, her şey farklı olur muydu? Bir sokakta yerleri inceleyerek yürümek yerine, başımız dimdik yürüseydik hayatımızın aşkı döner miydi köşedeki sokaktan? Kestirmeden gitmek yerine, uzun sokakta sallana sallana yürüseydik, her gece “keşke bir kez daha görsem” dediğimiz insanı görür müydük? Hatta birbirimize selam verip, eskiyi yâd edip ince sızılı bir mutluluk yaşar mıydık? Çekindiğimiz için bir şey soramadığımızda, kaç şeyi ittik kendimizden? Cesaret edip “seviyorum ulan” diyemediğimiz için mi sevdiğimiz insanlar hep başkalarının oldu? Hep aynı yolu tercih ettiğimiz için mi bu kadar dümdüz gidiyor hayatımız? Bilmiyoruz ve asla bilemeyeceğiz. Çünkü her zaman iki seçenek vardır önümüzde ve her zaman yalnız birini seçebiliriz aynı dakikalar içinde. Ne yazık ki, bu uzun yolculukta sağ camın yanına oturduğumuzda, sol camdan geçen şeyleri göremeyeceğiz. Başımızı sola çevirsek, sağ taraftakileri kaybedeceğiz. Biliyor musunuz, sanırım biz hep kaybedecegiz.

‘Seni tanıdığım ilk günden beri vazgeçmedim senden . Aynı şeyleri istiyorduk . Aynı şehir , Aynı huzur , Aynı yatakta sana sarılıp uyumak . Şapşalca şeyler bazen . Ve ben ilk defa birinin kokusunu istedim , İlk defa birinin ellerini avucuma alıp parmaklarıyla oynamayı , İlk defa sabah uyanırken , 5 dakika daha uyumak için nasıl direniyor diye merak ettim . Ve ilk defa birinin nasıl uyuduğunu .

Her gün katlanarak arttı bunlar . Seni neden sevdiğimi hiç anlamadım ben . Çok sebep vardı belki ama hiç benim değildin . Bizim aramızda hep bir 3.kişi vardı . Hep konu bir başkasıydı . Sen ve ben hiç biz olmadık . Mutlu olmamız için sadece bu engel varken sen hiç kendini benimle düşûnmedin . Sonra iki günlük insanlar tanıdın canımı yaktın .

Hep dayanmaya çalıştım hep bekledim . Ama sen hep gittin .

Gerçekten mutlu olabileceğimizi anladığın anlarda hep arkadaşız dedin . Oysa 3.bir kişi yoktu ve ilk defa uyuyordum rahatça .

İlk defa başka birini düşündüğünü düşünmeden koyuyordum kafamı yastığa . İlk

defa kıskanmıyordum , hala biz olmayı bekliyordum.
Ama sen bunu anlayamadın . Şimdi yine biri var bu da bitecek belki , bilmiyorum . Mutlu olman canımı yakıyor çünkü ben sürünüyorum.Ama keşke istediğim gibi sevebilseydim seni . O iki günlük insanları sevdiğin kadar sevebilseydin sen de . Keşke , sarıldım sana dediğimde sende sarılsaydın bana . Sana dokunamamak canımı her yaktığında , Sabret bir gün yanımda olacaksın , Mesafelerin bir önemi yok diyebilseydin . Ama olmadı .

Şuan bunları başkasına hissediyorsun . Hiç tanımadığım birinin yerinde olmayı istemek ne kötü . Gerçekten çıkıyorum hayatından .

Ama nasıl uyuduğunu bile merak ediyorum hala . Bir de üşür mü diye . Ve hala sana sarılarak uyuyorum . Üstünü iyi ört . Sıkı giyin .

Ve kimsenin boynundan öpmesine izin verme...

'Nasıl seviyorum seni. Içim gibi
seviyorum. Aklimdan zorum varmıs gibi seviyorum.
Benimle mutlu olduğunu bütün kalbimle
hisedebiliyorum. Başimi omzuna koyduğumda kalp
atişlarini duyuyorum ya,o zaman sanki beni almişlar
cennete koymuşlar gibi hissediyorum. Sen beni bir
öpüyorsun,benim kalbim bin kat güçleniyor. Sen beni
bir seviyorsun,ben sana bin kez aşık oluyorum. Sen
varken ben hep daha iyi biri oluyorum,daha mutlu
oluyorum,daha çok guluyorum,daha çok seviyorum
insanlari. Sen bana guç veriyorsun. Resmen guç
veriyorsun. Hani bana "iyi ki bu kadar çok mücadele
vermişsin benim için'" demiştin ya. Ben senin için bir
õmur mücadele vermeye hazirim. Yeter ki bana hep
kocaman kocaman saril Yeter ki beni õperken kalbin
hizlansın.Bundan sonra sensiz tek bir günüm geçsin
emiyorum. Bütun o guzel hayallerimiz gerçek olsa
keșke. Hep daha güzel hayaller kuralm.hepsini
gerçekleştirelim ve bu súrede birbirimize her gün
yeniden aşık olalım. Kalbim hep senin. Seni hep
Sevecegim. Soz veriyorum.

HOŞÇAKAL~

CAN KIRIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin