'Nerede kalmıştık?
üzülmüştük demi, ağlayıp; neden? diye sormuştuk tanrı'ya. "neden ben?" "ben bunu hak edecek ne yaptım?" hiçbirinin yanıtını alamadan uyuyakalmıştık. hatırlıyor musunuz?
sabahına hiçbir şey olmamış gibi uyanmıştık. sanki dün ölmüştük ve bugüne farklı bir kişi olarak uyanmıştık.
bir anda artık olmadığı aklımıza gelmişti ve kabullenememiştik. olamaz diyerek bir çaresizliğin içine sürüklenmiştik.
sürüklendikçe, yaralanıp yaralarımızı sarmak yerine daha da deşmiştik. ama hatırlarsanız bunu biz istemsiz yapmıştık. hiçbir suçumuz yoktu. şuan bunun farkındasınız değil mi?o zaman çıkmazlara girip boğulmuştuk. çünkü artık yalnız kalmıştık, nasıl alışacağımızı düşünmekten gözümüze uyku girmez olmuştu. bunu unutmanız mümkün değil! öyle değil mi arkadaşlar? bunu unutmanız mümkün değil.
kimse yalnızlığını, çaresizliğini, yaralandığını unutamaz. zamanla kabullenir sadece. ve alışır.
artık yaralar iyileşmeye başlamıştı, daha da yaralayamıyorduk. çünkü, her türlü acıya alışmıştık.
derinlerdeydik, oradan çıkmayı istemiyorduk. istesekte çıkamıyorduk. o günleri unutamayız arkadaşlar sakın kandırmayalım kendimizi. o günleri unutamayız! unutmayacağız da ve bize o günleri yaşatanlara söveceğiz avazımız çıktığı kadar. bize bunları yaşatanları unutmayacağız arkadaşlar söz mü? ben size söz veriyorum. insan sözü.unutmayacağız ki, bir daha karşımıza çıktıklarında onların gözlerinin içine bakıp artık bir hiç olduklarını hissettirip bundan zevk alacağız. ve bunu yaparken hiç kötü hissetmeyeceğiz kendimizi olur mu? bizi artık o yaralamayı bırak, hiçbir şey hissettiremeyecek. anlaştık mı arkadaşlar? güçlü olacağız, tekrar karşılaştığımızda son gülen biz olacağız çünkü.
bize yaptıkları için onları hiç affetmeyeceğiz. söz mü?