"Ben geldim." kapı açılınca sevinçle çığlık atarcasına bir tepki vermiştim. Deniz beni görünce ilk başta afalladı ama sonra sıcak gülümsemesiyle evine girmem için işaret etti. "Hoş geldin, seni beklemiyordum sürpriz oldu bana." Deniz telaşla etrafta ki dağınık halde duran eşyalarını toplamaya çalışırken elimle onu durdurdum. "Saçmalama Deniz bırak yabancı değilim ya. Hem sen hastaymışsın ben toplarım." Deniz'i koltuklardan birine oturtup etrafı toparlamaya başladım. "Önemli bir şey değil üşütmüşüm sadece." Kızgın olduğumu belli edercesine kaşlarımı çattım. "Haber verseydin keşke hasta olduğunu senden değilde annenden öğrendik. Üstelik telefonlarımızı bile açmadın Yaren de gelecekti ama annesine yardım etmesi gerekiyormuş bende yalnız kalma diye geldim."Deniz mahçup bir ifadeyle başını salladı. "Sizi endişelendirmek istemedim hem malum sende bu sıralar biraz dağınık haldesin birde benimle uğraşın istemedim." Koltuğa yanına otururken elini tutup bana bakmasını sağladım. "Saçmalama Deniz her ne yaşamış olursam olayım seni yalnız bırakmayacağımı biliyorsun. Ayrıca ben hasta olunca sen benim iyileştiğimi görmeden yanımdan bir saniye ayrılmıyordun."
"Tamam çirkin, hadi beni iyileştir." Gülerek ayağa kalktım o da benimle kalkmak üzere hareket edince onu durdurdum. "Şimdi sen dinleniyorsun bende sana güzel bir çorba yapıyorum anlaştık mı?" Arkasında ki yastığı düzeltip rahat etmesini sağladım. "Hasta olduğun yetmedi şimdi de seni zehirleyeceğim diyorsun yani." Sözlerine gülerek yerini bildiğim mutfağa yöneldim. "Aynen öyle, işimi şansa bırakmak istemiyorum." Dolaptan bir tencere çıkarttım annemin biz hastalanınca yaptığı çorbanın tarifin malzemelerini çıkartıp güzel bir çorba yapmaya koyuldum. "Olanları duydum Akın herkesin önünde sana aşık olduğunu söylemiş galiba." Akın'ın ismini duymamla bir anda yüzümü buruşturdum, Deniz tezgahın önünde durup kollarını birleştirmiş pür dikkat beni izliyordu. "Evet, öyle bir şey oldu."
"Peki sen bu konu hakkında ne düşünüyorsun? Onu affedecek misin?" Çorbayı karıştırken sözlerini duymamış gibi yaptım ama sonra cevap vermezsem ayıp olacağını düşündüm. "Eğer merak ettiğin buysa hiçbir şey olmamış gibi onu affedemem."
"Onu hala çok seviyorsun değil mi?" Biber doğrarken birden Deniz'in sorusuyla elimi kestiğimi anladım hissettiğim acıyla elimi ağzıma götürdüm. Deniz bunu fark edip elimi kendine çekti ve soğuk suyla yıkamaya başladı. "Ah be Işık dikkat etsene güzelim. Çok acıyor mu?" Küçük bir sıyrıktı sadece Deniz'in neden bu kadar tepki verdiğini anlayamamıştım. "Yok, geçti bile." Çorbayı tekrar yapmaya koyulduğumda aklıma gelen düşünce ile Deniz'e döndüm. "Benden nefret etmiyorsun değil mi? Sonuçta Akın'la arkadaştınız ve benim yüzümden aranız bozuldu bu yüzden bana kızgınsan anlarım." Deniz gülerek bana yaklaştı ve daha önce doğramaya çalıştığım biberleri büyük bir ustalıkla doğramaya başladı. "Akın'la biz hiçbir zaman o kadar yakın olmadık ki. Hatta bazen ondan nefret ettiğim bile oldu ama sen mutluydun bu yüzden bende iyi geçinmeye çalıştım onunla. Bu yüzden kendini hiçbir şey için kötü hissetme." İçin rahatlamış bir şekilde nefes aldım. "Hadi sen artık içeri git çorbayı birazdan getiriyorum." Deniz beni ikiletmeden yavaş adımlarla mutfaktan çıktı.
Çorba hazır olduğunda bulduğum bir tepsiye yerleştirdim yanına da bir tane elma ve içmesi için nane limon yaptım. Deniz beni izlerken mutlu görünüyordu iyiki gelmiştim yoksa hasta haliyle evde tek başına kalacaktı. "Işık bu ne?" Çorbadan bir kaşık alıp yüzünü buruşturduğunda beğenmediğini düşünüp üzüldüm. "Noldu?" Deniz bir kaşık daha aldıktan sonra yüzüme baktı. "Ee çok güzel olmuş bu." Sinsice sırıtıp göz kırptı. "Benimle uğraşmaya başladığına göre iyileşmiş olmalısın."
"Sayende çirkin." Onun biraz daha iyi olduğunu görünce içim rahatlamıştı. "Ben artık gitsem sorun olur mu? Annem şimdi temizliğe yardım etmedim diye söyleniyordur kesin."
Deniz de benimle birlikte ayağa kalktı çantamı alıp ona döndüm. "Kendini yorma ve güzelce dinlen beni arayıp nasıl olduğunu söylemeyi de unutma." Deniz'i bir yaşındaki çocuk gibi tembih etmem biraz komik olmuştu ama bundan hiçte şikayet ediyor gibi görünmüyordu. "İstiyorsan ne yapmam gerektiğini de bir kağıda yazıp ver çirkin." Saçımı eliyle dağıtıp burnumun ucunu sıktı. "Seni düşünende kabahat benimle uğraşmadan duramıyorsun değil mi? Ayrıca ben çirkin falan değilim bu yüzden bana öyle demeyi kes."
"Gerçeği söylememi ister misin." Başımı onaylarcasına salladım Deniz kulağıma fısıldamak için eğilince sıcak nefesini hissettim. "Çok güzelsin ve bu benim canımı çok sıkıyor." Sertçe yutkundum Deniz bu şaşkın halime bakıp eğlenircesine sırıtmaya başladı. Omzuna yavaşça vurup evden çıkmak için kapıya yöneldim. "Görüşürüz, çabuk iyileş çünkü okulda senden başka uğraşacak kimse yok."
✨
Deniz'i sevin bence yaa
Sizce yeni bölüm nasıldı?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OD | Texting
RomanceIşık: Niye gözlerini kaçırıp duruyorsun benden? Işık: Korkuyor musun bana bakmaktan? Işık: Bence de kork. Işık: Bak gözlerime. Işık: Nefretten başka bir şey görebiliyor musun? Işık: Göremezsin. Işık: Çünkü yok..