18

1.6K 142 99
                                    

-Taehyung-

Kırgınlıkları düzeltmenin yolu neydi? Bir şeyleri silip atmanın, üstünü kapatmanın, yokmuş gibi davranmanın yolu neydi? Biz neden iyileşemiyorduk? Nerede yanlış yapıyorduk?

Belki de bu kadar zorlamamalıydık birbirimizi. Yorulmuştum, bir şeyleri düzeltmek hiç bu kadar zor olmamıştı. Onunla birlikte olmak hem acı hem mutluluk veriyordu ve ben acı tarafını bastırmaya çalışıyordum. Aramızdaki hastalıklı şey ikimizi de öldürüyor gibiydi. Yine de öncesinden daha iyiydi.

En azından yan yanaydık ve birlikteyken bir şeylere katlanmak daha kolaydı. Onu yanımda hissetmeyi seviyordum, onsuz olduğum zamanlarda hiçbir şey hissetmiyordum. Bu iş gittikçe zor bir hal alsa da sanki bir taraftan bir şeyler yolunda gidiyordu. Her sabah birlikte uyanıyorduk, yemek yiyor ve sohbet edebiliyorduk.

Bugün Jimin'le evliliğimizin 5. yılıydı. Onunla birlikte geçirdiğim iyi kötü bir yıl daha dolmuştu. Yaşadığımız şeylerden pişmanlık duymuyordum. Pişmanlık duyduğum tek şey Jimin'e bu kadar acı çektirmiş olduğumu fark etmememdi. Geçmişe dönebilseydim düzeltebilir miydim bu kırgınlıkları, bilmiyordum.

Bir süredir akışına bırakmıştım. Sadece yaşıyorduk, ama birlikte yaşıyorduk. Birbirimizi anlamaya başlamıştık, daha kolaydı. Artık kavga yoktu, tuhaf bir sessizlik vardı aramızda. Anlamlandıramadığım bir şekilde boşvermiştik sanki.

Onun ne hissettiğini anlamak zordu, bazen çok mutlu oluyordu. O kadar mutluydu ki ona yetişmekte zorlanıyordum, kendimi yaşlı hissediyordum. Onun bu enerjisini tam yakaladım derken o kendini bir uçurumdan bırakıyordu. Derin bir hüzne boğuluyordu ve ne yaparsam yapayım onu bu ruh halinden çıkaramıyordum.

Bazen anlamsız şeyler düşünüyordum. Mesela, beni seviyor muydu? Biliyorum, bu kadar yıl sonra bunu düşünmek çok saçmaydı. Ama bazen öyle hissediyordum. Jimin sanki beni sevmeyi bırakmış, sadece yaşamaya çalışıyordu. Kendisi bile farkında değildi, belki de onun için sadece bir alışkanlık olmuştu bu olanlar. Sabah öpücükleri, oğlumuzla oynadığımız oyunlar, birlikte izlediğimiz filmler ve çok sık olmasa da gece öpücükleri. Hepsi bir rutin halindeydi. Benim için değişen tek şey onlara karşı duyduğum sevgiydi. Her geçen gün artıyordu, bazen kalbime sığmayacak gibi oluyordu. Jimin kalbimin tamamında yer almasına rağmen öyle bir şeydi ki bu, yine de yetmiyordu. Ona daha fazlasını vermek istiyordum. Ona her şeyin en güzelini vermek istiyordum.

Bugün için onunla bir plan yapmıştık. Uzun bir süre sonra başbaşa olacaktık, öğrenciyken sürekli gittiğimiz bir yere götürecektim onu. Belki klişeydi ama güzel bir yemek, güzel kıyafetler, ondan daha güzel kokmayan çiçekler olacaktı. Çünkü o her şeyin en güzelini hal ediyordu. O her şeyin en güzeliydi. Belki ona bu gece daha iyi hissettirebilirdim. Tüm istediğim buydu.

Bütün bu olanlardan sıyrılacak, nefes alacaktık bu gece. Onu çok hüzünlü ya da çok mutlu görmek istemiyordum, sadece gerçekten o ne hissediyorsa o an bana göstersin istemiştim. Ama olmadı.

Onu almak için eve geldiğimde dakikalarca arabada bekledim. Bir türlü aşağı inmedi. Eve girdiğimde ise var olan tek şey sadece karanlıktı.

Bütün odaları tek tek aradım, Jimin'i bulamadım. Onu defalarca aradım, açmadı. Delirecek gibi hissettim, yatağın üstüne bıraktığı bir mektupla bana veda etti. Bütün hayatım, o gece beni terk etti. Yaşama sevincim, aşkım, kalbim... Jimin hepsini alıp kendiyle birlikte götürmüştü.

Ona kızmadım. Onu hiçbir zaman suçlayamadım. O benim her zaman canımın en içi olarak kalacaktı. Ve ben bundan sonra onsuz devam etmek zorundaydım.

sonraki bölüm final yapıyoruz

Leaving Tonight // VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin