°9°

7.5K 730 370
                                    

      Karşımda uyuyan beden yavaş yavaş gözlerini açtığında yerimde kıpırdandım.

      Elimi hala tutuyordu.

      Uyandığında ilk önce odaya daha sonra bana baktı.

       Bir süre etrafta gözlerini gezdirdiğinde başını ellerimize indirdi.

       Sıkıca elimi tuttuğu eline baktı. Ardından elini hareket ettirdi.

       Ancak elini hareket ettirdiği anda gözlerini kapatıp acıyla inledi.

  "Bileğin mi acıyor? Ağrı kesicinin etkisi geçmiş olmalı."

       Yavaşça elini bırakıp odadan çıktım.

        Ağrı kesici ve yemek tepsisiyle geri döndüğümde elleri hala hareketsizce yanlarında duruyordu.

       Tepsiyi yatağın yanındaki komodine koydum ve Jimin'in serumuna takviye ağrı kesici enjekte ettim.

        Ardından kollarının altından nazikçe tutarak biraz yatakta doğrulttum ve sırtının yatak başlığına dayanmasını sağladım.

       Tepsideki kaşığı aldım ve açık kırmızı çorbadan bir kaşık alıp Jimin'in ağzına götürdüm.

       Hiç itiraz etmeden ağzını açtığında gülümsedim.

       Şuan bir şey yemek istemediğine o kadar emindim ki...

       Bu zorla yuttuğu çorbadan bile belli oluyordu.

       En sonunda çorba bittiğinde kaşığı tepsiye bıraktım.

       Tepsiyi hemşire deskine bırakıp odaya geri döndüm.

       Jimin'in kolundaki sargıları çözüp batikonla dikiş izlerinin üzerinden geçtim.

       Ancak Jimin'in sözleri hareketlerimi durdurmuştu.

  "K-kabuslarım..."

        Tamamlayamadığı cümleyle başımı kaldırarak ona baktım.

       Zorlandığı yüzünden belli oluyordu.

  "Kabuslarıma e-engel olamıyorum... A-artık d-dayanamıyorum..."

       Zorlukla konuştuğunda gülümseyerek ona baktım.

       Her şeyi atlatsa bile rüyalarına giriyor ve onu rahat bırakmıyordu.

        Çok uzun süredir bununla başa çıkmaya çalışmış olmalıydı.

  "S-sadece, sadece b-bu akşam kabus görmedim..."

        Şefkatle gülümsemeye devam ederek bir elimi saçlarına çıkarıp yine şefkatle okşadım.

  "B-ben artık y-yaşamak istemiyorum... Her gün k-kabus görerek a-aynı ş-şeyleri baştan yaşamak istemiyorum... A-artık dayanamıyorum..."

      Dolan gözleriyle konuştuğunda aslında ne kadarda güçlü olduğunu anlamıştım.

       Her ne yaşadıysa...yıllardır her gece kabuslarında görerek baştan yaşıyordu. Her anını... Her ayrıntısını...

        Bu en güçlü kişinin bile bilinçaltısını alt üst ederdi...

      Saçlarını okşamaya devam ederken konuştum.

  "Çok az kaldı Jimin. Söz veriyorum, hep yanında olacağım... Birlikte atlatacağız..."

𝚃𝙴𝚁𝙰𝙿İ🍊    |Jikook  <tamamlandı>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin