Elimdeki kolanın pipetini dudaklarımın arasına götürüp bir kaç yudum içtikten sonra gözlerimi kısarak bakışlarımı Yankı'nın üzerinde gezdirmeye devam ettim. Arkadaşlarıyla karşılıklı bankların üzerinde oturuyorlardı, arkadaşları ona bir şey anlatıyor gibi görünüyordu fakat Yankı'nın onlarla ilgilendiği pek söylenemezdi.
Bakışlarını etrafta gezdirmeye başlayınca hızla gözlerimi ondan çekip elimdeki kola tenekesini incelemeye başladım. Aklından neler geçtiğini bilmek isterdim, o çok zeki biriydi. Nerede yapacağını çok iyi bildiğine emindim, bu beni korkutmuyor değildi.
"Ne düşünüyorsun?"yanımda oturan Onur'un sesiyle düşüncelerimi bir kenara bırakıp bakışlarımı kola tenekesinden çekerek ona döndüm ve gülümseyerek omuzlarımı silktim."Dalmışım, bir şey düşünmüyordum."
"Emin misin?"diyerek kaşlarını havaya kaldırdığında başımı onaylarcasına salladım. Kemikli gözlüğünün kenarından tutup düzelttikten sonra eline kolasını alıp yudumlamaya başladı. Kahverengi gözlerini bir anda karşıya dikince merakla gözlerini takip edip baktığı yere döndüm. Gamze, Pelin ve Güneş'in bize doğru heyecanla geldiğini gördüğümde kaşlarımı çatarak dudaklarıma bir gülümseme yerleştirdim. Hızla çardağa yerleştiklerinde dirseklerimi masaya yaslayıp başımı 'ne oldu' dercesine iki yana salladım.
"Bombaya hazır olun!"diye mırıldandı Pelin yanında Güneş'e dönerek. Güneş başını yere eğip içten bir şekilde gülümsediğinde kaşlarımı havaya kaldırdım. Yanımdaki Onur merakla masaya doğru eğildi."Neler oluyor?"
"Güneş sen mi söylemek istersin, ben mi söyleyeyim?"Gamze'nin sorusuyla Güneş başını kaldırdı ve bize doğru yaklaştı."Yankı yanıma geldi, biraz konuştuk..."
Bakışlarımı bankta oturan Yankı'ya çevirdim. Gidip Güneş'le konuşacağını zaten tahmin edebiliyordum, aptaldı. İntikamı böyle mi alacaktı yani?
"Yankı ile birlikteyiz."
Hızla bakışlarımı Güneş'e çevirip oturduğum yerden aniden kalktım ve masaya çarptığım için masanın üzerindeki kola üzerime döküldü.
"Ne?"
Fazla bağırmış olmalıydım ki bir kaç kişinin bakışları bizim çardağa çevrilmişti, umursamadım.
"Sevinmedin mi? Benden hoşlandığını söyledi."
"Güneş, sen aptal mısın?"diye sorduğumda Onur kolumu tutup beni yanına oturtmaya çalıştı fakat kolumu ondan sertçe çektim."O çocuğun ne kadar pislik olduğunu biliyorsun, nasıl onunla birlikte olabilirsin?"
"O Güneş'i seviyor, sevmese neden birlikte olmak istesin?"Pelin'in konuşmasıyla dudaklarımdan histerik bir kahkaha döküldü."Güneş'i sevmiyor, o pislik kimseyi sevemez."
"Niye bu kadar sert çıkıyorsun anlayamıyorum Laden, Güneş için mutlu olman gerekirdi."diye mırıldandı Gamze başını iki yana sallayarak."Arkadaşım onu kullanacak biriyle birlikte olduğu için mi sevinmem gerekiyor?"
"Beni kullanmayacak."
"Bal gibi de kullanacak."
"Laden, sakin olur musun?"Onur beni tekrardan kolumdan tutunca kolumu çekmedim ve dediğini yapıp yerime oturdum. Masanın üzerindeki peçetelerden birini alıp öfkeyle okul eteğimi silerken bir yandan da Yankı'ya bakıyordum.
Bunu yapamazdı, onun duygularıyla bu şekilde oynayamazdı.
"Güzelim, Laden haklı. O çocuk pek iyi değil, sana zarar verecek diye korkuyor, o yüzden böyle davranıyor."
"Okuldaki herkes Yankı'yı tanıyor, Onun eski halini biliyor. Sandığınız kadar kötü biri değil o."gözlerimi devirerek elimdeki ıslanmış peçeteyi masanın üzerine bırakıp ayağa kalktım ve ilerlemeye başladım. Daha fazla burada kalıp onları dinlemeye dayanamayacaktım.
Yankı aptalın önünde gideniydi, Güneş de öyleydi. Yankı'nın onu kullanacağını anlayamayacak kadar aptaldı.
Bundan sonra karışmayacaktım, iki aptal ne halleri varsa görsünler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you're devil
Short StoryBitiş tarihi|27 Mayıs 2020 あ Soulless: Mutsuz musun? Yankıx: Hayır. Soulless: Olmalısın. Yankıx: Anlamadım?