Sanırım bir önceki bölüme yorum yapılamıyormuş, neden böyle oldu anlamadım. Bir bilgisi olan veya aynı sorunu yaşayan biri aydınlatabilir mi?
Umarım bu bölümde de aynı sorun yaşanmaz. Keyifli okumalar! :)
/
Yankıx: Koz çillii
Yankıx: Bwn sana çpk frna yandım
Soulless: Ne oldu be?
Soulless: Neyin var senin?
Yankıx: Bie şeyim yık
Soulless: Belli.
Soulless: Neredesin? İçtin mi sen?
Yankıx: Yıooo
Soulless: Salak.
Soulless: Neredesin?
Yankıx: Benim kapımın çnünde
Yankıx: Kapuyı açamadım
Yankıx: Deliği tutturamadım
Soulless: Geberteceğim seni.
Soulless: Geliyorum bekle.
Yankıx: Gwlme
Yankıx: Geç oldı
Soulless: Bekle, geliyorum.
Yankıx: Kavgs ettim ben biras
Soulless: Gerizekalı.
Soulless: Bir yerinde bir şey var mı?
Yankıx: Yıo
Soulless: On dakikaya oradayım.
Yankıx: Seni seviyom
/
Evden nasıl çıktığımı, Yankı'nın kapısının önüne nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Saat biraz geç olduğu için annemden izin almak uzun sürecekti ve ben de bunun için hiçbir şey söylemeden gizlice evden çıkıp, koşa koşa gelmiştim.
Yankı içeri girmiş olmalıydı, kapının önünde yoktu ve kapı biraz aralıktı. Hızla içeri girip ardımdan kapıyı kapattıktan sonra salona yöneldim. Kanepenin üzerine uzanmış eline aldığı kitabı yüzüne doğru tutuyordu. Kaşlarımı çatarak yanına yaklaştığımda kitabı yüzünden çekmeye çalıştım fakat izin vermedi.
"Versene şunu!"diye bağırdığımda oflayarak kitabı yüzünden indirdi ve olduğum yerde dondum kaldım. Kaşı patlamıştı, dudağı kanıyordu, gözünün altında bir morluk oluşmuştu. Gözlerim kocaman açılırken, yattığı yerden zorla da olsa doğruldu.
Hızla yanına oturup yüzünü ellerimin arasına aldım ve yüzümü buruşturdum. Öyle kötü dövmüşlerdi ki, yüzü mahvolmuştu. Kalbim hızla çarparken bir yandan da acı çekiyormuşcasına sızlıyordu. Bu manzaranın karşısında herkesin kalbi sızlardı.
"Kim yaptı bunu?"
"Tanımıyorum, kavga ettik."diye mırıldandı, sarhoşluğun verdiği etkiyle bazı kelimler ağzının içinde kaybolmuştu."Allah kahretsin, ne hale getirmiş yüzünü!"hızla oturduğum yerden kalkıp banyoya ilerledim. Yüzünü temizleyecek bir şeyler bulmam gerekiyordu. Banyoda bulduğum yara merhemini ve pamuğu elime alıp az önceki yerime döndüm. Yankı gözlerini zor açık tutuyor gibiydi, uykusu gelmiş olmalıydı."Yüzünü temizlemem lazım."diye mırıldandığımda başını usulca salladı. İçim acıya acıya elimdeki pamuğa biraz su damlattım ve yüzündeki kanları temizlemeye başladım. Kaşını silmeye çalıştığımda dudaklarından ufak bir inleme kaçtı ve geri çekildi."Acıyor."
"Vicdansız pezevenkler!"diye bağırdığımda gülerek bana doğru yaklaştı."Çok güzelsin."diye fısıldadı alkol kokan nefesi yüzümü yakarken sıkıntılı bir nefes verdim. Öyle canımı sıkmıştı ki bu durum dediği şeye bile odaklanamıyordum. Dolu gözlerimi yüzünden gezdirdikten sonra elime kremi alıp yaralı yerlerine sürdüm."Neden kavga ettiniz?"
"Hatırlamıyorum."diye mırıldandı gözlerini kısarak. Dudaklarımı yalayıp yanağını okşadım usulca."Çok içmişsin."diye fısıldadım ve morarmış olan göz altını okşadım yavaşça, canını yakmaktan korkarcasına."Bir daha yapma."sesim öyle üzgün, öyle kırık çıkmıştı ki ben bile şaşırmıştım. Yankı ela gözlerini benim gözlerimle buluşturup gülümsedi."Yapmam."
"Aptal!"diye inleyip kollarımı boynuna doladım. Onun da kolları hemen yerini bulmuş, belime dolanmıştı. Alkolle kokusuyla karışmış kokusunu ciğerlerime çekerek gözlerimi yumdum. Ona zarar gelsin istemiyordum, kimsenin onu incitmesini istemiyordum. Burnunu saçlarımın arasına sokup derin bir iç çekip saçlarımı okşamaya başladı. Gözlerim yaşadığımız bu anın etkisiyle ve Yankı'nın canının yanmasıyla istemsizce dolmuştu. Boynuna ufak bir öpücük bırakıp geri çekildim."Hadi, bir duş al."başını olumsuz anlamda salladı."Uyumak istiyorum."
"Gel o zaman, yatırayım seni."diyerek kolunu tuttuğumda ayaklandı ve birlikte odaya ilerlemeye başladık. Yankı odaya girer girmez kendini yatağın içine bıraktı, gülümseyip yorganı üzerine örttüm. Yatakta biraz yer açıp açtığı boşluğa vurduğunda başımı iki yana salladım."Seninle kalamam, annemin buraya geldiğinden bile haberi yok."
"Lütfen..."diye fısıldadı. Bakışlarımı yüzünden gezdirip derin bir iç çektim. Gitmem gerekiyordu yoksa annem bir daha dışarı çıkmama katiyen izin vermezdi. Ona doğru eğilip dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum."Sabah geleceğim."bir şey demedi, sadece başıyla onayladı."Seni seviyorum."diye mırıldandığımda dudaklarına içten bir gülümseme yerleştirdi."Ben de seni seviyorum."
Kapıdan çıkıp ilerlediğimde içime bir hüzün çökmüştü, onu bu halde bırakıp gitmek hiç içime sinmiyordu. Sıkıntılı bir nefes vererek elimi anlıma bastırdım. Her ne olacaksa olsun, onunla kalmam gerekiyordu. Onu bu evde yapayalnız bırkamazdım, zaten bu zamana kadar bazı şeylerle bir başına başetmeye çalışmıştı. Şimdi yanında olduğumu bilmesi gerekiyordu.
Odaya geri döndüğümde Yankı tavana diktiği bakışlarını bana çevirerek kaşlarını çattı.
"Gitmedin mi?"
"Gidemedim, kay hadi."Yankı büyük bir sevinçle yana kayarak örtüyü havaya kaldırdı, gülümseyerek yanına uzanarak ona döndüm ve sımsıkı sarıldım.
Artık yalnız değildi.
Ben vardım ve hep ben olacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you're devil
Short StoryBitiş tarihi|27 Mayıs 2020 あ Soulless: Mutsuz musun? Yankıx: Hayır. Soulless: Olmalısın. Yankıx: Anlamadım?