yirmialtı

9.8K 696 288
                                    

Oturduğum koltukta kıpırdanarak evi incelemeye başladım. Ev oldukça büyük ve güzeldi. Daha önce çoğu kez evlerinin önünden geçmiştim fakat hiç içini görmemiştim, açıkcası içini de böyle hayal etmiyordum. Dıştan eski gibi görünse de içi hiç öyle değil, gayet moderndi.

"Yalnız mı yaşıyorsun sen?"diye sordum mutfaktan çıkıp elindeki bardaklarla bana doğru yaklaşan Yankı'ya. Başını olumlu anlamda sallayıp elindeki kolayı bana uzattı. Kolayı almadan önce gözlerimi kısarak ona baktım."İçine bir şey atmadın değil mi?"

"Yok artık!"diyerek siniri bozulmuş gibi güldü, ben de gülerek elindeki kola bardaklarından birini aldım. Yanıma oturup elindeki kolayı bir dikişte bitirdi ve boş bardağı önümüzde duran büyük, daire şeklindeki sehpaya koydu."Ailen nerede?"

"Babam Eskişehirde çalıştığı için kasabadan oraya gitmek zor oluyordu, o da oradan ev tuttu. Annemle birlikte orada kalıyorlar, annem arada sırada geliyor yanıma."

"Sıkılıyorsundur."diye mırıldandığımda omuzlarını silkip gülümsedi."Sıkılmıyorum aslında, yalnızlık güzel."

"Yalan söyleme."

"Yalan söylemiyorum."dudaklarımın arasından 'hı hı' diye bir mırıltı kaçtığında güldü ve ellerini dizine vurarak ayaklandı."Fizik çalışalım biraz."ben de doğrulduğumda odası olduğunu düşündüğüm yere doğru ilerlemeye başladık. Nedense heyecanlanmış ve meraklanmıştım, onun odasını görecektim. Yattığı yatağı, ders çalıştığı çalışma masasını, sabahlara kadar oyun oynadığı o bilgisayarını, garip bi histi.

Bir arkadaşımın odasına giriyormuş gibi hissetmiyordum, farklıydı sanki.

Ya da Yankı okuldakilerin gözünde kendini bu kadar yücelttiği için böyle hissediyordum.

Odanın kapısını açmadan önce hızla bana döndü, bunu beklemediğim için korkmuş, olduğum yerde sıçramıştım. Dudaklarının arasından bir kahkaha kaçtığında gözlerimi devirerek elimle anlıma vurdum.

"Gerizekalı mısın Yankı?"

"Yüz ifadeni görmeliydin."

"Kapa çeneni."omuzlarını silkip başını iki yana salladı."Ne kadar vaktin var diye soracaktım."

"Neden?"

"Sana Call Of Duty oynamayı öğretirdim."gözlerimi devirerek elimi bir kez daha anlıma vurdum."Ben Fizik diyorum, çocuk oyun diyor ya!"diye isyan edercesine konuştuğumda bu sefer gözlerini deviren taraf o oldu ve odanın kapısını açtı. Odanın kapısı açıldığında mavi loş bir ışık karşıladı bizi. Her yer mavi led ışıklarla doluydu. Kocaman yatağı odanın ortasında yer almıştı, onun karşısında aynalı büyük bir giysi dolabı vardı, hemen sol tarafta kendine oyun köşesi yapmış olamlıydı çünkü oyun konsolları ve bilgisayarı oradaydı. Sağ tarafta ise çalışma masası vardı.

Oraya doğru ilerleyip elimi rafın üzerindeki kitaplarda gezdirdim ve Fizik ile ilgili test kitaplarını, ders kitabını masaya indirdim. Çalışma masasının önündeki sandalyeye kurulduğumda, Yankı da oyun köşesindeki sandalyeyi yanıma çekerek oturdu ve siyah kapüşonunu kafasına geçirerek, dirseğini masaya, yüzünü de elleri arasına aldı. Mavi loş ışık her ne kadar dikkatimi dağıtsa da umursamamaya çalışarak kitabın sayfalarını karıştırmaya başladım."Sanırım en son fotoelektrik olayını işledik, oraya kadar çalışmalıyız."bakışlarımı ona çevirdiğimde başını salladı."Hangi konuda takılıyorsun?"

"Hepsinde."baygın bakışlarımı ondan çekerek kitabı karıştırmaya devam ettim."Önüne bir defter çıkart, not alarak çalışacağız."başını sallayarak raftan siyah kaplı bir defter çıkarttı ve masada duran kalemlikten bir kalem çıkartarak defterin herhangi bir sayfasını açtı. Emirlerime uyması hoşuma gittiği için gülümseyerek ona biraz yaklaştım ve fısıldayarak konuştum."Miyavla bakayım."

you're devilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin