onsekiz

10K 716 321
                                    

Soulless: :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Soulless: :)

1904 beğeni

/

"Ne yapıyorsun sen öyle?"yanımda oturan Pelin'in telefona eğilmesiyle hızla telefonu çekip ekranı kapattım. Tek kaşını havaya kaldırıp yüzüme baktığında gülümsedim."Ne gizliyorsun sen?"

"Hiç."

"Yalan söyleme bana."diye mırıldandığında omuzlarımı silktim."Yalan söylemiyorum."tam ağzını açmış bir şey diyecekken odanın kapısının açılmasıyla sustu ve bakışlarını kapıya çevirdi. Gamze elindeki tepsiyle içeriye girdi ve arkasından ayağıyla kapıyı kapattı. Tepsideki limonata bardaklarını görünce gülümseyip bardağa uzandım ve bir kaç yudum alarak arkama yaslandım.

Pelin ile Gamze'nin evine gelmiştik. Haftasonu olduğu için evde vakit bir türlü geçmek bilmemişti, ikimizde sıkıldığımız biraz vakit geçirmek için buraya gelmiştik. Aslında Güneş'i de çağırmıştık fakat Yankı konusunda bize alındığı için gelmemişti.

"Güneş'in bu hali ne olacak?"diye sordu Pelin sanki aklımı okumuş gibi. Yanımdaki Gamze limonatasını yudumlarken omuzlarını silkti."Yankı ona göre biri değil."

Yankı'nın ismini duyunca derin bir nefes alıp bakışlarımı kaçırdım. Dün gece gerçekten kötü olduğunu hissetmiştim. Bazen onu anlamakta cidden zorluk çekiyordum, bunları yapmasının tek sebebi kötü bir çocukluk geçirmesi mi yani? Kimse iyi bir hayat sürmüyor ki, herkesin çocukluğunda yaşadığı, şuanda da devam eden sorunları vardı. Tek sebebinin bu olduğuna inanmıyordum. Onun gibi iyi kalpli bir çocuk, saçma sapan bir sebep yüzünden bunları yapıyor olamazdı.

"Sen ne düşünüyorsun Laden?"Gamze'nin sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp bakışlarımı ona çevirdim ve omuzlarımı silktim."Ben pek bir şey düşünmüyorum bu konu hakkında."

Aslında öyle çok şey düşünüyordum ki.

Güneş'i çok severdim, en iyi anlaştığım insanlardan biriydi fakat bu kadar saf olması sinirlerimi bozuyordu. Canı yanacaktı ve bu benim yüzümdendi, ben o lanet fotoğrafı attığım içindi.

Dudaklarımı birbirine bastırıp oturduğum yerde daha rahat bir pozisyon aldım. Bir kaç dakika sonra Pelin'in telefonunun melodisi tüm odayı doldurduğunda, Gamze ile bakışlarımızı ona çevirdik. Telefonun ekranını bize döndürdüğünde ekranda Güneş'in ismini gördüm, kaşlarımı çatarak başımı iki yana salladığımda Pelin gülümseyerek telefonu açtı.

"Efendim?"Güneş'i dinledikten sonra kaşlarını kaldırıp bakışlarını Gamze ve bana çevirdi."Bilmem ki."diye mırıldandı kısık bir ses tonuyla."Tamam kızlara sorarım, öptüm."telefonu kapattıktan sonra yanına koydu ve kısa saçlarını karıştırıp gülümsedi."Bizi çağırıyor."

you're devilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin