BÖLÜM 11

285 15 0
                                    


Herkes yemeğini bitirmişti sonunda. Hatta Gizem küçük bir şekerleme uykusuna bile dalmıştı. Açıkçası Ateş tarafından dünyanın en tatlı uyuyan kişi ünvanına sahipti.
Ateş:Melek gibi uyuyor ya! Yerim seni!
Tuğrul:Mine de uyurken horluyor!
Çetin:Sen bide Nil'i görsen sınıfta yan yana bir uyuyorlar, koro gibi biri tam susacakken diğeri başlıyor. Hiç bitmeyen bir horlama seansına giriyoruz.
Batu:Rüya'da ağzı açık uyuyor abi.
Ateş:Püü size hemi! Sevgilileriniz duysa neler der. Benimde Papatya'mın kusurları var yüzüne hiç vurmadım. Püğ, yazıklar olsun size!
Mine:Tuğrul!
Nil:Çetin!
Rüya:Batu!
Selin:Bana kızacak kimse kalmadı. Ee, Halil!
Salih:Halil, Artık tescilli olduğun için nefes aldığında bile suçlusun oğlum.
Halil:Pardon ne konuda tescillendim ben?
Salih:Yalnış şeyler söyleme konusunda kardeşim.
Mine:Lan Bi susun! Ateş gibi vefalı olmanız için illa kaçırılmamız mı lazım?
Ateş:(Kulağını tutup masaya vurarak) Ayy Allah esirgesin Mine! Bir hafta boyunca öl öl dirildim şurda. Dokuz doğurdum, siz biliyorsunuz. Boşver  bunlar öküz olsun da başınıza gelmesin böyle bişey!
Nil:Al işte ya, adam Nirvana olmuş romantiklikte. Siz hala, öküz geldik öküz gidicez tavrındasınız.
Rüya:Maymundan evrilemediler ki hala!
Batu:Naptın oğlum sen!
Çetin:Çıta Allahuekber dağlarından el sallıyor beyler. Hakkınızı helal edin!
Tuğrul:Lan yatalaksın, hareket edemiyon bari sus sus!
Mine:Ateş bu dediklerin aynen Gizem'e iletilecek merak etme!
Ateş:Sakın!
Tuğrul:Niye lan!
Ateş:Sanki siz ona söyleyin diye demişim gibi görünür. Ben savunmak için dedim.
Nil:Lan şu adamın serçe parmağı olamadınız be!
Rüya:Bide hep beraber dolaşıyosunuz. Feyz alın biraz ebe asalaklar!
Tuğrul:Ya siz bulaşık yıkamıyo muydunuz? Hadi devam devam!
Mine:Niye, yaptığınız dedikodular yetmedi mi? Hem bitti bizim işimiz!
Çetin:Ya ne var! Doğru dediklerimiz!
Halil:Lan bunlar harbi mal!
Salih:Oğlum, niye ateşe barutla gidiyonuz?
Ateş:Harbiden lan, özür dileyin hala devam ediyor! Kızlar sizde affedin bu seferlik.
Gizem:Noluyo ya? Yine niye kavga ediyorsunuz?
Mine:Bizimkiler Ateş'ten romantiklik dersi alıyorlardı ama hala kalaslık yapıyorlar.
Nil:İçeri gidiyoruz şimdi! Eğer bir kez daha dedikodu kokusu alırsam ses tellerini ellerimle sökerim Çetin!
Halil:Oha!
Rüya:Aynı şekilde! Dedikodu duyarsam dişlerini unutursun Batu!
Salih:Bunlar psikopat yahu!
Mine:Hele sen Tuğrul! 300 W elektriği doğrudan alırsın bak!
Ateş:Lan bunlar biraz daha durursa yarin 3. Sayfa haberi olucaz!
Halil:Şok Şok Şok! Daha birkaç gün önce akıl almayacak birsürü olay yaşayan 12-A'nın sayılı öğrencilerinden üzücü haber geldi! Piskopatça öldürülen Tuğrul, Çetin ve Batu K. Gizem B. Nin evinde sadistçe öldürülmüş olarak bulundu! Kızlar ve Ateş G. Nin nerede olduğu ise hala sır perdesi!
Mine:Halil! Acaba yapabilir miyiz diye sizin üzerinizde mi deneyelim? Ne bu heves yiğidim?
Gülüşürler...
Gizem:Bu arada Mevsim nerde? Benim künye de kayıp?
Ateş:Harbiden? Biz olaylardan sonra unuttuk gitti?
Tuğrul:Niye yaptığıda sır perdesi?
Nil:Aslında hapse girmesi lazım?
Batu:Yardım ve yataklıktan bayağı bir hapis cezası olmalı.
Ateş:Yılmaz Komiser'e sormak lazım aslında. Belki atılmıştır? O kadar ifade verdik.
Gizem:Ya ben sadece künyemi istiyorum. Cehenneme kadar yolu var!
Çetin:Olur mu öyle şey! Başına ne geldiyse onunda parmağı var!
Salih:Hatta belki tanıyordu kimin yaptığını?
Tuğrul:Bulursak hem künyeyi alırız, hem de kimin yaptığını buluruz!
Mine:Ama polis bile bulamadıysa biz nasıl bulabiliriz?
Nil:Başka biri bulabilir?
Çetin:Sadece polislere bile bırakabiliriz.
Gizem:Ya da..
Ateş:Akif hocaya sorabiliriz!
Batu:Ne alaka?
Tuğrul:Aynen, Akif hocanın zekası paya parlak. Ki, zaten kafasında basıyor böyle şeylere!
Mine:Yardım edebilir!
Halil:Arıyorum o zaman. Başlayalım hemen! Gelsin buraya!
Akif hoca:Ne oldu çocuklar sabah sabah?
Halil:Sabah sabah mı?
Çetin:Hocam saat öğlen 2'ye geliyor.
Akif Hoca:Ya çocuklar, Zeynep Hoca'nızla film izlerken bayağı geç ettik saati. O yüzden bu kadar geç kalktım. Kusura bakmayın.
Ateş:Olur mu hocam. Asıl siz kusura bakmayın, rahatsız ettik.
Gizem:Selam söyleyin hocam Zeynep Hoca'mıza!
Akif Hoca:Çocuklara, bir sorun mu var?
Salih:Hocam hissettiniz mi?
Akif Hoca:Kuşlar söyledi.
Halil:Ya hocam!
Nil:Hocam bişey isteyecektik sizden.
Akif Hoca:Seve seve gençler. Noldu ki?
Mine:Hocam biliyorsunuz, Gizem'in künyesine çökmüştü Mevsim.
Batu:Yani yalandan bir sebeple.
Rüya:Ve sonra ortadan kayboldu. Yani ne Mevsim var ne de künye?
Akif Hoca:Ee?
Tuğrul:Hocam siz bir şekilde Mevsim'i bulamaz mısınız?
Akif Hoca:Oğlum zaten bende burda armut toplamıyorum ki? Yılmaz Komiser, ben ve neredeyse bütün teşkilat aynı kişinin peşindeyiz. Ha, daha bulamadık ama bulduğumuz anda haber vericez zaten size.
Gizem:Hocam saolun. Siz olmasanız halimiz vahim!
Akif Hoca:Olur mu hiç öyle şey? Ne demek Gizem'cim.
Hep beraber:Görüşürüz hocam!
Akif ve Zeynep Hoca:Görüşürüz gençler!
Telefon kapanmıştı. Herkes çaresizce yere bakarken Batu'nun aklına gelen fikir gözlerinin patlamasına sebep oldu!
Batu:Ee, Mevsim'in telefonuna bağlansak?
Ateş:Polisler ve biz ayrı ayrı bağlanmayı denedik, sadece Gizem ve sen denemedin.
Batu:Tamam işte!
Mine:Ne geldi aklına oğlum!
Çetin:Çıkar şu baklayı beğğ!
Batu:Siz ne zamandan beri tanışıyosunuz! Bense daha birkaç hafta önce geldim. Patlamadan önce hatta! Yani, Mevsim'de benim numaram yok ki? Onunda numarası ben de yok!
Ateş:Ee?
Herkes heyecanla bekliyordu. Fikir yavaş yavaş akıllarına yatıyordu!
Batu: Benim telefonumdan bağlanalım. Numaramı engelleyemez çünkü yoktu!
Gizem:Ee, gruplar? Ordan herkesi engellemiştir. Çıyan!
Batu:Ben hiçbir grupta yokum. Siz haricinde de kimsede numaram yok!
Ateş:Güzel fikir lan aslında!
Batu: Ee, neyi bekliyoruz?
Mine:Başlayalım o zaman!
Ateş:Çetin hemen benim bilgisayarı getir! Akif hocanın programını indirmiştim.
Çetin:Senin bilgisayarının ne işi var ki burda?
Ateş:Gizem depodayken gizlice Akif hocanın bilgisayarından indirip buraya gelmiştim belki bişey bulurum diye. Sonra Akif hocanın evinde gelişmeler yaşandı, oda burda kaldı! Ya hadi tamam açıklama yaptırma, getir!
Çetin:Nerde?
Ateş:Gizem'in odasında. Masasının üstünde.
Gizem:Benim odamda mı çalıştın?
Ateş:Kokun olmayınca toparlanamıyorum kızım!
Gizem:Yaaa!
Mine:Offfff, bizimki de anca maç izlesin. Milletin sevgilisine bak!
Gizem:Millet mi? Kalbim kırdın zalım kız!
Mine:Ya bebeğim, biliyorsun canımın içisin mecazi dedim.
Gizem:Şaka yapıyorum ya.
Tuğrul:Saol Mine!  Yıllardır yemediğim azarı işittim tek günde!
Mine:Sus sen!
Tuğrul:Helal olsun! Ama sen Ne dersen de! Bu sol taraftaki şekilsiz şey senin için atacak!
Mine:Yaaa yerimm kuzum benim!
Gizem:O kadar ah ettiniz. Sonunda romantik oldular.
Nil:Sadece Tuğrul!
Çetin:Ya kıvırcığım niye ima yapıyorsun ki? Ben gösterem sende sana valla çok seviyorum seni!
Nil:Kanıt?
Çetin:Mesela sen benim elimi tutunca kalbim hızlanıyor, göz göze gelince nefesim kesiliyor. Saçlarınla oynamakta çok zevkli hem!
Nil:Ayy, sonunda. Romantik oldu benim sevgilimde!
Batu:Rüya'm beni biliyon zaten. Sırf seninle olucam diye şehrimi değiştirdim. Ankara'da İstanbul'a geldim. Aynı sınıfta olucaz diye yapmadığım şey kalmadı. Ailemi orada bıraktım. Sırf gözlerini görebileyim, ellerini tutabileyim, saçlarını okşayabileyim diye yapmadığım şakrabanlık, zurtapozluk, şebeklik kalmadı. Bence ben kotamı doldurdum.
Rüya:Öküzsün falan ama toz konduramıyorum işte benim yeşil gözlü fındığım.
Halil:Fındık derken? Neredeyse Ateş'le aynı cüssede bu çocuk? Fındık değil iri badem bu!
Rüya:Kes be! Seven sevdiğine bebiş görünürmüş!
Salih:O şey değ-
Rüya:Eğer siz 2 sap biraz daha konuşursa birdaha konuşamayacak! Ne dersiniz?
Salih ve Halil:Tamam tamam sustuk!
Rüya:İyi!
Batu:Bağlayabildin mi?
Ateş:Çok az kaldı.
O sırada kendi kendine açılan televizyon hepimizi yerinden sıçratmıştı.
Halil:Allahım sen bizi üç harflilerden koru yarabel-alemin!
Selin:Ya boş boş konuşma!
Bu Gizem'in tutulduğu deponun tıpatıp aynısıydı. Sadece camın olduğu yer ayrıydı. İçerisinin dekarasyonu aynıydı.
Gizem:Noluyo ya? Bu ne? Kim şaka yapıyorsa kessin! Bakın cidden diyorum!
Tuğrul:Gizem kimse yapmıyor bunu!
Ateş:Gizem iyi misin sen?
Rüya:Kızardın yine!
Gizem:Ateş aynı şeyleri yaşayamam. Yaşayamam, izleyemem! Ateş, kapatın şunu! Ben-Ben iyi değilim! Şunu kapatın! Kapatın!
Ateş:Biraz sakin ol Gizem! Kapatın şu televizyonu!
Salih:Kapanmıyor! Frekansını bozmuş olmalılar!
Gizem:Ateş! Ateş iyi değilim ben! Nefes alamıyorum!
X:Hoop, selam gençler! Durun, televizyonu kapatmayın! Hatırladınız mı? Burası diğer depoya çok benziyor! Gizem'im? Sen, sen hatırladın mı?
Gizem:KAPATIN ŞUNU!
Mine:Rüya sakinleştiricilerini falan getir! Astım ilacı nerde?
Rüya:Dur getiriyorum hemen!
O sırada kadraja koltukaltlarından tutulup sürüklenerek gelen Mevsim girdi!
Gizem:Me-Mevsim!
X:Evet Gizem! Gelen Mevsim! Hani seni hırsızlıkla suçlayan kız! Onu aradığınızı duydum. Bende sana getirdim güzelim.
Rüya:Kuzum şu ilaçlarını al.
Gizem sadece astım ilacını almıştı. Sakinleştiriciyi içememişti. Olayı duymak istiyordu. Ateş doğrulmuştu koltukta. Velinin ağrısını çoktan unutmuştu. İçtiği kas gevşeticilerde yardımcı oluyordu.
X:Açıkçası dün yanına geldim, içeride giricektim ama şu itici şey vardı yanında. Lakin bigün benim olacaksın Gizem. Sende beni çok seveceksin!
Ateş:Noluyor lan?!
X:Ah, senin Bi ismin vardı demi? Ateş!
O sırada yavaş yavaş uyanmaya başlayan Mevsim panikle etrafına bakıyordu.
Mevsim:Dur Bi? Ne! Burası neresi? Ben neredeyim? Sen Kimsin?
X:Sus! Gizemle konuşuyorum!
Mevsim:Gizem mi? Hani nerde?
X:Bak, şu küçük kameradan bizi izliyorlar. Şaşırdın mı küçük yalancı?
Mevsim:Gizem çok çok özür dilerim! Zorla yaptırdılar. Tehdit ettiler. Özür dilerim! Çok özür dilerim!
X:Sus lan sus! Ercan alın şunu!
Gizem:Hayır hayır! Hayır! Almasınlar! Yapma! Yapma! Mevsim! Canı yanar! Canı çok yanar!
X:Gizem ben senden özür dilemek için kaçırdım Mevsim'i. Künyeni alıp sana geri getiricem tamam mı?
Gizem:Bak beni burdan duyuyorsun biliyorum! Nolur, Nolur bırak Mevsim'i! Bak orda canı çok yanar! Nolur!
X:Sen hala bunu mu düşünüyorsun Gizem!? Offf, bırakın Ercan! Künyeyi alın sonrada depodan dışarı atın! Burda yol bulamaz iz bulamaz! Geberir gider!
Gizem:Neden yapıyorsun bunu? Neden insanlara acı veriyorsun? Düş artık peşimizden!
X:Hani ortaokulda bir arkadaşın vardı. Ceyda! Benden hoşlanıyordu. Bende ondan! Sonra sen ona yalan söyledin. Yanıma geldiğinde onunla dalga geçmek zorunda kalmıştım! Ertesi gün intihar haberi geldi! Yapamadım, onu koruyamadı! Yıllarca intikam için planlar yaptım! Ama işte seni gördüğüm anda tutuldum galiba! Seni sevdikçe vurdum, sevdikçe vurdum! Senden vazgeçemiyorum ben! Ama nefrette ediyorum.
Gizem:Bak çift kişiliklisin sen yapma bunu. Tedavi olabilirsin! Yeni bir sayfa açabilirsin! Şimdi bize yerini söyle, ben sana yardım edicem. Hadi söyle!
                     8 yıl önce...
Ceyda:Gizem, bu kadar kilomla nasıl açılıcam ki ben ona?
Gizem:Kızım zaten sevecekse seni böyle sevsin! Başka türlü kilolusun, güzelsin, burnun büyük gibi kalıplara sokacaksa seni sevgili olmayın zaten!
Ceyda:Haklısın da işte... Kızım beni biliyorsun. Sen konuşsana!
Gizem:Ben mi? Saçmalama kızım ya?!
Ceyda:Ya nolur!
Gizem:İyi tamam!
Kendimden emin bir şekilde yürüyordum. Çünkü içimdeki his Can'ında onu sevdiğini söylüyordu.
Boğazımı temizleyip karşısına çıktım!
Gizem:Can, bikaç dakika gelebilir misin?
Can:Olur! Noldu?
Gizem:Ya bizim Ceyda varya, senden çok hoşlanıyor olum. Hani, baya tapacak resmen sana. Bikaç kelam etseniz. Baksana nasıl umutlu bakıyor.
Can:Gizem sen ciddisin galiba! Ya ben kim Ceyda kim? Git başkasıyla eğlen Kızım!
Gizem:Bi deneseydiniz!
Can:Ya yol al hadi!
Ceyda'ya ne dicektim şimdi? Başıma bela almıştım durduk yere. Koşarak bana geldi. Kalbim ağrıyordu.
Ceyda:Ne dedi? Oda beni mi seviyormuş?
Ne dicektim ki? Hayır, nefret ediyo mu? Ceyda çok üzülürdüm. Çıtkırıkdım bir kızdı zaten. İyice kopardı hayattan.
Gizem: E-Evet oda seni seviyormuş.
Al işte! Hayatımda ilk defa yalan söylemiştim. Bugüne mi denk gelmişti ilk yalanım? Koşarak Can'ın yanına gitmişti. Bense kendimi çok kötü hissediyordum. Nefes alamıyordum. Konuşurlarken Can'ın sinirle yanıma geldiğini gördüm. Kesin, kesin büyük olay çıkacaktı.
Can:Sen mi dedin senden hoşlanıyor diye? Lan niye dedin böyle bişey? Sevdiğim falan yok benim bunu!
Gizem:Be-ben..
Ceyda:Yazıklar olsun sana! Birdaha konuşma benimle asla! Güvenmiştim sana!
Ağlayarak uzaklaşmış Ceyda! Can'da sinirle arkasından bakmıştı! Bense oturduğum banltan yere düşmüş, yerde titriyordu. Herkes başıma toplanmıştı sanki. Gökyüzü bile gittikçe daralıyordu içimde. Nefes alamıyordum..

FOR YOU -Papatya-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin