BÖLÜM 20

218 4 0
                                    

                                       
Gizem den...
Gizem:Dedim ben! Size dedim! Dinlemediniz beni! Yine bişey yapıcak bu manyak!
Ateş:Bi sakin ol Gizem!
Çetin:Hepimiz burdayız! Zarar veremez kimseye!
Mine:Bırak şu yakanı artık!
Gizem:Lan burda olsak ne yazar!? Hepimize, aynı anda zarar verebilir! Profesyonel manyak!
O sırada telefonum tekrardan titremişti!
Gizem:Yeniden mesaj attı!
  "Ayıp oluyor ama minik serçe! Profesyonel manyakta ne? Beni bu kadar kategorize etmen kalbimi kırdı. Yaklaşık 1 dakika sonra seni öldürecek bir insan için daha kibar olmalısın! Cebindeki minik sürprizime bak. Umarım beğenirsin minik serçe. Seversin diye aldım!"
Çetin:Ne sürprizi ya?
Hırkamın cebine davrandım gayriihtiyari. Kutu gibi bişey vardı. Elim kavrayıp cebimden çıkardığında hep beraber şok olmamız bir olmuştu.
Ateş:Yüzük kutusu bu!
Gizem:Bi saniye! Susun!
Pip! Pip! Pip!
Gizem:Bomba lan bu!
Herkes:Ne?
Gizem:Körfez!
Bir dakika demişti. Bir dakika.. Karar vermek için tamı tamına 60 saniye.. 59..58..57..gittikçe azalıyor zamanım. Bir karar vermek zorundayım. Ya buradaki herkesin hayatını tehlkiye atarım ya da herkesi burda bırakıp denize doğru koşmak zorundayım. Elimdeki minik kutu, içindeki bir bomba! Koşuyorum! Başkalarının hayatı kararmasın diye koşuyorum. Tabanlarım yanıyor fakat korkum hissettirmeyecek kadar büyük. Körfezin önündeyim. Kutuya bakıyorum!
Gizem:Herkes dağılsın! Hızlı olun! Bomba patlayacak!
Avucumun içindeki minik kutu, atmak için hazırlanıyorum. Kolumu geriyorum, kutuyu tam bırakıcam. Son 10 saniye. Biri omzuma vuruyor. Sanki bilerek. Herkesi arkamda bıraktım aslında, beni baya uzaktan görmeleri lazım ama sesler duyuyorum boğuk boğuk, bana bağırıyorlar, bana doğru koşuyorlar. Yere düşen kutuya bakıyorum, son 5 saniye. Ya elime alıp denize atmayı başaracağım, elime aldıktan sonra patlar korkusu beni tutuyor. Ya da burda bırakıp hemen yanımda patlamasına izin vereceğim. Bumm! Patladı ama nerde? Kulağıma tiz bir ses geliyor. Çınlıyor, her yer su mu yoksa toz duman mı? Farkedemiyorum. Bacaklarım tutamıyor bedenimi. Bırakıyorum zemine..
Ateş'ten...
Gizem koştuktan hemen sonra bende peşinden koşuyorum. Arkamdan da diğerleri. Sesini duyuyorum Gizem' in. Bağırıyor herkese geri çekilsinler diye. Uzaktan bakıyorum ona, yollar ulaşmama izin vermiyor. Denizin önünde duruyor. Birisi omuz atıyor Gizem'e bilerek. Kapşonluyla kapatmış suratını. Kutu yere düşüyor. Aniden eline alıyor kutuyu.
Ateş:Gizem! Bırak ve kaç!
Duymuyor mu beni? Yoksa duymak mı istemiyor? Atıyor havaya doğru. Tem suya düşecekler salise farkıyla havada patlıyor. Her yer su. Gizem ıslanmış. Sol kolu titriyor yine. Bırakıyor kendini yere.
Ateş:Gizem!
.
.
Ateş:Gizem? İyi misin? Hadi kalk.
Rüya:Hepimiz burdayız, hadi kalk.
Gizem:Bomba? O nerde? Noluyo?
Çetin:Hoop! Sakin ol. Bomba denizde patladı, o yüzden sakin ol.
Mine:Aynı yerdeyiz. Patlama yüzünden bayıldın. Ama artık iyisin. Hadi kalk.
Nil:Bi yerin ağrıyor mu?
Gizem:Yok. Sadece birazcık başım ağrıyo. Kulağım çınlıyor o yüzden ama iyiyim.
Ateş:Gel kaldırayım seni.
Gizem:Herkes iyi değil mi? Birine bir zarar falan gelmedi?
Selin:Yok yok. Herkes iyi, merak etme. Sen bağırdıktan sonra herkes kaçtı, o yüzden iyiler.
Gizem:Lütfen. Eve gidelim artık. Ben gerçekten mutlu değilim şuanda.
Ateş:Durun bi saniye! Şuradaki kapşonlu! Ya Bi durun! Bakmasın kimse. Benim tam karşındaki, Gizem'e bilerek çarpan adam!
Gizem:Cem o! Kesinlikle!
Tuğrul:Dur bağırma! Kimse de bakmasın! Normalce kalkıp onun olduğu tarafa doğru gidelim. İlgi çekmemek için fazla haraket etmeyecektir. Kıstırabiliriz.
Salih:Aynen. Kızlar arkamızda dursun.
Çetin:Herkes normal davransın!
Mine:Ya siz manyak mısınız? Adam bomba patlatacak kadar ileri gitmiş. Kim bilir yakalanmamak için neler neler yapar!
Nil:Kimse bir yere gitmiyor! Oturun oturduğunuz yerde!
Gizem:Ateş.. Size zarar verebilir. Gitmeyin, nolur.
Ateş:Gizem, bu fırsat bidaha elimize geçmez. Bulmuşken, indirelim toptan.
Halil:Herkes Normalce kalksın. Kimse pot kıramıyor.
Batu:Kızlar, Biraz geriden yürüyün! Mine ve Nil, Gizem'i tutunda fazla belli olmasın.
Ateş:Gidiyoruz.
Selin:Hadi biriniz şu kelimeleri söylesin!
Salih:Napıyon kızım?
Selin:Ya bozuntuya vermeyin dediniz, sohbet etmeye çalışıyorum!
Salih:Aa, kızlar desin bizene!
Mine:Kız burda harap oldu hala boğaz derdindesiniz oğlum.
Ateş:Ee, sizin alışverişinizi para mı yeter, bari şu garibanların karnını doyurun.
Batu:Öğrenciyiz be ablam!
Nil:Ama mideniz çöplük maşallah!
Tuğrul:Birazcık daha bokunu yüksek tutun yaklaşıyoruz, anlamasın!
Halil:Ya bu alman usulünden ben memnun değilim!
Nil:Niyeymiş o?
Halil:Şimdi herkes tatlı tatlı hesap yapacak, sonra benim yediğim yemek lapss diye önünüze düşünce mırın kırın edeceksiniz!
Rüya:Aa, belki bizim alışverişimiz lapss diye düşecek!
Ateş:Şimdi!
Tuğrul:Salih! Kollarını tut!
Selin:Rüya! Polisi ara!
Mine:Ben Akif hocayı arıyorum!
Rüya:Bende Yılmaz komiseri!
Cem:Bırakın lan beni!
Ateş:Aa, kodese tıkmadan bırakmam! Daha karpuz yiycez!
Tuğrul:Daha karpuzu kabuğuyla beraber gırtlağına soktuktan sonra ilaçlı çay içeceksin!
Salih:Bi yumruğumu yemeden bırakmam!
Çetin:Aa, hikayenin bitiş sesleri polislerini siren sesleriyle ne kadarda benziyor!
Batu:Cem, sanırım kaybettin.
Cem:Ne?
Batu Game over! Kocama bir kaybettin yazısı sunuyorum sana!
Yılmaz:Ateş yeter! Bırak tamam!
Ateş:Ayıp ediyorsunuz, öldürmeden bırakmam! Mezarını ben kazacığım bunun!
Akif Hoca:Ateş yeter! Çetin Tuğrul alın şunu adamın üstünden!
Çetin:Hocam Ateş'ten sonra ben varım! Daha ben vurucam.
Tuğrul:E, sonra da ben!
Zaynep Hoca:Saçmalamayın! Bırak çocuğu sende! Gizem, sen iyi misin?
Gizem:Hayatım boyunca hiç bu kadar iyi olmamıştım hocam!
Mine:Tuğrul! Yeter! Tama, hadi gelin buraya!
Nil:Kurtulduk mu?
Selin:Yani tam olarak! Artık serbest miyiz?
Yılmaz:Evet.. Bundan sonra rahatsınız!
                                       
Çetin:Gizem bişey dicem ama korkmak yok.
Gizem:Çetin.. Demesen. Korkarım çünkü biliyorsun beni.
Çetin:Telefonun bende ve.. Titriyor.
Ateş:Ne? Lan daha yeni, gözümüzün önünde herifi götürdüler.
Mine:Bir insan bu kadar mı şanssız olur abi ya!
Çetin:Bi durun! Bu telefon sürekli hayırsız şeyler için titremiyor ya! Gizem açacak mısın? Ben mi açayım?
Gizem:Dediğin gibi, belki güzel bişeyin haberini verir. Sürekli uğursuz, sürekli uğursuz yani murhpy bile 'Yetti artık!' demiştir. Ver, ben açıcam!
Telefonu elime alıp ekranına bakmamaya dünyanın en rahatlamış 'Ohh' lamasını yapmış olabilirim.
Gizem:Akif hoca..  "Okulun oradaki kafeye gelin."yazmış. Elim ayağım titredi ya!
Ateş:Ohhh!
Halil:Bu adam ne ara gitti lan okula?
Batu:Okulun oradaki kafeye ne ara gitti asıl?
Selin:Ya gitmişler işte! Siz rahatlamaya bakın!
Nil:Oh'da bu adam bizi niye çağırdı?
Mine:Ay, onu mu düşüncez be! Şu kızın sonunda telefonuna "Normal" birinden "Normal" bir mesaj geldi!
Rüya:Aynen ya!
Gizem:Dur, yeni bir mesaj geldi!
Akif Hoca:Bütün, herkes burada. Hızlı olun, önemli bişeyler söylememiz lazım. Gizem, herkese ulaş lütfen. Kafan dağılır hem. "
Ateş:Gidelim bari!
.
.
Tuğrul:Ya hocam! Bizim 1 senemiz çöpe mi gitti şimdi?
Akif:Çocuklar, zaten konuşuluyordu bu durum, patlamadan sonra sınıfın yarısı zaten açığa geçmişti, çoğu kişide biz toparlanamadık diye dava açmış.
Zeynep:Anlayacağınız hepiniz tekrardan zorunlu bir 12. Sınıf eğitimine başlatılacaksınız.
Çetin:Kazandığımız üniversiteler?
Akif:Kazandığınız puanın yarısı diğer sınavınız ortak edilecek. Sanki meslek lisesinde okumuşsunuz gibi.
Nil:Yani çöp oldu hepsi.
Gizem:Ya hocam, tekrardan anlatabilir misiniz?
Fiko:Hocam, zaten zar zor bitirdik sınıfı! Yeniden mi okuyacağız?
Mevsim:İyi yandan bakmak gerekirse, mezuna kalmış gibi falan olucaz.
Gizem:Ben burdayken sen çok fazla konuşma istersen Mevsim. Yanlışlıkla sol kolum titrer, çeneni falan kırarım. Sonra bozulmasın dimi aramız?
Zeynep:Gizem!
Gizem:Ne Gizem'i hocam! Gelmiş, benim hayatımla oynayan kişilerle anlaşma yapmış! Hala ne duruyor ki bu hain burda!
Mevsim:Ö-özür dilerim. Hocam, ben kalkayım, ne olduğunu alırım birinden.
Gizem:Bence de! Zaten geldiğimizde beri, seni gördüğümden beri sinirlerim tepemde!
Ateş:Gizem, biraz fazla değil mi?
Akif:Mevsim otur! Gizem, sende sus birazcık.
Gizem:Hocam kız iki kendini acındırdı diye hemen haklı mı bulacaksınız!? Yapmayın gözünüzü seveyim ya!
Mevsim:Gizem anlatmıştım sana. Ben isteyerek yapmadım ki? Tehdit ettiler beni. Bu kadar çok şey yaşanacağını bilseydim, gerçekten yapmazdım. Nerden bilebilirdim ki?
Mine:Gizem tamam. Baksana, kız bilerek yapmamış.
Çetin:Kaldı ki özür de diliyor.
Tuğrul:O depoda bile kendi canını hiçe sayarak senden özür dile işte hatırla.
Batu:Evet hepimiz duyduk.
Fiko:Noluyo abi ya?
Gizem:Lan ben bunun yüzünden hepinizden ret yedim! Kaçırıldım! Vuruldum, kan kustum! Hatta kelebek etkisi, hapse kadar gitti! Birini bıçakladım, kaburgalarım kırıldı, 1 hafta aç susuz yaşamaya mecbur bırakıldım! Siz hala onu mu tutuyorsunuz!
Salih:Bak tamam sen de haklısın.
Rüya:Yaşadığın şeyler çok zor biliyoruz Gizem ama Mevsim'ide Bi dinleyelim. Olmaz mı!
Gizem:Yazıklar olsun hepinize! İflah olmaz mahlukatkarsınız! Hepiniz!
Kafedeki herkes bize bakıyordu. Gözyaşlarım düşmek için beni bekliyordu. Ama tuttum kendimi. Bu sefer yenilmeyeceğim hiçbirinize. Minik sırt çantamı aldım sandalyeden sökercesine.
Ateş:Gizem,nereye!?
Gizem:Cehennemin dibine! Buyurun isterseniz! Aa, kusura bakmayın! Mevsim hanımla cennette hepinize mutluluklar dilerim ben! Unuttum, benim kötü biri olduğum gerçeğini unuttum! Size iyi muhabbetler! Mevsim sende.. Sana bulacak bir kelimem yok!
Sinirden gözüm dönmüştü. Son kez baktım kafeye, aynı o günkü gibiydi. Nefes alamıyordum sanki, yine Mevsim yüzünden kavga etmiştik ve hepsi yine Mevsim'i tutmuştu. Bundan sonrası.. Lütfen, lütfen aynı olmasın!
Akif:Gizem! Gel buraya!
Gizem:Ne o hocam? Kendimi savundum diye suçlu mu oldum?
Zeynep:Gizem! Ayıp ediyorsun!
Gizem:Ya hocam bırakın gözünüzü seveyim! Bir insan hiç mi akıllanmaz! Bir kere ya bir kere! Bana güvenin, benim arkamda olun! Göğsüm kabara kabara "Benim arkamda arkadaşlarım var! Öğretmenlerim var!" diyebileyim! Ama hocam, ağlamayacağım bu sefer! Sizin önünüzde yenik düşmeyeceğim! Bu kız için kendimi rezil etmeyeceğim! Hepinize karşı dimdik duracağım!
Rüya:Gizem! Ayıp ediyorsun! Bak buradaki herkes senin için kaç gündür uğraştı. Tek kalemde silip atamazsın bizi!
Salih:Yetti artık Gizem! En küçük şeyde bile olay çıkarıp, çekip gidiyorsun!
Halil:Sadece ne anlatıcak, merak ettik, bi dinleyelim dedik diye suratımıza tükürmediğin kaldı bi!
Tuğrul:Hepimiz senin için, sana bişey olacak diye diken üstünde oturuyoruz!
Gizem:Bana ne zaman inanmasanız başımıza sürekli bir olay geliyor! Siz de bıkmadınız mı artık! Gözünüzü seveyim bi empati yapın!
Çetin:Senin başına gelen olaylar! Bizim değil!
Gizem:Ne?
Çetin:Evet! Yalan söyledin diye Ateş bıçaklandı, ben ölümden döndüm, Rüya kapkaça uğradı, Mevsim tehdit edilip kaçırıldı, kaç gece hepimiz uykumuzdan olduk! Kimin yüzünden? Senin!
Akif:Çetin, ileri gitme!
Nil:Hocam yalan mı? Tamam, arkadaşımız dedik, kardeşimiz dedik bağrımıza bastık. Getirdiği tek şey uğursuzluk!
Selin:Ona buna ağlıyo, iki kolunu titretiyor! Herkes ona fokuslansın istiyor! Sanki bi tek o etkilendi bu olaydan!
Bana bu kadar kızılacak kadar ileri gitmiş miydim? Masamızdaki herkes ayağa kalkmış bana tepki gösteriyordu. Ateş bile! Susuyordu belki ama gözleri nefret kusuyordu. Bu sefer kolayca gitmeyecektim, ama bu kadar çok arakadışımı kaybedecek kadar da cesur değildi bünyem. Hepsine göz gezdirdim usulca, çantam düştü elimden. Titremiyordu belki ama bişey tutacak mecalleri yoktu.
Gizem:Özür dilerim. Ama anlayın benide, nolur. Ne zaman sizle bu konuda kavga etsek sürekli başıma bişey geliyor. Korkuyorum artık. Nil, size zarar gelmesini hele ki benim yüzümden gelmesini asla istemem. Biliyorsunuz. Ama korkuyorum Nil. Sadece kendimden değil, sizin için de korkuyorum.
Nil:Gizem..
Gizem:Dur, madem öyle. Aramızda bu kadar doluyuz birbirimize karşı, otursun herkes konuşucağız. Sadece 2 seçeneğimiz var. Ya arkadaşlığımız daha da pekişmiş bir şekilde kalkarız bu masadan, ya da siz devam edersiniz, ben aradaki engel olmaktan vazgeçer, kendi kaderime hapsolurum. O yüzden oturun. Konuşacağız...

FOR YOU -Papatya-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin