BÖLÜM 37

250 11 68
                                    

İçerde ruhsuzca dizine pansuman yaptırıyordu Gizem. Polikinlik yazan camdan onu izliyordum. Normalde yaraya baticon sürüldüğünde acır ve sürülen kişi sıçrar ya da herhangi bir tepki verir. Ama Gizem sadece yere bakıyor. Baticon sürüldüğünde bile hiç tepki vermedi. Belkide kalbindeki acı daha da fazla olduğu için tepkisizdi.

"Sen git. Gizem benimle gelecek." Arkamdan Ateş seslenmişti. Gözlerimi devirip Ateş'e doğru baktım.

"Sence buna karar veren kişi sen ya da ben miyiz?" Anlamamış gibi baktı bana. Gözleri kızarmıştı birazcık. Ama Gizem' in gözlerinin yanında bir hiçti. Daha iyi izah etmeye başladım.

"Yani sence içerdeki kız karar veremez mi buna? İnsanların hayatlarına burnunu sokmayı kes! Sana o burun nefes al bişeyler kokla diye verildi. Onun bunun işine sok diye değil!" Kaşlarını çatıp yumruğunu sıktı.

Şakaklarındaki damarlar belli olurken arkasını dönüp tekrar rahatsız hastane koltuklarından birine oturdu ve sağ bacağını titremeye başladı. Aynı hareketi sterse girdiği zamanlarda Gizem'de yapıyordu. Onu tanıdığımdan beri sürekli stres içinde olduğunu varsayarsak..

"Özür dilerim. İstemeden düştü." İçerden Gizem'in sesi gelmişti. Hemşire kafasını kaldırıp bacaklarını sandalyede düzledi.

"Ney canım? Ne düştü?" Burnunu çekip derin bir nefes aldı. Önceden duyduğum bir bilgide her derin nefes alışta kalbin bir damla kan kaybettiğini söylüyordu. Eğer doğruysa Gizem'in kalbi kan kaybından ölmek üzere.

"Gözyaşım.. Yanlışlıkla gömleğinize düştü. Bilerek olmadı.. Özür dilerim." Bu kadar ruhsuz olması çok can sıkıcıydı. Hayata bu kadar hızlı küsmemesi lazım.

"Olur mu kuzum? Baticon acıtır zaten, sen baya dayanıklısın. Burda kaç yaşında insanlar çığlık çığlığa kendini yırttı. Kendini üzme bu kadar küçük bişey için." Güldürmeye çalışıyordu. Anlamıştı hemşire bişeyler olduğunu.

"Ben kalkayım artık."

"Daha pansuman bitm-"

"Bitti! Pansuman bitti!"

"Ama ac-"

"Acımaz!"

"Acır. Dinle beni çok az bişeycik kal-"

"Pansuman bitti dedim. Acımaz. Sıra oraya gelmez en azından.." Kapıyı açıp dışarı çıktı. Hemişire arkasından bakakalmıştı. Etrafına bakındı. Beni görünce yanıma geldi.

"Gidelim." Ama daha bitmemişti ki pansumanı.

"Daha bitmedi ki pan-"

"Pansumanım bitti! Daha fazla burda durmak istemiyorum!" O sırada arkadan bir ses geldi.

"Ama sen hastaneleri çok seversin. Hadi, bitsin pansumanın sonra gideriz." Ateş'ti bu konuşan. Arkasını dönüp dimdik bakmaya başladı Gizem.

"Ne hastaneleri seviyorum, ne doktorları seviyorum, ne de içindekileri seviyorum! Pansumanım bitti ve ben Doruk ile gidiyorum!"

Tek kaşını kaldırıp sesini yükselmişti biraz. Önüne döndü ve dudağını ısırdı. Sonra tekrar döndü arkasını. Noluyo buna?

"Ve annem yabancılarla konuşma derdi. Üzgünüm ama burda tanıdığım tek kişi abim. Gerçekten tanıdığım. İyi günler bayım."

Son lafıda çakıp yürümeye başlamıştı. Acısına rağmen dimdik yürüyordu. Biliyordum, dizi acıyordu ama hissettirmek istemiyor gibiydi. Son kez arkamdakilere baktım ve koşar adım Gizem'in yanına gittim. Ağlıyordu. Dudaklarını birbirine bastırmış, sessiz sedasız ağlıyordu. Ceketimi üzerine örtüp dışarı çıkarken kolumu omzuna atıp bedenime doğru çekmiştim küçük bedenini.

FOR YOU -Papatya-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin