Elimde kanlı bir bıçak, gözlerimin önünde yavaşça yere yığılan bir Zayn vardı. Korkudan titreyen vücudumu dizginleyemiyordum. Dehşetle gözlerim açılmış, deli gibi ağlıyordum. Nasıl oldu bu?
Yemin ederim cinnet geçirmiştim.
"Zayn." diyebildim mırıldanarak.
Dizlerinin üstüne düşmüş, vücudunu geriye doğru bırakmaya başlamıştı. Parmaklarını, bıçağı sokup çıkardığım yere getirip elini bastırmıştı. Acıdan inledi ve nefes nefese bana baktı. Ben ise çocuk gibi karşısında ağlıyordum. Bana bir şey yapamazdı, güçlü olan bendim ama ondan korktuğum için değil, kendimden korktuğum için ağlıyordum. Ben nasıl böyle bir kıza dönüşmüştüm. Ya ölürse? Ya katil olursam?
Merakla onun ne yaptığını izlerken tir tir titreyen ellerimdeki bıçağı sıkı sıkı tuttum. Kan ter içinde kalmış yarasına bastırıyordu. Uzun süre gözleri kapalı kaldı, zorlanarak geri açıldı ve bana, gözlerimin tam içine baktı.
"Kaç." diyebildi soluk soluğa. Elleri iki yanına açılmış, bir elini bana uzattı.
"Bıcağı ver." dedi son kez.
Beynim durdu, hafızamı kaybettim sanki. Bıçağın bile ne demek olduğunu unutmuştum o an. Birden bire esen rüzgarla sarsılarak kendime geldim ve bıcağı ona doğru attım.
Ağlamaya devam ederek arkamı döndüm. Var gücümle koşacaktım, ıssız ve upuzun bir yol vardı önümde. Ama sonra tekrar arkamı döndüm, Zayn'in vücudu kan gölüne dönmüştü sanki..O an onu bırakmak istemedim. Hayatımı kabusa çeviren adamı değilde, herhangi bir insanmış gibi davranmak istedim. Fakat, hayır.
Ölürse kurtulacaktım.
İçime dolan bütün acımasız duygularla beraber hırslanarak ona baktım. "Can çekişerek ölmeni diliyordum hep." dedim ve yutkundum. "Dileğim gerçek oluyor..Umarım cehennemde yanarken de beni böyle hatırlarsın.." dedim gitmeden hemen önce.
Arkamı dönüp koşmadan önce de gözleri kapanmıştı.
Koştum, sadece koştum, var gücümle koştum. Öyle hızlı koşuyordum ki yere kapaklanacakmışım gibi geliyordu. Cebimdeki telefonu hatırlayınca durdum ve çıkardım.
Çekmiyordu.
Kahretsin.
Hayalkırıklığıyla etrafıma bakındım. Koşunca nereye gideceğimi bilmiyordum. Yine de pes etmedim, biraz yavaşlayıp koşmayı sürdürdüm. Etrafta ne araba vardı ne bir şey.
Yorulmuştum ve susamıştım, bunu göz ardı etmeye çalışarak yoluma devam ettim. Hava kararmak üzereydi, gece olursa ne yaparım bilmiyorum. Bunu aklımdan çıkarıp iyi şeyler düşündüm hep.
Çok zaman geçmemişti, hızlı tempoda yürürken ellerimi saçlarımdan geçirip arkaya attım. Uzaktan bir ses duymuştum. Araba sesiydi bu. İçime dolan mutlulukla ne taraftan geldiğine baktım. Araba tanıdık gelmişti bana.
Kaşlarımı çatmış yaklaşan arabaya bakmayı sürdürürken içinde kimin olduğuna baktım.
Siktir.
Calvin.
Gözlerimiz buluştuğu an sanki ateş gibi parladıklarını gördüm.
Siktir.
Her şeyi bir kenara bırakıp tekrar koşmaya başladım. Kahretsin, kahretsin, nasıl buldu beni?
Zayn bir şekilde haber vermiş olmalıydı ya da biz doktorun yanındayken gideceğimiz yolu biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
afterglow⛔malik [tamamlandı]
Fanfiction"Tek başına aşık olduğunda, aşk en yalnız yerdir." w/@zainftme #1 in zayn #1 in zaynmalik