Selam :) yine ben :))~
Rose
-Asıl mesele şu ki Jisoo hala seulgi ile takılıyor.
Derin bir nefes alıp jennie ve lisa'ya baktım, öpüştüklerini görünce sinirle kaşlarımı çattım" boşuna mı anlattım ben, dinlemediniz mi?"
Lisa'yı kolundan tutup Jennie'nin dudaklarından ayırdım" size diyorum, hey!"
Lisa gülümsedi" napiyim uykum geldi anlatırken"
-Uykusu gelen insan öpüşmez yalnız.
Jennie kıkırdadı" uyumadan önce en az 10 dakika öpüşüyoruz biz, sende dene"
-Kimi öpeceğim, elimi mi?
İkisi gülerken sinirle iç çektim.
Lisa" olayın başını dinledim ve tek diyebileceğim tek şey yenge tam bir kaşar"
Jennie" önceden de böyle şeyler yapıyordu zaten, alışkın olman gerek"
Sinirle güldüm" alıştığım şeye bak"
Lisa" boşa gitsin dostum"
Ne?
Dik dik yüzüne baktım" asla böyle bir şey yapmam"
Lisa" seni bir türlü anlayamıyorum"
O sırada fırının sesi duyulunca jennie hızla ayağa kalktı" kekimiz pişti"
Jennie odadan çıkınca lisa'ya yaklaştım" şimdi sana efsane bir duygu tattıracağım, empati yap. Jennie ile evlisin ama o başkaları ile işi pişiriyor, ne hissederdin?"
Bir süre ifadesiz bir şekilde yüzüme baktıktan sonra gözlerinin dolduğunu gördüm" öyle bir şey yapmaz"
Jennie hızla odaya girdi" sıcak mı yersiniz yoksa be.." lisa'yı görünce susup ona doğru yürüdü" noldu sana benim minik pandam"
-Empati yapmasını söyledim.
Jennie" ne empatisi ya?"
-Onu aldattığını.
Kollarını lisa'ya sarıp başını göğsüne yasladı" ona böyle şeyler söyleme rose, etkileniyor"
Lisa" seni seviyorum jennie-e"
Bunlar da iyice aşk böceği oldular.
Jennie, geri çekilip lisa'nın yüzünü ellerinin arasına sıkıştırdı" bende seni seviyorum aşkım, rose'yi dinleme sen. Öyle bir şey yok ve olmayacak" dudaklarını öpmeye başladı.
En iyisi eve gitmek, bunların öpüşmesini izlemekten iyidir.
Kapıdan çıkarken lisa'nın sesi duyuldu" ona haddini bildir!"
Evet, bunu yapacağım.
~
Jisoo
Beni eve bırakır bırakmaz evden çıktığı yetmedi bir kaç saattir de ortalıkta yok.
Belki de boşanma kağıtlarını hazırlatıyordur.
Kanepeye uzandığım sırada topuklu ayakkabı sesleri duyunca yattığım yerden doğruldum.
Rose yanında uzun boylu bir kızla salona girdi.
Bu ne şimdi.
Rose" sooyoung, bu da Jisoo"
Garip, eşim filan demesini bekliyordum. Çok istediğimden değil ama dememesi garip geldi.
-Merhaba sooyoung.
Gülümsedi" merhaba efendim"
-Bu vücutla model olmalıydın.
Rose'nin göz devirdiğini gördüm, kıza döndü" sen zemin kattaki odalardan birine yerleş, bende geliyorum"
Güldüm, bende geliyorummuş...
Ne yapacak kıza evi mi gezdirecek.
Kız gidince rose'nin yanına yaklaştım" gelmeyince boşanma kağıtlarını hazırlatıyorsun sandım"
-Ev büyük Jisoo, birbirimizi görmek zorunda değiliz. Ama bir daha sabah ki olan şey tekrarlanmayacak yoksa hiç hoşuna gitmeyecek şeyler yaparım"
Alaycı bir ifadeyle kaşlarımı kaldırdım"ne yaparsın?"
Yüzüme yaklaşıp saçlarımı okşadı" güzelliğin paha biçilmez değil, ailenden 5 milyon dolara satın aldım. Ben ne dediysem onu yapacaksın, anladın mı?"
Hırsla dişlerimi sıktım" çok beklersin"
Rose" istediğim zaman yatağıma gireceksin, istemediğim zaman yanımdan gideceksin. Ben ne dersem onu yapacaksın, sözümden çıkmayacaksın. Her şeyin bir bedeli var kim Jisoo. Senin görevin bundan sonra benim kuklam olmak"
Dudaklarına yaklaştım" sen eş değil eskort istiyorsun"
-Gerektiği zaman eş gerektiği zaman eskortum olacaksın.
Biraz geri çekilip suratına tokadımı geçirdim" çok beklersin pislik!"
Bileğimi yakalayıp kendine çekti, korkutucu görünüyor" bana bak kızım, elinde ki her şeyi alırım. Her şey iki dudağımın arasına bağlı"
Başımı olumsuz anlamda salladım" hayır, her şey iki bacağımın arasına bağlı" bileğimi çekip hızla merdivenlere yöneldim.
•••
Duştan çıkıp odama girdiğimde yatağımın ucunda oturduğunu görünce bornozuma sıkı sıkı sarıldım.
-Çık odamdan.
Yatağımdan kalkıp yanıma yaklaştı" gerçekten seulgi ile seviştin mi?"
-Evet, ne bekliyordun ki?
Parmaklarını bornozumun iplerine doladığını görünce yutkundum" benim bildiğim ama senin bilmediğin çok şey var, seulgi'ye bu kadar güvenme"
-O ne demek?
Sadece aklımı karıştırmaya çalışıyor.
Bornozun iplerini daha sıkı kavrayıp beni kendine çekince ellerimi omuzlarına yerleştirdim" şu demek Jisoo, sevgilin senden başka bir sürü kızı inletiyor ama sen hala ona aşıksın"
Ne?
-Sana inanmıyorum.
-Ara onu.
Etrafıma bakındığım sırada cebinden telefonumu çıkartıp bana uzattı, daha sonra sorgulayabilirim.
Seulgi'yi arayıp telefonu hızla kulağıma götürdüm, telefon çalarken rose ile göz teması kurdum.
Seulgi" efendim Jisoo?"
Sonunda açtı, sesi gayet stabil geliyor.
-Ne yapıyorsun?
Seulgi" yemek yapıyordum güzelim. Sorun ne? Sesin kötü geliyor"
-Sorun yok, kapatmalıyım.
Telefonu kapatıp yatağın üstüne attım.
Rose" işte ona olan güvenin bu kadar"
Rose'nin yakalarını kavradım" odamdan defol git, bir daha da bana böyle şeylerle gelme"
Rose" hiçbir zaman beni sevmeyeceksin değil mi?"
-Sevmeyeceğim, senden nefret ediyorum. İki sene boyunca burnumdan getirdin, sürekli rahatsız edip durdun. Gece yarıları arayıp uykumdan ettin. Bana gelen bütün oyunculuk tekliflerini bir şekilde bozup parasız kalmamızı sağladın. Hepsi bugünler için bir yatırımdı, parasız bırakıp seninle evlenmeye mecbur bıraktın. Söylesene, kim böyle birini sevebilir.
Ellerimin üstüne elini koyup yakasından çektikten sonra hızla odamdan çıktı.
Gerçekler ağır gelmiş olmalı, onun için kolay tabi ki. Bunları yaparken zevk aldı ama ben sürekli birinin gölgesiyle yaşamak zorunda kaldım.
İşte bu yüzden hastalıklı aşkının karşılığını alamayacaksın park chaeyoung.
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obligation~Chaesoo
Fanfiction*TAMAMLANDI* Evlilik cüzdanını kaldırıp sinir bozucu bir ifadeyle gülümsedi" bu ne demek biliyor musun Jisoo?" -Hiçbir anlamı yok. Güldü" çok büyük bir anlamı var" yüzüme yaklaştı"artık benim olduğunun bir belgesi" -Senin değilim chaeyoung. Evlilik...