7. Bölüm

32 4 0
                                    

Yankı "Araf!"ismimi haykırdığında arkasından koşarken peşimden gelen 2 vampiri yaktım Dayımın ismimi haykırışlarına aldırmadan koştum tüm bedenimi alevler kapladı ve vampir bölgesine ulaştım.
Yankı bir zindan benzeri bir yere kapatmak üzereyken Yankı'yı tutan vampirin kolunu yaktım Yankı'yı arkama alıp kollarımı alevlere kapladım ateş sarmalı oluşturup önümüzdeki vampirleri erittim karşıma vampirlerin başı olarak tahmin ettiğim kişi çıktı üstümüze atıldığında gözlerimden lav çıkartıp onu adeta eritmiştim önümüzde hiç vampir çıkmadan oradan çıktık ve Dayımın yanına gittik Yankı'ya dönüp sarıldım "neden geldin sana gelmemeni söylemiştim" dedim bana sevgi ile bakıp "hem seni özledim hem de yardımım olsun dedim" dedi koluna baktığımda vampirlerin tırnaklarıyla çizdiklerini gördüm sinirlerim hatsafaya çıkınca tüm bedenim alev aldı ve bir alev hortumu oluşturdum vampirler hortuma girdiği anda kül oluyordu vampirlerin çığlıklarına karşılık kahkaha atıyordum.

***

Tüm vampirler kül olduğunda arabaya binip okula yol aldık.

Odaya girdiğimizde yatağımıza yattık. Yankı'ya dönüp "çok yorucu bir gündü."
Başını olumlu anlamda salladı ve başını göğüsüme koyup uyudu. yaklaşık 10 dakika sonra kapı çaldı, Yankı'yı uyandırmadan yatağa yatırdım ve adımlarımı kapıya yönlendirdim sessiz bir biçimde kapıyı açtım, ama hiç kimseyi göremedim kapıyı kapattığımda tekrar çaldı. Bu sefer sinirli bir biçimde kapıyı açıp kısık bir sesle "kimsin?" Yankı homurdanarak yerinden kıpırdadı kapıyı kapatıp yanına yattım. Yankı gözlerini kırpıştırıp bana baktı "kapıyı çalan kimdi?" dedi "bilmiyorum çalıp kaçtı"

***

Sabah dersteyim Yankı hemen önümde oturuyordu öğretmenimiz Sezen Pogi tarihi anlatıyordu yüzyıllar önce Pogide vampirler ve kurtadamlar yaşıyormuş, ve Tanrı ve Tanrıça arasında çıkan tartışmada başka gezegene taşınmışlar ejderha da yaşarmış ama halka çok saldırdıkları için Tanrımız - yani dedem- onları öldürterek soylarını tüketmiş

***

Ders bitti Yankı yanımda yemekhaneye doğru ilerliyorduk.
Yemekhaneye girdiğimizde, öğrenciler bize bakıyordu ve nedeni açıktı.
Yankı'ya Aşık olduğumu biliyorlardı.
Yankı'yı köşelerde bir masaya oturtup 2 tepsi alıp yanına geldim arada bana kaçamak bakışlar atıyordu.

Soru sormak istediğini anladığımda,"hadi sor bakalım" dedim şaşırarak baktı ve "Sen ne ara bana aşık oldun?" dedi gülerek "Neden soruyorsun?" bana inanmayarak bakıp "Buraya geleli 1 hafta oldu ve seninle hiç hoş olmayan olaylar yaşadık hangi ara beni bu kadar çok sevdin bunu merak ediyorum?" dedi ve sonuna kadar haklıydı "ilk olarak buraya ilk geldiğimde seni otoparkta gördüm gözlerin beni benden almaya yetti zaten" dedim ve mavi gözlerine baktım utanmış olacak ki yüzü kızardı ve yaklaşıp siyah saçlarında ellerimi gezindirdim.
"Burak ve kuyrukları ile olan kavgamı hatırlıyor musun?" dediğimde başını olumlu anlamda salladığında tekrar konuştum "o gün göğüsüm'de yatmak istedin, ilk önce bu soruna bende şaşırdım, sonra gözlerindeki korkuyu görünce onaylamıştım. Sen uykuya dalınca uzun uzun seni izlemek gibi bir şansım oldu. Aklıma dayım ile oda konusunu konuştuğum aklıma geldi. Banyoya gidip dayıma odalarımız ayırmana gerek kalmadı dedim. Bana hiç beklemediğim bir soru sordu. "dedim bana gülerek baktı. Tekrar konuşmaya başladım" Onu seviyormusun? Dedi. Konumuzla alakalı değil ama evet seviyorum dedim."...
Arkadan bir ses gelince arkama dönüp baktım.
Sarı'ya kaçan saçları, mavi gözleri, oldukça kaslı bir erkek, kolunda ejder benzeri dövmeler vardı ve oldukça korkutucu, asi bir görünüme sahip olsa bile çok yakışıklı biriydi.
Bana bakınca anlamaz gözlerle ona baktım. Bana doğru yaklaştıkça içimde bir endişe duygusu yükseldi yerimden kalkıp Yankı'nın yanına oturdum. Önümde durunca ona boş boş bakarken konuştu "Naber Kuzen?" dedi söyledikleriyle beynime şimşekler çaktı! ...

PogiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin