22. Bölüm

30 2 0
                                    

Karşımda kanlar içinde kalmış bir şekilde duran Işık ve Alya'ya bakarken kendime gelip onları içeri çektim sinirle "kim yaptı bunu Alya?" dedim. Acı çeker gibi bakıp " Kuzenim " dedi "Ne demek Kuzenim Alya, hangi akraba Kendi Kuzenine zarar verir " dedim Işık'a bakıp " Işık'a ne oldu ?" dedim "Işık benim yanımda olduğu için onu da yaraladılar " dedi "neden yaptı Alya?" dedim "ben Melezim, yani hem Vampir hemde İnsan Irkına aitim. Vampirleri seçmediğim için İnsanları seçtiğim için bana Düşman gözüyle baktı ve Öldürmeye çalıştı ama Fehmi bizi kurtardı." Dedi

Aklıma gelen kötü düşünce ile ona dönüp "Fehmi nerede Alya ?" dedi hiç beklemediğim o cevabı verdi" Onu aldılar" dedi içimdeki Ateş taştı ve gözlerimden Ateş geçti sinirle ayağa kalkıp Ateş saçan gözlerimle Alya'ya baktım "Neden hastaneye gitmediniz?" dedim verdiği cevap karşısında sinirim katlandı "Vampir olduğum için almadılar " dedi öfke ile Yankı'ya bakıp "kalk Yankı Alya ve Işığı hastaneye götür ben geldiğim zaman cezasını keserim onların" dedim. Beni onaylayıp ayağa kalktı. Onlar gittikten, sonra üstüme Dayımın benim için hazırlattığı özel elbiseyi geçirdim. Bu elbise sayesinde bedenimi Ateş sardığında yanıp kül olmuyordu.

***

Saraya ilerliyordum. Aklımda binbir türlü senaryo geçti. Fehmi'ye birşey yaparlarsa bundan kendimi sorumlu tutardım.

Saraya geldiğimde hiç bir korumaya bakmadan kapıyı açıp Taht odasına girdim. Dayım sinirle "Ne yaptığını sanıyorsun Araf burası bir Tanrı oda- " sözünü tamamlamasına izin vermeden "Fehmi'yi Vampirler kaçırmış ve senin tek derdin bu mu Dayı?" dedim. Şaşkınca "Ne Vampiri Ne kaçırması Araf açık konuş" dedi. Bağırarak "Alya bir Melez Vampirleri değil İnsanları seçtiği için Kuzeni onu öldürmeye çalışmış. Ama Fehmi bunu engellemiş ve sen burada ne yapıyorusun hiç bir şeyden haberin yok değil mi ? " dedim Dayım şaşkınca bakıp "hemen bir ordu kuruyorum" dedi.

Dayımı durdurarak" Hayır Dayı, bu savaşta bizden can kaybı olmayacak. Vampirlerin tarafına sadece ben geçeceğim. Fehmi'yi alıp onları küle çevireceğim " dedim" Hayır bu çok tehlikeli oraya tek başına gidemezsin " dedi sinirle" Onları öldürmek için yakmamız gerek ve Bingo bu Güç sadece bende var" dedim Dayımı zor da olsa ikna ettim ve yanıma birkaç silah aldım. Pek işe yaramayacak ama biraz yavaşlatabilir.

***

Vampirlerin bölgesine geldiğimde yanımdaki dürbünle etrafa bakmaya başladım. Fehmi'yi göremiyordum, sanırım içeriye kapatmışlar. Kafama çok sert bir darbe inince gözlerim karardı ve bayıldım.

***

Başımdaki keskin acı ile uyandım. Gözlerimi açtığımda bir zindanda olduğumu anladım etrafa göz gezdirdiğimde Kuzenimin kafası kanlı bir şekilde yattığını gördüm. Gözlerim öfke ile açıldı hemen kalkıp yanına gittim kafasını kaldırıp dizime koydum " Ne yaptınız Kuzenime ?" diye bağırdım "sadece biraz oyun oynadık" dedi Nöbetçi Vampirlerden gözlerim Alev Alev parlarken "Bende sizinle oynayayım istersen " dedim. Alayla "Neden olmasın" dedi. Eline bir sopa alıp yanıma gelmeye başladı. Demir kapı'yı açıp yanıma yaklaştı gözlerimden Ateş çıkartıp yaktım. Acı ile inlerken öteki Nöbetçi bana tam vurmak üzere iken kolunu tuttum.

" Bu sefer olmadı bir daha dene " dedim elimi Alevle kaplayıp yüzüne yumruk geçirdim üstüne çıkıp ard arda yumruklar geçirdim en son bana bir yumruk atınca sinirlenip onu da yaktım Fehmi'yi uyandırmaya çalıştım" Kuzen kalk hadi çıkmamız lazım" dedim. Ama Nafile zindana gelen Vampir sesleri duydum ve Fehmi'yi kucağıma alıp çıkarken birkaç vampir gördüğüm anda hemen saklandım. Fehmi gözleri kırpıştırarak açtığında kulağına yaklaşıp "sakın ses çıkartma, ben geldim ve buradan çıkacağız Vampirler ile savaş çıkacak " dedim gözleri şaşkınca açılıp bana baktı hemen onu indirip "hadi sessizce çıkacağız" dedim ben onaylayıp elini kafasına götürdü elindeki kanı görünce gözlerinden saf bir öfke geçti gözleri Maviden Beyaza geçince Buz gücünü kullanacağını anladım. Gözlerimin kırmızıya döndüğünü zihnimde canlandırdım. Bunu gören kuzenim bana şaşkınca bakınca "Ateş gücüm gelişti" dedim beni onayladığında yavaş adımlar ile çıkışa yöneldik. Önümüze yakşalık 10 vampir çıktı içimden bir küfür savurup Kuzenime baktım. Gözleri Beyaz olduğu için oldukça asi bir görünüme bürünmüştü. Bana bakınca kafasını aşağı yukarı bir kez salladı demek istediğini anladığımda bedenim Ateş kapladı. İçimdeki ateşin dışa vurduğunu ama Kuzenimin zarar görmediğini canlandırdım. içimdeki yoğunluk bir anda yok olunca etrafıma baktım her yer yanmıştı Kuzenim bana korku ile bakıyordu " Korkma içimden senin zarar görmediğini hissettim " dedim yüzünde rahatlama benzeri ifade olunca gülümsedim. İçimde hala Cayır Cayır yanan bir Ateş vardı.

Kapıya geldiğimizde itip açtım. Dışarıda çok büyük bir savaş vardı. Karşı tarafa baktığımda Yankı, Işık, Deniz, Dayım ve Alya vardı. Arkamdan bir ses gelince ellerimi Ateşle kaplayıp arkama mevzi aldım. Karşımda gördüğüm Yıldıray karşısında gözlerimi devirdim "Ne geziyorsun burada?" arkama bakıp gözleri Beyaz'a döndü bir Yıldırım inince korku ile arkama döndüm. Yanmış bir şekilde yere düşen Vampire baktım ve Yıldıray'a geri döndüm "Tanrıçamızın torununu kurtarmaya geldik desem" dedi gülerek "olabilir" dedim "hadi çıkalım buradan" dedi onaylayıp Fehmi'ye döndüm "kolunu omzuma at bayılabilirsin kafana darbe almışsın" dedim beni onaylayıp kolunu omzuma attı.

Dayımın yanına geldiğimizde " Dayı, Fehmi kafasına darbe almış. Hemen pansuman yapılması gerekiyor çok kan kaybetti" dedim onaylayıp arkasına döndü bir adama kafası ile Fehmi'yi gösterdi. Adam Dayımı onaylayıp hemen Fehmi'nin yanına geldi. Onu yavaş adımlar ile Karavan benzeri bir yere götürdü savaş alanına dönüp Yankı'yı gördüm bir Vampir onu yakalamış ve onu yere yatırmıştı. Öfke ile bedenimi Alevlerle kapladım. Koşarak Yankı'nın yanına gittim ve Vampiri boğazından yakalayıp" çok yanlış kişiye bulaştın " dedim ve boğazını yaktım Yankı'ya dönüp "iyimisin?" dedim beni onayladıktan sonra elinden tutup Dayımın yanına sürükledim "Yankı senin burada ne işin var Dayımın yanında dursan daha iyi olmaz mı?" dedim. Bana sinirle bakıp "burada halkım ölürken mi?" dedi gülerek "merak etme fazla sürmeyecek bu sefer" dedim.

Arkamdan bir silah sesi geldi ve sırtımdaki keskin acı sayesinde inledim. Arkamdaki acı geçtiğinde şaşkınca arkama döndüm karşımdaki iki vampir bana Ateş etmişti kurşunun geldiği yere baktım derimin altında Demir vardı şaşkınca oraya bakarken bir el daha Ateş sesi geldi bu sefer omzuma gelmişti ama yine hissetmemiştim Yankı'yı arkama alıp Karşımda duran 2 Vampiri yaktım koşarak Dayımın yanına geldik.

"Dayı bir şey demem lazım sana " dedim bana bakıp " söyle " dedi "iki vampir bana Ateş etti biri sırtıma geldi biri ise omzuma Sırtımdaki kurşun içeri girmedi omzuma Ateş ettiklerinde kurşun tekrar içeri girmedi derimin altında Demir gördüm" dedim Dayım bir müddet düşündü ve konuştu " Araf senin bir Gücün daha var " dedi şaşkınca Dayıma bakarken"Ne demek bir Gücün daha var Dayı " dedim yani benim 4 Gücüm mü vardı? Dayım beni başı ile onaylayıp " evet senin bir Gücün daha var Elementin Demir yani vücudunu Demir ile kaplayabilirsin her yerinden istediğin şekilde demir çıkartabilirsin " dedi aklıma gelen film ile gülümsedim "Wolverine gibi yani" dedim Dayım yüzünü buruşturarak "O da ne?" dedi.

Gülerek "bir film" dedim beni başı ile onayladıktan sonra " Bu savaş fazla uzadı Araf devreye girmeye ne dersin?" dedi gülerek "bence fazla bile sürdü" dedim sinsi bir gülüş ile bedenimi Ateş kapladı hızla yükselip bağırdım "Pogi halkı geri çekilin" dedim Vampirler "Zafer!" diye bağırıyordu bu sefer devreye ben girip "Hemen sevinmeyin çünkü onların benim gibi Ateş Gücü yok" dedim şaşkınca birbirlerine bakarken etrafımda dönüp bir Ateş hortumu yarattım. Hortum bir sağa bir sola gidiyordu Vampirler hortuma girdikleri anda küle dönüyorlardı ve çok sayıda Vampirin çığlığını duyuyordum onların acı dolu çığlığına karşılık kahkaha atıyordum.

Birden bir acı çığlık geldi ama Vampirlerin çığlığı olmadığına emindim arkama baktığımda Işığı bir Vampir esir almıştı Alya'da karşısında duruyordu ve Vampir'e bir şeyler söylüyordu. hızla yere inip koşarak Işığın yanına gittim Alya'nın yanında durduğumda "bu da kim?" dedim Alya sinirle "işte Benim Kuzenim bu" dedi sinirle "demek ölümüne susayan it bu" dedim "evet" dedi birden arkamda bir Kurt Uluma sesi geldi. Arkama döndüğümde Ormanda yanıma gelen Kurt olduğunu anladım.

Kurt yanımda durduğunda eğilip Kurt'a baktım "ne işin var senin burada " dedim söylediklerimi anlamış gibi elimi yalamaya başladı "demek yardıma geldin " dedim. Kurt tekrar Uluyunca arkamdan çok daha fazla Kurt Uluma sesi geldi arkama baktığımda yaklaşık on Kurt koşarak yanımıza geldi Alya korku ile yanıma sinmişti kulağına yaklaşıp "Korkacak birşey yok " dedim.

PogiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin