21. Bölüm

1.4K 108 106
                                    

"Sizin tarafınızda savaşacağım," dedi Draco.

Hermione rahat bir nefes verdi.

"Emin misin?" Bir yandan da kendi çevrelerine koruma büyüsü yapıyordu.

"Evet. Sanırım artık yaptığım tüm hergeleliklerin bedelini, size olan borcumu ödemenin vakti geldi."

Hermione birkaç felsefi söz söyleyerek sevgilisiyle sohbetini devam ettirmek istiyordu ama bir savaşın ortasındayken kelimeler gereksiz gözüktü. Bu yüzden yaklaşıp Draco'nun dudağına iki saniyelik, hızlı bir öpücük kondurdu ve büyücünün elini son kez sıktı. Ardından ikisi savaşa döndü.

At-adamlar bahçedeki birçok işi hallediyordu. Yoldaşlık ve kalan Hogwarts öğrencilerine de kafası karışık Ölüm Yiyenleri Sersemletmek, zor durumda kaldıklarında da öldürmek düşüyordu. Hermione bir Ölüm Yiyen'e daha lanet gönderirken Lucius ve Narcissa Malfoy'un nerede olabileceğini düşündü. Onları gördüğünü hatırlamıyordu. Yine de bunun üzerinde durmadı ve Draco'nun yanından ayrılmamaya dikkat ederek savaşmaya devam etti.

"Hermione!"

Hermione duyduğu tanıdık sesle kafasını hemen Hogwarts'ın yıkılan bir duvarına çevirdi. O an başka bir ses daha "Hermione!" diye bağırdı ve Hermione kendini yerde buldu. Draco son anda ona gelecek ölüm lanetini engellemek için üstüne atılmıştı.

Hermione hemen karşısındaki Ölüm Yiyen'e bir Sersemletme büyüsü gönderdi ama ıskaladı. Draco'yla birlikte sayısız lanet engelleyip göndererek zar zor ayağa kalktılar. Sonunda Ron'un bir müdahalesiyle kurtulduklarında o ses yine duyuldu, "Hermione!"

Üçü birden kendilerini kollayarak onlara bağıran Tonks'un yanına gitti. Hemen duvarın arkasına sığındılar. Nefes nefese olan Ron "Ne oldu?" diye sordu dehşete kapılmış gibi görünen kadına hitaben.

Tonks hırıltılı nefesler, kırık bir ses ve dolu gözlerle yanıtladı. "Remus, ileride. O... yaralı. Yardım lazım. Hemen."

Hemen ardından kadın koşarak koridorda ilerledi. Yıkık duvarların yanından geçerken öylesine lanetler savuruyor, kendini doğru düzgün koruyamıyordu. Onu arkasından takip eden üçlü ise hem kendilerini hem de Tonks'u korumak için büyük çaba sarf ediyordu. Hermione'nin görüş açısına henüz yeni kanlar içindeki Remus'un görüntüsü gelmişti ki onlara seslenen bir ses daha duyuldu. Neville ileride "Yardım lazım çocuklar!" diye bağırıyordu.

Ron "Sen onunla git," dedi.

Hermione sonuna kadar açılmış gözlerle bir Remus'a, bir onun bedeninin yanında büyüler yapan Tonks'a, bir de kuzeninin yanına gelip ona hemen yardım etmeye başlamış Draco'ya baktı. Draco bildiği sınırlı birkaç şifa büyüsü mırıldanırken gözünü güven verircesine kırptı ve kafasıyla Neville'ı işaret etti. Bir büyüden diğerine geçmeden hemen önce de "Dikkatli ol," diye ekledi.

Hermione dostlarını ve Draco'yu hiç bırakmak istemese de, özellikle Remus böyle bir durumdayken ve Hermione hala bunu kavrayamamışken, Neville'ın sesine doğru koştu. Neville kızı kolundan tutup sürüklemeye başladı ve Büyük Salon'daki yaralıların desteğe ihtiyaç duyduğunu zar zor söyleyebildi. Hermione bağırarak "Remus da yaralıydı!" dedi, "dönüp onu da götürmeliyiz."

Neville bir anda durdu ve "Remus mu?" diye sordu. "Merlin!"

Ardından genç büyücü bir anda yönünü değiştirip Hermione'ye fırsat vermeden aksi yöne gitmeye başladı. "Ben onu getirmeye yardım edeyim, hemen geliriz!"

Hermione bunu gözülsüzce kabul etti. Savaşın ortasında tartışıp Neville ile yer değiştiremezdi. Duyduğu keder ve korku yüzünden birkaç kere bir lanete yakalanacak gibi oldu ama gittikçe güçsüzleşen Ölüm Yiyenler lanetlerini de düzgün gönderemiyordu.

sing me to sleep // dramione Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin