13. Bölüm

2.5K 182 208
                                    

Hermione dizlerinin hemen üstünde biten leylak rengi elbisesini düzeltti ve çadıra girdi. İçerisi bir sürü büyücü ve cadı kaynıyordu. Bill ve Fleur'un düğünü bol şamatalı geçeceğe benziyordu.

Hermione arkadaşlarını gözleriyle arama zahmetine girmeyip başka bir masaya oturdu. Dumbledore'un ölümünden sonra Cormac gelip Harry ile Ron'a Hermione'nin Draco'yla öpüşmesini anlatmıştı. O gün yaşadıkları kavga şimdiye kadar olan en büyüğüydü. Hatta bazen tüm o sözler cadının rüyalarına giriyordu.

"Sırf bir Ölüm Yiyen'le yiyişmeye meraklı olduğun için gelmiş geçmiş en güçlü büyücü öldü."

Ron bu cümleyi saf nefretle söylemişti.

"Seni artık tanıyamıyorum, Hermione. Belki de hortkuluk avına gelmemelisin. Slytherin sevgilinle olmak eminim daha caziptir."

Harry de ona ağır şeyler söylemişti.

Hermione bu kavga esnasında kendini açıklamaya çalışmış, hatta hıçkırarak ağlamıştı. Ama sonra arkadaşlarından duyduklarına o kadar kırılmıştı ki, sadece çekip gitmişti. Koca bir yaz onlarla görüşmemişti. Muggle gibi yaşamış, annesi ve babasıyla oturmuş, odasında Draco'yu düşünmüştü. Aslında düğüne bile gelmeyi düşünmüyordu ama Molly Weasley özel olarak mektup göndermişti. Kadına kabalık yapmak en son istediği şeydi.

Yine de çantasına her şeye rağmen Saptanamaz Genişletme Büyüsü yapmış, içine olası acil durumlar için gerekli her şeyi koymuştu. Klasik tavırlarıydı işte. Hazırlıklı gelmek zorundaydı.

Gözlerini itinayla Altın Üçlü'nün diğer üyelerinden uzak tuttu. Gerçi arkadaşları ondan nefret ederken Altın Üçlü diye bir şey kalmış mıydı? Hayır, muhtemelen Altın İkili falan olmalıydı.

Sonra dayanamayıp Ron' a baktı. Az önce Harry sandığı ama siyah saçlı başka bir büyücüyle konuştuğunu gördü. Kızıl büyücü hemen ardından yanındaki başka bir kızıl büyücüye döndü. İkisi fısıldaştıktan sonra bir anda kafalarını kaldırıp Hermione'ye baktılar.

Hermione nefesini tutup kafasını çevirdi. Ama birkaç dakikaya kalmadan yanında başka bir büyücü belirdi. Bu Harry sandığı büyücüydü ; Victor Krum.

"Victor!"

Heyecanla ayağa kalkıp çocuğa sarıldı. Bu sene çok olmamıştı belki ama dördüncü sınıftan beri onunla mektuplaşmaya devam ediyordu. Eh, birbirlerine uygun kişiler sayılmazlardı ama Hermione onu kibar buluyordu.

Victor onun hakkında birkaç güzel yorum yaptı ve sonra da dansa kaldırdı. Hermione yorulunca Victor'u bıraktı ve Bill ile Fleur'u tebrik etmeye gitti. Bay ve Bayan Weasley'in de yanına uğradı. Molly ona sımsıkı sarıldı.

"Ah, Hermione. Bu yaz bize niye gelmedin canım?"

Hermione bahane üretmeye çalışırken neyse ki Hagrid imdadına yetişti. Kocaman kıllı takım elbisesiyle ona sarıldı.

Cadı birkaç tanıdıkla daha konuşurken Luna'yı fark etti. Luna'yla da sarıldılar ve arkadaşı ona babasını gösterdi.

Hermione değişik giyimli, göz gibi bir kolye takmış adamla el sıkıştı.

"Merhaba efendim, Luna'nın babası olmalısınız. Ben Hermione Granger."

Adam etrafında bir şey varmış gibi ellerini bir o tarafında bir bu tarafında salladıktan sonra parmaklarının ucuyla kızın tokalaşmasına dahil oldu.

"Ben Xenophilius Lovegood, Bayan Granger. Memnun oldum. Şimdi izninizle Mahfıştlarla ilgilenmeliyim."

Hermione arkadaşının babasının da farklı olmadığını görünce gülümsedi ve onlara veda etti. Masasına geri döndüğünde Victor çok kızgın görünüyordu. Ona değişik aksanıyla bir soru yöneltti.

sing me to sleep // dramione Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin