Sonraki birkaç gün hem hızlı, hem yavaş geçmişti. Şöyle dönüp bakınca hızlı gibiydi ama Draco-Ron-Harry yüzleşmeleri hiç de öyle çabuk olmamıştı.
Malfoy Malikanesi'nden geldikleri gün Hermione biraz topallasa da ayaklanmış ve Dobby'nin mezarını ziyaret etmişti. Aynı gün Draco ile arasında olanları Bill ve Fleur'a anlatmıştı. Açıkçası pek umursamış gibi görünmüyorlardı. Herkesin öncelikleri farklıydı tabii.
Asıl zor olan Altın Üçlü'nün iki aptal üyesiyle doğuştan aptallığıyla aslında onlara çok benzeyen Malfoy'un bir arada durmasıydı. Küçük Weasley evindeki ikinci günlerinde sabahın erken saati hepsinin karşılaşasıları tutmuş, birbirlerini koridorda bulmuşlardı. Birkaç hakaret, küfür ve hatta saldırma çabası olmuştu ama bu Hermione ve Draco'nun yakınlıklarıyla alakalı değil de, Draco'nun Ölüm Yiyen olmasından kaynaklanıyordu. Hermione'nin çektiği fırçalar saldırganlıklarını azaltsa da hâlâ ilkokul çocuğu gibiydiler. Öyle ki, Hermione bazen hiçbir şey yoluna girmeyecekmiş gibi bile hissediyordu.
Dördüncü günlerinin sabahında Draco kolunu yatağın diğer tarafına attı ve karşılaştığı boşlukla homurdandı. Gözüne gözüne giren güneş ışığına karşı koyarak gözlerini araladığında Hermione'nin odada olmadığını gördü. Dengesini zar zor bularak ayağa kalktı ve odanın banyosuna yöneldi. Tahmin ettiği gibi Hermione oradaydı. Ayaktaydı ve kolundaki bandajı değiştiriyordu.
Başta her şey normal gibiydi. Yani o bandaj kaç gündür vardı ve Hermione de sanırım her gün değiştiriyordu. Ama Draco ilk defa yarayı görüyordu. Bulanık görüşü netleştiğinde bazı harfler seçmeye başladı.
B.
Muhtemelen harf değil de yara olmalıydı. Yanlış görmüş olduğunu farz etti.
BUL.
Pekala, şimdi daha çok kelimeye benziyordu ama kız en az iki metre ilerisindeydi ve kendisi yeni uyanmıştı. Sadece birkaç adım daha yaklaşsa...
BULANIK.
O iğrenç kelimeyi okumasıyla irkilmesi ve küfretmesi bir oldu. Hermione de bir anda onu duyup irkildi ve arkasına döndü. Draco ışık hızıyla kızın yanında bitip kolunu camdan bir vazoymuşçasına eline aldı. Art arda ayıp sözler söylüyor, içini boşaltıyordu. Hermione başka zaman olsa hırladığına yemin bile edebilirdi.
"Bunu neden bana söylemedin?"
"Hey, Draco. Teyzen koluma iğrenç bir kelime kazıdı ve, sürpriz! Asla geçmiyor."
"Kapa çeneni."
"Asıl sen kapa. Ne dememi bekliyordun ki?"
"Lanet olsun, bilmiyorum ama fazla hazırlıksız yakalandım ve ben her zaman haklıyımdır. Bu yüzden kendini savunmaya cüret bile etme."
Hermione kolunu çekti.
"Geçen gün ben bir korkağım diye ağlayan kişi kimdi? Şimdi mi her zaman haklı oldun?"
"Bunun konumuzla alakası yok."
"Yaşadığımız şeylerin de diğer şeylerle pek alakası yok. Bunu dert etmeyi bıraktım."
"Ne yani, şimdi bir de felsefe yapmaya mı başladın Granger? Çekilmezsin."
"Merlin aşkına, Draco. Gecenin bir yarısı yatağıma geliyorsun ve hâlâ Granger mı yani?"
"Ve sen buna mı takılıyorsun?"
"Takılmam gereken daha iyi şeyler varsa durma, söyle!"
"Aptal üçüncü sınıflar gibi davranmayı bırak. Ne yani, sabah sabah senin için endişelendim diye mi bunlar?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sing me to sleep // dramione
Fanfictiondraco malfoy ve hermione granger'ın hayatı hiç olmayacak bir anda kesişti. *** #1 dramione 🥳 (13.08.2023) *** Başlama Tarihi : 28.04.2019 Tamamlanma Tarihi : ~