10.BÖLÜM

25 9 9
                                    

Multi: Yaprak KAYA

Telefonumu oynama devam ettim. Hoca teneffüste gel konuşalım demişti ama ben o kadar merdivenlerden inip bahçeye çıktım. Aynı merdivenlerden çıkacağımı düşünmüyorum tabi ki de.

"Pişştt!"

Sesin geldiği yöne baktığımda Rüzgar'ı gördüm. Bu çocuk beni gerçekten deli ediyordu!

Beyaz yuvarlak yaka tişört, altına da gri kot giymişti. Beyaz tişörtü dar gelmiş olacak ki kolundaki kaslar fırlıyordu resmen.

Çok kaslı olduğundan değil canım! Sadece tişört küçük gelmiş(!)

Arabasına yaslanmış ve pişkin pişkin sırıtıyordu.

"Ne var?" dedim homurdanarak.

"Hadi gel gidiyoruz."

Tek kaşımı kaldırarak sorgular biçimde konuştum. "Nereye?"

Göz kırparak konuşmaya başladı. "Gidince görürsün."

"Godonco gororson! Ben seninle bilmediğim yere neden geleyim?"

"Çünkü." diyip telefonunu gösterdi.

Kahretsin hala daha fotoğrafım ondaydı!

"Ama okul var. O yüzden maalesef gelemem. Devamsızlığım önemli." dedim aklımdan geçen ilk yalanı uydurarak.

"İlk derse girmezsen öğlene kadar yok yazılırsın."

Bana baktı ve o piç sırıtışıyla "Ee sen ilk derse girmediğine göre." dedi.

Bu sırada teneffüsü müjdeleyen zil çaldı. Aklıma aniden gelen bir fikirle tekrar konuşmaya başladım.

"Hem ben hocanın yanına gidicem. Konuşmak için çağırmıştı. Belki de yok yazmadı."

Tabi ki de yok yazmıştır. Hocalar bu fırsatı hiç değerlendirmez mi?

"Yani diyosun ki o merdivenleri çıkıcam."

Omzumu silkerek "Evet!" dedim.

Zafer gülümsememi yapıp okula girmek için arkama döndüm.

Dönmez olaydım! Selin koşa koşa bu tarafa geliyordu.

Hayır benim için geliyor dicem ama bana gelse koşarak gelmez. Ve de gülerek.

Bana gelmiyorsa nereye gidiyo bu şırfıntı!

"Rüzgaaarrrrr!" diye cırlamaya başladığında arkamı döndüm ve çatık kaşlarla ona bakmaya başladım.

O yine o meşhur sırıtışını yapıp sessizce konuşmaya başladı.

"Bak hayranlarımdan biri geliyo." diyip göz kırptı.

Egoist nolucak!

Çırpı bacak sonunda yanımıza geldiğinde nefes nefese kalmıştı.

Sessizce mırıldanmaya başladım. "Geldi çakma!"

Sanırım mırıldanmadım baya bağırdım. Eğer öyle olmasa ikisi de bana bakıyor olamaz ya!

Rüzgar bana bakıp sırıtırken ben havaya bakıyordum. Ee rezil oldum!

Selin sağ kolunu Rüzgar'ın sağ omzuna attı ve yanağına sulu bir öpücük kondurdu.

Tiksinircesine onlara bakarken Rüzgar'da benimle aynı fikirde olmuş olmalı ki Selin'İn kolundan çıktı.

"Eee napıyorsun burada?" dedi ağzını yaya yaya.

SakarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin