Canlarım şimdi multideki şarkıyı açıp bölümü okuyabilirsiniz. 'Severek dinlediğim şarkılardan biri:)'
Aklımda hala Rüzgar'ın 'Ben senin neyinim Yaprak?' diye sorduğu soru varken arabanın camından dışarıyı izlemeye koyulmuştum.
Hayır yani ne alakaydı? Neden öyle bir şey sorumuştu ki. Kafam iyice allak bullak oldu. Uzun zamandan sonra detaylıca düşünmek bana ağır geldi.
Sorduğu sorudan sonra sanki hiç bir şey dememiş gibi arabayı sürmeye devam etmişti. Normalde olsa bu konuyu iyice irdelerdim ama neden şu an bununla alakalı düşünmek istemiyordum?
Okulun önüne geldiğimizde arabayı kapının önünde durdurdu.
"İn."
"Bana emir vermekten vazgeç!"
Bıkkın bi tavırla gözlerini devirdi. Ben sanki çok meraklıydım onun arabasında durmaya!!!
Arabadan inip kapıyı sertçe çarptım.
"Yavaş lan. Hamburgerlerini satsan bu kapının parasını ödeyemezsin!" diye bağırmasını arkamda bırakarak okula doğru yürümeye başladım.
Saate bakmak için telefonumu açtığımda 13.00 olduğunu gördüm. Nasıl olsa 15 dakika sonra ders başlayacaktı.
Kantinden su alıp sınıfa çıkmıştım. Peki bu olağan bir şey miydi? Tabi ki de hayır!
İlle de bi sakarlık yapıp düşecektim dimi?
Allahım bu sakarlıklarımın hepsini annemin, merdivenlerden düşerken sancısının gelmesi ve tam o an da doktorların beni ula ortalık yerde doğurtmalarına bağlıyordum. Yoksa başka açıklaması olamazdı.
Üstüne düştüğüm değil de resmen uçtuğum kişiye bakınca karşımda hayvan gibi gülen bir yüz karşılıyordu. Bora.
Neyseki yere düşmemiştik de Bora beni tutmuştu.
"Lan oğlum hem önüne bakmıyorsun hem de pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun." dedim kaşlarımı çatarak.
Gülmelerinin arasından nihayet konuşabilmişti. "Kızım aval aval bakıp önüne bakmayan sensin. Bir de beni azarlıyorsun."
Her haksız olduğumda kendimi haklı çıkarmak için söylediğim o meşhur Yaprak sözünü söylemeye hazırladım kendimi.
"Bok!"
Attığı kahkahalarını göz ardı edip merdivenleri çıkmaya devam ettim.
"Yaprak."
Seslendiğini duyunca ondan tarafa döndüm. 'Söyle' der gibi bakışımı attığımda konuşmaya başladı.
"Okul çıkışı buluşuyoruz dimi?"
Bora'nın attığı mesaj aklıma gelince bunu tamamen unutmuş olduğumu fark ettim. Çocuk hatırlatmasaydı resmen onu ekicektim.
"He evet."
"O halde okulun yakınında bildiğim bir cafe var. İstersen oraya gidelim?"
Tek kaşımı kaldırarak cevap verdim. "Hamburger ısmarlayacaksan neden olmasın?" diyip hınzır gülüşümü yolladım.
Güldü. "Oldu o zaman çıkışta demir kapıda buluşalım."
Kafamı mutlulukla aşağı yukarı salladım ve merdivenleri çıkmaya devam ettim. Ne bitmez merdivenmiş anacım. Çık çık sınıfa ulaşmadım.
...
Son ders oldukça sıkıcıydı. Peki sıkıcı derslerde ne yapıyorduk? Aa bilmelisin.
Tabi ki dersi dinliyoruz. Ama ben uyuyorum. Ee ne demişler 'Yaprak'ın dediğini yap, yaptığını yapma.' Ehehehe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakar
Teen FictionBence okumalısın!!! Ne yazacağımı bilemedim yav. Neyse hikayede görüşürüz. Byeee🤍