9.BÖLÜM

27 11 4
                                    

Multi: Selin

"Peki benim bu eve taşındığımı nereden biliyordun?"

"Hani dün okul çıkışı evine sülalene yetecek kadar pizza söylemiştin ya." Sülale kelimesini bastıra bastıra söylemesi gözümden kaçmamıştı. Ama şuan buna takılmayacaktım.

"Eee?"

"İşte sen o zaman servis elemanına parayı verirken gördüm. Bu doğrultuda da bu evde oturduğunu anladım."

Demek ki o gün Rüzgar'a benzettiğim çocuk sahiden Rüzgar'mış.

Evimin önüne gelen servisin çalan korna sesiyle Rüzgar'la vedalaşıp servise doğru yöneldim. Yanımda ne okula dair eşya ne de üstümde okul kıyafeti vardı. Peki bu umurumda mı? Hayır.

Tam servise biniyordum ki Rüzgar'ın arkadan servisçi adama "Abi Yaprak bugün servisle gitmeyecek." dedi. Ben şaşkınlıkla ona bakarken "Tamam, Rüzgar oğlum."dediğini duydum.

Ve servis önümden geçip gitti.

"Ya sen ne yaptığını sanıyorsun?" Derin bir nefes aldıktan sonra tekrar konuşmaya başladım. "Ben şimdi neyle gideceğim? Koca kafa!"

Gülerek göz kırptı ve umursamaz tavırla "Benimle." dedi.

"Bonomlo! Bak bak şuna. Tıpış tıpış yürürüz artık! Sonra geç kalırız. Senin yüzünden sabah sabah azar işitemem." Sanırım çok hızlı konuştuğum için nefes nefese kalmıştım.

"Ne çok konuştun öyle sen."

"Şuanda konumuz bu değil!"

Elini cebine attı ve araba anahtarı olduğunu düşündüğüm şeyi çıkardı.

"Bu ne şimdi?"

Göz kırparak "Neye benziyor?" dedi ve anahtarı havada sallamaya başladı.

"Çalmışsındır sen onu. Hem ehliyetinde yoktur senin. Hayatta seninle gelmem ben!"

Meydan okurcasına "Diyosun?" dedi.

Ben de aynı şekilde karşılık verdim. "Aynen öyle diyorum!" dedim ve omuz silktim.

...

Yandaki camdan yolu izliyordum. Rüzgar'ın 18 yaşında ve ehliyeti olduğunu öğrendim. Ne kadar istemesem de sonunda beni arabasına bindirmiş okula gidiyorduk.

Şuan ona sinirli olduğum için ağzımdan tek bir kelime bile çıkmadı. Hoş o da arada gizlice bana bakması ve gülmesi dışında bir şey yapmıyordu.

Araba okulun otoparkında durduğunda kemerimi çıkarıp Rüzgar'a döndüm.

"Bir daha sakın karşıma çıkayım deme! 5 dakika geç kaldığım yüzünden boş boş azar işiteceğim."

Cevabını beklemeden hızlıca arabadan çıktım ve ardımdan sert kapanan bir kapı kalmıştı.

Sonunda sınıfa ulaşabildiğimde kapıyı tıklattım. İçeriden gelen "Gir." sesiyle kapıyı açtım.

Masada oturan -ortalama 40-50 yaşlarında, saçları beyazlamış- hoca karşıladı.

Gözündeki gözlüğü eliyle burnunun ortasına gelecek şekilde indirdi ve alttan alttan bana bakmaya başladı.

"Hocam pardon." dedim.

Orta sıralardan cırtlak bi ses yükselmeye başladı.

"Şuna bak bir de pardon diyor. Hangi ağanın kızısın sen." Sesin geldiği tarafa doğru baktığımda bu sesin sahibinin Selin olduğunu ayır etmem uzun sürmedi.

SakarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin