||When You Call My Name|| [Nomin /Jaeno]

(3)

Keyifli okumalar~ Ve Jeno böyle üper tatlı değil mi?
-yaş 15-
"Jaemin-ah hadi! Geç kalacağız!"
Jeno yarım saattir Jaemin'in hazırlanmasını bekliyordu ki birlikte okula gidebilsinler. Ama Na Jaemin nedense bu gün ayrı bir yavaş hareket ediyordu.

"Bir dakika daha bekle!" diye seslendi Jaemin odanın içinden. Jeno kapıya yaslanıp göz devirdi "15 dakika önce de böyle demiştin." diye fısıldadı kendi kendine.

İlk ders kimya olmasa bu kadar strese girmezdi ama ilk ders kimyaydı ve ne yazık ki geç gelirlerse Bay Kim kafalarını koparırdı.

Kapı aniden savrulup açılınca Jeno beklenmedik harketle geriye doğru sendeledi. Jaemin Jeno'yu hızla yakalayıp oyunbaz bir şekilde gülümsedi.

"Sonunda." dedi Jeno dik dik arkadaşına bakıp onu saran kolların arasından ayrılırken.

"Patladın sanki." dedi Jaemin umursamaz bir tavırla omuz silkerek. Daha sonra sıkı sıkı kapattığı avcunu Jeno'nun göz hizasına getirdi.
Bileğinde siyah bir ipin ucunda tutturulmuş iç içe geçmiş iki halkadan oluşan bir bileklik vardı.
Bu yeniydi.

"Bunu arıyordum." dedi Jaemin gülümseyerek.
"Neyi?" diye sordu Jeno anlamaz bakışlarla Jaemin'in yumruk halindeki eline bakarken.

Jaemin sorulan sorudan memnun bir şekilde ani bir el hareketi yaptı ve parmaklarına dolanan kolyeyi gülümseyerek gösterdi.

"Senin doğum günü hediyeni~" diyerek şakıdı sevinçle.
Jeno kolyenin ucundaki iç içe geçmiş halkalara baktı Jaemin'in bilekliğindekiler ile aynıydı.

"Ama daha bir ay vardı." dedi Jeno hafif mahçup bir mutlulukla. "Üstelik bir şey alamana gerek olmadığını söylemiştim."

Jaemin omuz silkip "Sana kalsa işimiz iş." dedi "Hem 1 ay daha sabredemedim~"

Jeno ona kocaman gülümsedi ve teşekkür etti.
"Takmamı iste misin?" diye sordu Jaemin merakla. Jeno olumlu anlamda kafasını sallayıp ona arkasını döndü.
Jaemin kolyeyi dikkatlice Jeno'nu  güzel boynuna takarken Jeno midesinde garip bir duygu hissediyordu.

Bu duygu Jeno'ya onu olduğu yerde zıplatmaya, karaokeye gidip 2 saat boyunca durmadan şarkı söylemeye hatta durmaksızın dans etmeye yetecek enerji veriyordu.

"İşte tamamdır!" diye heyecanla söyledi Jaemin ve Jeno'yu kendisine çevirip iki düğmesi açık gömlekten görünen kolyeye gülümsedi.

Tahmin ettiği gibi mükemmel duruyordu. Jeno'nun güzel bir boynu vardı ve şimdi güzel bir kolyesi de olmuştu.

"Teşekkür ederim." dedi Jeno tekrardan sessizce. Midesindeki kıpırtılar şimdi vücuduna ateş basmasına neden oluyordu.

Jaemin memnun bir şekilde gülümseyip bilekliğini gösterdi.
"İç içe geçmiş halkaları görüyor musun?" diye sordu. "Bu halkalar ikimizi temsil ediyor. Birimiz olmazsa halka boş kalır bu yüzden yaşlı dedeler olana kadar beraber olacağımıza dair söz ver!"

Jeno Jaemin'i ilk defa bu kadar kararlı görüyordu, iki parmağı arasına aldığı kolye ucuna bakıp gülümseyen gözleri ile onayladı arkadaşını.

Hoş onun da gelecek için öncelikli isteği en iyi arkadaşının hep yanı başında olmasıydı.

.
.

Jaemin odada yankılanan kulak ağrıtıcı gürültü ile sıçrayarak uyandı.
Daha ne olduğunu anlamamıştı ki kalçasında aniden başlayan ağrı kısıkça inlemesine sebep oldu.