(4)

1.2K 116 315
                                    

Resmen Ridin hala birincilik alamadı... Bölümü okuyan bir de gidip hayrına Ridin izlesin nolur
:( bu era birincilik alamazsa ben fanlık kariyerimi zirvede bırakırım!
-yaş 18-
"Bundan gerçekten emin misin?" diye sordu Jeno sessice. İkiside Jaemin'nin odasında karanlıkta yere bağdaş kurmuş oturuyorlardı.

Jaemin kararlı bakışlar ile baktı arkadaşına, penceren giren ay ışığı gözlerini parlatıyordu.

"Lanet olası üniversiteyi kazandık." dedi ve annesinin özel stoğundan aşırdığı şarp şişesini açıp Jeno'nun kararsızca tuttuğu kadehlere kırmızı sıvıyı doldurdu. "Kutlama yapmayı hak ediyoruz."

"Annen anlarsa bizi öldürür Jaemin-ah." dedi Jeno, bu fikirden kesinlikle hoşlanmamıştı. Jaemin kaşlarını çatarak önünde oturan çocuğa dik dik baktı. "Birincisi ben artık çocuk değilim." dedi "İkincisi korkaklık etmeyi kes! Ve üçüncüsü eğer hemen o kadehi ağzına dayamazsan seni öperim."

Jeno şaşkınlık ile arkadaşına bakarken Jaemin çoktan kadehi kafasına dikmişti.

Jeno onun adem elmasının yukarı aşağı hareket edişini izlerken son zamanlarda sıklıkla tekrarlanan midesindeki anlayamadığı kıpırdanma tekrar nükse etmişti.

Vücudu ateş basmaya başlayınca gözlerini kaçırarak aceleyle kadehi kafasına dikti. Bu ilk içki içişleriydi.

.
.

Jaemin kırmızı plastik bardaktaki birayı hızlıca içip bardağı tek seferde ters döndürünce büyük bir gürültü koptu.

Onların takımı kazanmıştı ve şimdi kaybeden takım kıyafetleri ilr suya atlamak zorunda kalacaktı.

"Of Jaemin! Senden nefret ediyorum!" dedi Renjun ceketini çıkarıp Jaemin'in suratına atarken. Jaemin kocaman sırıtıp dil çıkardı arkadaşına, kim ona git karşı takımda ol demişti ki?

"Sorun değil Renjun-ah ben seni sorna ısıtırım." dedi Yukhei ve gümüş saçlıya göz kırptı.

Renjun tepeden tırnağa kızarınca havuza atlamak için de istekli görünmeye başlamıştı.
Kaybeden takım teker teker havuza atlarken Jaemin Mark'ın birden yanında belirmesiyle irkildi.

"Tanrım sen beni koru!" diye fısıldıyordu Mark belli bir noktaya bakarken. Jaemin arkadaşının hareketlerine anlam veremeyip gözlerini diktiği yere baktı. Lee Donghyuck elinde iki içki ile mutsuzca etrafına bakıyordu.

"Galiba seni arıyor." dedi Jaemin masum ayağına yatarak. "Biliyorum gerzekalı!" dedi Mark hırsla ve yüzünü Jaemin'in arkasına gizlemeye çalıştı.

"Buraya bakıyor." dedi Jaemin ve gülümseyerek Donghyuck'a başı ile selam verdi.
Donghyuck ta ona gülümseyip yürüyerek görüş açılarından uzaklaştı.

"Gitti mi?" diye sordu Mark korkakça. Jaemin onaylar bir ses çıkarınca derin bir nefes alıp teşekkür amacı ile patpatladı Jaemin'in sırtını.

"Sanırım bu gecelik bu kadar partü baba yeter." dedi Mark yorgunca "Yoksa sonu Donghyuck'un yatağında olacak."
Jaemin kırkırdayıp "O kadar da kötü değildir. Hem herkes senin yerinde olmak için uğraşıyor biraz memnun ol." dedi.

Mark göz devirip "Ben heteroseksüelim Jaemin!" dedi ve ondan uzaklaşırken ekledi "Ve sizin bunu bozmanıza izin vermeyeceğim."

Jaemin tabi tabi anlamında başını sallarken arkadaşının temkinli hareketlerle partiden ayrılışını izledi.

"Çakma sevgilin havuzda boğuluyor gibi duruyor."
Jaemin arkasından gelen tanıdık sessin sahibine alayla bakıp "Merak etme beyaz atlı prensi kurtarır onu." dedi.

||When You Call My Name|| [Nomin /Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin