(1)

2.3K 138 202
                                    

Öncelikle yeni kurguma hoş geldiniz 💚💚💚 bu kurgu önceki kurgularımdan farklı olarak yumuş yumuş olmayacak.💚❤ Ateşi bol bir ilişki planlıyorum🔥~ hu hu~ Lütfen ilginizi eksik etmeyin
~ (*3*)~ sizi seviyorum💚
-yaş 6-
"Jeno, bu Jaemin bizim komşumuzun oğlu. Annenin işe gitmesi gerektiğinden seni onun ile oyun oynaman için Jaemin'in annesine emanet ediyorum. İyi bir çocuk ol tamam mı?"

Jeno bir annesine bir önündeki ona sırıtan çocuğa baktı. Çocuk siyah dağınık saçaları ve kirli suratı ile oldukça arkadaş canlısı duruyordu.

"Merhaba?" dedi çocuk ve elindeki çamurun kalıntılarını şortuna sürerek temizleyip Jeno'ya uzattı.
"Ben Na Jaemin! Yeni oyun arkadaşın."

.

"Sen şerefsiz domuzun tekisin Na Jaemin! Senden iğreniyorum!" genç adamın yüzü ani tokatla sağa savrulurken genç kız adamın yüzüne hırsla tükürüp korna sesleri ile dolu olan kalabalık sokakta hızlı adımlar ile uzaklaştı.

Jaemin sıkıntı ile oflayıp sokaktan gelip geçerken ona onaylamaz tavırlarla bakan insanlara göz devirdi.

"Bunun ile 30 oldu dostum." dedi arkasından gelen ses. Jaemin ona mendil uzatan arkadaşına bakıp isteksizce aldı mendili ve yüzünü sildi.

"Daha iyi bir işin yok mu Renjun?" diye sordu Jaemin arkadaşı küçük defterinedeki bir ismin daha üzerini çizerken. Renjun defteri ceketinin iç cebine koyup kurnazca gülümsedi.

"Senin kötü giden ilişkilerin benim en sevdiğim show Jaemin-ah~" dedi yapmacık bir sevimlilikle.
Jaemin karşısında sırıtıp duran adam yüzünde sırıtmaya başladı ve Renjun'u suratından itekleyerek yürümeye başladı.

"Bu sefer ne yaptın acaba?" diye sordu Renjun parlak simli gümüşi ceketi trafik lambası gibi parlıyordu, aynı şekilde saçları da gri beyaz arası bir tondaydı ve kaşında bir piercing vardı, dar siyah pantolonu bacaklarını oldukça şık gösteriyordu.

Jaemin omuz silkip yoldaki kola tenekesini tekmeledi "Yakın arkadaşı beni öptü ben de karşılık verdim." dedi umursamazca.

"Kız haklı bence de domuzun tekisin." dedi Renjun şimdi geri geri yürüyor bir yandan da insanlara çarpmamaya çalışıyordu.
"Kucağıma çıkıp dudaklarıma yapışan kendini bana sürtüp duran kendi arkadaşıydı. Ne yapsaydım iteklese miydim? Genç bir kızın kalbini kırmazk söz konusu, bir daha hiç cinsel ilgi duyamayabilirdi gentilmenlik gereği sorumluluğumu yerine getirdim ben." dedi Jaemin hararetle. Olayı hiç umursamadığı her halinden belli oluyordu.
Renjun göz devirip "Ee?" diye sordu "Şimdi ne yapacaksın minik tavşan kaçtığına göre yeni av mı arayacaksın?"
Jaemin siyah simli ceketini düzeltip pis bir şekilde sırıtarak "Dua et ileri görüşlü fazlaca seksi bir arkadaşın var Renjun-ah, yoksa bu gece yalnız uyurdun." dedi.

Renjun onaylamaz anlamda başını sallayıp sırıttı "Şerefsizin tekisin ama haklılık payın var." dedi ve önünü dönüp normal şekilde yürümeye başladı.

Bir kaç kalabalık sokak boyunca ilerledikten sonra önlerine çıkan gösterişli motorlar ve ışıklar ile Renjun bir iç çekip gözleri çoktan parlamış arkadaşına hınzırca baktı.
"Av alanımız belli oldu sanırım." dedi.

Jaemin arkadaşına göz kırpıp kendinden emin adımlar ile mekana ilerledi.

İkili içeri girdiğinde yüzlerine yoğun parfüm ve alkol kokusu çarpmıştı, mekanda hafif tempolu bir şarkı çalıyordu. Jaemin vakit kaybetmeden bar bölümüne ilerlerken Renjun etrafı kesmekle meşguldü.

"İki bira." diye seslendi Jaemin arkası dönük barmene. Barmen iki birayı hızlı hareketler ile açıp Jaemin'in önüne koydu.
"Av bölgeni mi değiştirdin?" diye sordu barmen daha sonra. Genç adam gözünü ayaklarından kaldırıp barmene bakınca kısa bir şaşkınlık yaşadı.

"Doyoung hyung? Tanrım sen işten çıkmamış mıydın?" diye sordu suratında saçma bir gülümseme belirmişti.
"Çıkmadım abin işimden kovulmama sebep oldu." dedi Doyoung göz devirerek. "Mekanda kavga çıkarttığına hala inanamıyorum."

"Abim tekrar bir clubda çalışmaya başladığını biliyor mu peki hm? " diye sordu Jaemin sinsice.

Doyoung gözlerini sonuna kadar açıp "Jaehyun'a tek kelime edersen gebertirim seni." dedi.
Jaemin haylazca gülerek omuz silkti ve birasından bir kaç yudum aldı. O sırada Renjun da hoplaya zıplaya Jaemin'in yanına gelmişti.

"Çok fena birini kestirdim gözüme!" dedi heyecanlı bir sırıtışla.
Birasını eline alıp bir kaç yudum içti ve ona meraklı gözlerle bakan Jaemin'e mekanın diğer ucundaki uzun kaslı genci gösterdi.

Jaemin gözlerini kısıp dikkatlice bakınca ağzındaki birayı püskürttü.

"Siktir!" diye fısıldadı telaşla.
Renjun anlamaz bir şekilde baktı arkadaşına "Tamam yakışıklı ama abartmadın mı?" diye sordu Jaemin'in eli ile ağzını silmesinden tiksinerek.

Jaemin Renjun'u umursamadan telaşlı gözlerle etrafı tarıyor tahmininin gerçek olmamasını diliyordu.

"Bak!" dedi aceleyle "O kişi Wong Yukhei tamam mı?"
Renjun kafasını sallayıp "Yukhei." diye fısıldadı.

Jaemin tanıdık bir simayı daha yakalayınca iyiden iyiye paniklemişti "Ve şuradaki parlak kırmızı simli ceketli olan da Lee Donghyuck!" dedi.
Renjun yine fısıltı ile tekrarlamıştı.

Jaemin acele ile ekledi "Ve o ikisi buradaysa-" ama sözü bangır bangır başlayan Havana ile kesilmişti.
Herkes toplanırken Jaemin bulmaktan korktuğu kişiyi insanların çember oluşturduğu yerin merkezinde gördü.

Siyah saçları, kırmızı parlak ceketi, keskin her halinden eğlendiği belli olan sürmeli gözleri ve bacaklarını saran siyah pantolon ile orada duruyordu işte.

Jaemin yutkunup fısıltıyla tamamladı cümlesini "Lee Jeno da buradadır."

Jeno iki arkadaşıyla beraber kalabalığın ortasında dans ederken Jaemin yutkunup çıkışa doğru baktı.
Bu gün olmazdı, bu gece yalnızdı.
Ama hala geç değildi, sonuçta Jeno onu görmemişti.

"Renjun bence hemen gitsek iyi olur." diye bağırdı Jaemin müziğin sesini bastırmak için ama yanında kimse yoktu.
Renjun çoktan kalabalığın arasında kaybolmuştu.

Jaemin stresle mavi saçlarını çekiştirdi. Hala şansı vardı Renjun'u burada bırakıp gidebilirdi ve Jeno onun bu gece yalnız olduğunu öğrenmezdi.
Ama gerizekalı arkadaşının ilk fırsatta kendini Yukhei'nin kollarına atacağından da emindi.

Jaemin sabırsızca ayaklarını yere vurup ani bir kararla kalabalığa yönelince Doyoung onu kolundan tuttuğu gibi durdurdu.

"Yah! Hyung!" diye sitemle bağırdı Jaemin.
"Biraların parasını öde ondan sonra nereye gidiyorsan git Jaemin." dedi Doyoung kararlılıkla "Sonra benden kesiyorlar."

Jaemin inanamaz bir tavırla bir kaç kağıdı masaya koyup hızlı adımlarla kalabalığa girdi. Gözleri dans eden insanları tararken ona sürtünen bedenler arasında kendini göz açıp kapayıncaya kadar çemberin önünde buldu.

Burada olmamalıydı, en önde durursa Jeno onu kesin fark ederdi.
Jaemin telaşla çözüm yolu ararken Renjun'un hemen karşı tarafta gözlerinden kalpler fışkırarak Yukhei'ye bakıp olduğu yerde sallandığı fark etti.

Kalabalığın içinde aceleyle o tarafa doğru ilerlemeye başladı.
"Afedersiniz." diyordu arada "Yol verin." bir kaç kişiyi geçip Renjun'a yaklaştığında içini buradan Jeno'ya görülmeden kaçabileceğine dair bir umut dolmuştu.

Jaemin bu umut ile bir adım daha atınca güçlü kollar tarafından ortaya iteklendi ve dans eden üçlünün önüne düştü.

Müzik kesilirken onu iten adamın bağırışı herkesi şaşırttı.
"Bir daha ayağıma basarsan yumruğumu yüzüne yersin piç!"

Jaemin kaşları hakaret ile çatılırken önünden hızla geçen kırmızı ceket ve dalgalanan siyah saçları ile Jeno okkalı bir yumruğu adamın yüzüne indirmişti.

Bu şekilde başlayan şiddetli kavga ile Jaemin bıkmış bir şekilde kendini nedensiz yere birbirlerine vuran insanların küfürleri arasında ölmek isterken bulmuştu.

Neden gerizekalı Renjun'u da yanında getirmişti ki zaten?

Umarım ilk bölüm hoşunuza gitmiştir~ Merakla sonraki bölümleri de beklemeyi unutmayın*3*


||When You Call My Name|| [Nomin /Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin